|
|
|
Türkiye’de darbe serbest, fikir yasak |
12 Eylül ihtilâlini yaptıkları için Kenan Evren’in başını çektiği cunta hakkında iddianame hazırlayan, ancak verilen takipsizlik kararının ardından meslekten ihraç edilen Adana eski Savcısı Sacit Kayasu, Türkiye’de düşünceyi ifade etmenin darbe yapmaktan daha tehlikeli görüldüğünü söyledi.
Kayasu, Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada Kenan Evren’in Türkiye’nin eyaletlere ayrılması ile ilgili sözlerinin düşünce hürriyet kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye’de çarpık bir anlayışın olduğunun altını çizdi.
Kenan Evren’in 12 Eylül ihtilali sebebiyle bu kadar yoğun bir eleştiriye tabi tutulmadığına dikkat çeken Kayasu, şunları söyledi:
“Kenan Evren’e darbe gerçekleştirdiği için bir şey yapılmadı. Fikir açıklaması kapsamında değerlendirilmesi gereken son sözlerini suçlamaya kalkarsan bu ‘darbeler serbest fikirler yasak’ anlamına geliyor. Buradan çıkan sonuç fikrin darbeden daha tehlikeli sonucu olduğudur. Adam, ‘Türkiye eyaletlere bölünsün’ diyor. Tamam diyebilir. Bunu demek suç olursa Türkiye’de insanlara ‘düşünme, konuşma’ demektir ki en tehlikelisi de budur. Doğruyu herhangi birisi söylerse bu suç olmamalı. Hatta yanlışı bile söylerse suç olmamalı. Herhangi bir şekilde kişilere kurumlara hakaret edilmeyinceye kadar bu suç olmamalı. Bu adamın fikridir. İsteyen inanır istemeyen inanmaz.”
Evren’i darbe yaptığı için suçlamayanların ve karşı gelemeyenlerin son sözlerinin üzerine çok gitmesini de değerlendiren Kayasu, “Bunun nedeni darbe taraftarlığıdır. Kimisi o darbeye kimisi bu darbeye taraftar. Darbeye darbe olduğu için karşı çıkmak gerekir. Eline silah geçiren idareye el koyacak ve ‘bu böyle’ diyecek. O zaman niye seçimleri yapıyoruz? Niye ‘Türkiye Cumhuriyet demokratik bir hukuk devletidir’ diyoruz? O zaman ‘Türkiye Cumhuriyeti askeri bir idaredir’ diyelim. Bu kadar basit. Yunanistan’da darbe yapanları içeriye tıktılar. Bir daha darbe olmuyor. Darbeciler tam 31 senedir hapiste. Bizde maalesef el üstünde tutuluyor” diye konuştu.
Sacit Kayasu, 12 Eylül ile ilgili hazırladığı iddianamesine verilen takipsizlik kararının “rezillik” olduğunu belirterek, “Savcı iddianame tanzim eder. Mahkeme karar verir. Başsavcı ‘ben bunu beğenmedim’ diyemez. En saçma sapan iddianame dahi değerlendirmeye tabi tutulmalı” dedi.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
08.03.2007
|
|
|
Yasak ayrımcılık ve şiddettir |
AKDER Başkan Yardımcısı Av. Fatma Benli: Ya Dünya Kadınlar Gününü kaldıralım, demokratik toplum gereklerinden, özgürlükten, toplumsal cinsiyet eşitliğinden hiç bahsetmeyelim, ya da bütün bunlarla çelişen başörtüsü yasağını kaldıralım. “Haydi kızlar okula,” “Kadını, toplumu eğitmemiz lâzım” derken samimî isek, kadının önündeki engelleri kaldırmamız gerekiyor. Demokrat Hanımlar Derneği: Adaletin gerçekten sağlanmasını ve başörtüsü yasağının bir an önce kaldırılmasını istiyoruz. Eğitim-Bir-Sen: Kadın çalışanlar kılık kıyafetinden ötürü ayrımcılığa ve baskıya maruz kalmamak istiyor.
Türkiye Diyanet Ve Vakıf Görevlileri Sendikası (Diyanet-Sen) Genel Başkanı Ahmet Yıldız, kadın hakları konusunda titizlikle duran İslâm’ın kadına müstesna bir yer verdiğini ve haklarının gözetilmesini emrettiğini hatırlatarak, “Yine dinimizin bir emri olan tesettür ve başörtüsü emrinin kamu alanı diyerek istismar edilmesi, yasaklanması kadın haklarının ötesinde din ve vicdan özgürlüğünün istismarıdır. Kadına uygulanan bir ayrımcılık ve şiddettir” dedi. “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” dolayısıyla bir açıklama yapan Yıldız, “Iraklı, Filistinli, Afganistanlı kadınların tecavüzlere maruz kaldığı, yıllardır savaş ortamında yaşamak zorunda kaldıkları, Amerikalı kadınların 6 Saniyede bir ırzına geçildiği, dünyadaki tüm kadınların hatta özellikle Avrupalı kadınların hala şiddete maruz kaldığı, töre ve namus cinayetlerinin hala önlenemediği, başörtüsünün hala sorun olduğu bir 8 Mart’tı daha yaşıyoruz” dedi.
