Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 18 Mart 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Lahika

ÂYET-İ KERİME MEÂLİ

"Biz onlara imtihan olarak bir dişi deve göndereceğiz. Sen onları gözetle ve sabret.”

Kamer Sûresi: 27

18.03.2007


HADİS-İ ŞERİF MEÂLİ

Mazlûmun bedduâsından sakın. Çünkü o, ancak Allah'tan hakkını almasını ister. Muhakkak Allah hiçbir hakkını geri çevirmez.

Câmiü's Sağîr, c: 1, no: 68

18.03.2007


Muhabbet, kâinatın bir sebeb-i vücududur

Ey nefisperest nefsim, ey dünyaperest arkadaşım! Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur, hem şu kâinatın râbıtasıdır, hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır. İnsan kâinatın en câmi’ bir meyvesi olduğu için, kâinatı istilâ edecek bir muhabbet, o meyvenin çekirdeği olan kalbine derc edilmiştir. İşte şöyle nihayetsiz bir muhabbete lâyık olacak, nihayetsiz bir kemâl sahibi olabilir.

İşte, ey nefis ve ey arkadaş! İnsanın, havfa ve muhabbete âlet olacak iki cihaz, fıtratında derc olunmuştur. Alâküllihâl, o muhabbet ve havf, ya halka veya Halıka müteveccih olacak. Halbuki halktan havf ise, elîm bir beliyyedir; halka muhabbet dahi belâlı bir musîbettir. Çünkü, sen öylelerden korkarsın ki, sana merhamet etmez veya senin istirhâmını kabul etmez. Şu halde, havf elîm bir belâdır.

Muhabbet ise, sevdiğin şey, ya seni tanımaz, Allahaısmarladık demeyip gider (gençliğin ve malın gibi); ya muhabbetin için seni tahkir eder. Görmüyor musun ki, mecâzî aşklarda yüzde doksan dokuzu mâşukundan şikâyet eder. Çünkü, Samed aynası olan bâtın-ı kalb ile, sanem-misâl dünyevî mahbublara perestiş etmek, o mahbubların nazarında sakîldir ve istiskàl eder, reddeder. Zîrâ fıtrat, fıtrî ve lâyık olmayan şeyi reddeder, atar. (Şehevânî sevmekler, bahsimizden hariçtir.) Demek, sevdiğin şeyler ya seni tanımıyor, ya seni tahkir ediyor, ya sana refâkat etmiyor, senin rağmına müfârakat ediyor. Mâdem öyledir, bu havf ve muhabbeti, öyle birisine tevcih et ki, senin havfın lezzetli bir tezellül olsun, muhabbetin zilletsiz bir saadet olsun.

Sözler, 24. Söz, 5. Dal, 1. Meyve, s. 322

Lügatçe:

muhabbet: Sevgi.

nefisperest: Nefse tapan.

dünyaperest: Dünyaya tapan.

sebeb-i vücud: Varlık sebebi.

râbıta: Bağ.

câmi’: Kapsamlı.

derc: İçine koyma.

alâküllihâl: Her halükârda.

havf: Korku.

Halık: Yaratıcı.

Samed: Herşeyin kendisine muhtaç olduğu, fakat kendisinin hiçbirşeye muhtaç olmadığı Allah.

bâtın-ı kalb: Kalbin iç yüzü.

sanem-misâl: Put gibi.

Bediüzzaman Said NURSÎ

18.03.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004