12 Eylül ihtilâlini yaptıkları için Kenan Evren’in başını çektiği cunta hakkında iddianame hazırlayan, ancak verilen takipsizlik kararının ardından meslekten ihraç edilen Adana eski Savcısı Sacit Kayasu, Türkiye’de düşünceyi ifade etmenin darbe yapmaktan daha tehlikeli görüldüğünü söyledi.
Kayasu, Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada Kenan Evren’in Türkiye’nin eyaletlere ayrılması ile ilgili sözlerinin düşünce hürriyet kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye’de çarpık bir anlayışın olduğunun altını çizdi.
Kenan Evren’in 12 Eylül ihtilali sebebiyle bu kadar yoğun bir eleştiriye tabi tutulmadığına dikkat çeken Kayasu, şunları söyledi:
“Kenan Evren’e darbe gerçekleştirdiği için bir şey yapılmadı. Fikir açıklaması kapsamında değerlendirilmesi gereken son sözlerini suçlamaya kalkarsan bu ‘darbeler serbest fikirler yasak’ anlamına geliyor. Buradan çıkan sonuç fikrin darbeden daha tehlikeli sonucu olduğudur. Adam, ‘Türkiye eyaletlere bölünsün’ diyor. Tamam diyebilir. Bunu demek suç olursa Türkiye’de insanlara ‘düşünme, konuşma’ demektir ki en tehlikelisi de budur. Doğruyu herhangi birisi söylerse bu suç olmamalı. Hatta yanlışı bile söylerse suç olmamalı. Herhangi bir şekilde kişilere kurumlara hakaret edilmeyinceye kadar bu suç olmamalı. Bu adamın fikridir. İsteyen inanır istemeyen inanmaz.”
Evren’i darbe yaptığı için suçlamayanların ve karşı gelemeyenlerin son sözlerinin üzerine çok gitmesini de değerlendiren Kayasu, “Bunun nedeni darbe taraftarlığıdır. Kimisi o darbeye kimisi bu darbeye taraftar. Darbeye darbe olduğu için karşı çıkmak gerekir. Eline silah geçiren idareye el koyacak ve ‘bu böyle’ diyecek. O zaman niye seçimleri yapıyoruz? Niye ‘Türkiye Cumhuriyet demokratik bir hukuk devletidir’ diyoruz? O zaman ‘Türkiye Cumhuriyeti askeri bir idaredir’ diyelim. Bu kadar basit. Yunanistan’da darbe yapanları içeriye tıktılar. Bir daha darbe olmuyor. Darbeciler tam 31 senedir hapiste. Bizde maalesef el üstünde tutuluyor” diye konuştu.
Sacit Kayasu, 12 Eylül ile ilgili hazırladığı iddianamesine verilen takipsizlik kararının “rezillik” olduğunu belirterek, “Savcı iddianame tanzim eder. Mahkeme karar verir. Başsavcı ‘ben bunu beğenmedim’ diyemez. En saçma sapan iddianame dahi değerlendirmeye tabi tutulmalı” dedi.
|