KADIN VE ERKEK KULLUKTA EŞİT
Yapılan araştırmalara göre hem dünyanın değişik ülkelerinde hem de ülkemizde kadın haklarının ihlal edildiğini söyleyen Ahmet Yıldız şöyle konuştu:
“Kadın haklarının istismar edildiği bir diğer konu da maalesef dini yanlış yorumlamadan kaynaklanıyor. İslam’ın, kadın ve erkeği kul paydasında eşitleyen ve kadın ve erkeği tek başına sorumlu tutan bir anlayışa sahip olmasına rağmen maalesef yanlış dini yorumların kadının aleyhine yapıldığını ve kadının haklarını elinden aldığını görüyoruz. İnsanlar önce kadına karşı olan yanlış düşüncelerini bir ideoloji haline getirdiler. Bu yanlış ideolojilerini dinî metinlere sokmaya çalıştılar. Buna güç yetiremeyince dinî metinleri ideolojileri doğrultusunda yorumlamaya başladılar. Oysa kadına karşı ayrımcılığı, kadını erkekten aşağı gören düşünceyi dine mal etmeye çalışmak dine haksızlıktır. Kadın bugün Irak’ta ve işgal altındaki ülkelerde, namusu ayaklar altına alınan, işkencenin her türlüsüne maruz bırakılan bir unsur haline gelmişse, hâlâ eğitimden yoksun bırakılıyorsa bütün bu hak ihlalleri kadın haklarının ötesinde insan hakları ihlalidir.”
DEMOKRAT HANIMLAR DERNEĞİ:
ADALET İSTİYORUZ
Demokrat Hanımlar Derneği, Başbakan Erdoğan’ın, şiddetin panzehiri adaleti sağlamak için ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyasını başlattıklarını söylemesini eleştirdi. Dernekten yapqılan açıklamada ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyası güzel bir çalışma olmakla birlikte, kızların daha ileriki eğitimlerinin başörtüsü yasağıyla engellenmesiyle çelişmektedir. Adaletin gerçekten sağlanmasını ve bu yasağın bir an önce kaldırılmasını istiyoruz” denildi. Eğitimin evrensel bir hak olmasının yanında, sağlıklı toplumun da temel şartları arasında yeraldığına dikkat çeken Demokrat Hanımlar, “Bu durumda her bireyin, daha çok sayıda insanımızın, özellikle de kadınlarımızın eğitim hakkından yararlanmasını teşvik edici, özendirici davranışlar içerisinde olması beklenmektedir. Tabii sözkonusu sorumluluk en başta devlet ve hükümet yetkililerimize aittir” dediler. Demokrat Hanımlar Derneği ayrıca, “Demokratik değerlerin yansıma bulması, bütün insanlığı sevginin, barışın, hoşgörünün kuşatması gerektiği inancındayız ve bunun en yakın zamanda gerçekleşmesini diliyoruz” temennisini de dile getirdi.
YA YASAĞI , YA DA KADINLAR
GÜNÜNÜ KALDIRIN
AKDER Başkan Yardımcısı Avukat Fatma Benli, “Ya Dünya Kadınlar Günü’nü kaldıralım, demokratik toplum gereklerinden, özgürlükten, toplumsal cinsiyet eşitliğinden hiç bahsetmeyelim, ya da bütün bunlarla çelişen başörtüsü yasağını kaldıralım” dedi. Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla başörtüsü yasağını gündeme getiren bazı kadın sivil toplum kuruluşları, pozitif ayırımcılık yapıldığından, Türkiye’de kadınların gelişmekte olduğundan bahsetmekle, başörtüsü yasağının devamına göz yummanın birbiriyle çeliştiğine dikkat çekti. Yüzbinlerce başörtülü kadının yaşadığı dramların ‘yok saymak’la ortadan kalkmış olmayacağını belirten STK temsilcileri, başörtüsü yasağının bir an önce kaldırılmasını istedi. Av. Benli, yaptığı yazılı açıklamada,”Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de yüz binlerce kadının insan hakları her gün ihlal ediliyor” dedi.
Benli şöyle devam etti: “‘Haydi kızlar okula’, ‘Kadını, toplumu eğitmemiz lazım’ derken samimiysek, kadının önündeki engelleri de kaldırmamız gerekiyor. Kadının insan haklarının elde edilmesi, kadını başörtülü başı açık olarak ayırmamaktan ve başörtülü kadının haklarını elinden almamaktan geçiyor” değerlendirmesinde bulundu. Benli, “Ya bu günü kaldıralım, demokratik toplum gereklerinden, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğundan, toplumsal cinsiyet eşitliğinden, kadınların da erkekler kadar özgür olduğundan hiç bahsetmeyelim, ya da bütün bunlarla çelişen başörtüsü yasağını kaldıralım” dedi.
BAŞOĞLU: BAŞÖRTÜLÜ HANIMLAR
HÂLÂ EĞİTİM ALAMIYOR
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Dünya Kadınlar Günü kutlanırken, başörtülü kadınların hâlâ eğitim alamamalarının, hâlâ kamuda çalışamamalarının artık “ızdırap” haline geldiğini belirtti. “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, özellikle çalışan kadınlarının bu yıl da huzur içerisinde giremediklerini, özlük haklarından, çalışma şartlarından kaynaklanan sıkıntıları devam ettiğini bu sıkıntılar ev yaşantısına yansıdığını ve huzuru bozduğunu söyleyen Başoğlu, “Anayasa’dan doğan sendikaya üye olma hakkını kullanamayan ve yine Anayasa’dan doğan toplu iş sözleşmesi hakkından yararlanamayan, sadece işverenin verdiğine rıza göstermek suretiyle çalışmak zorunda kalan binlerce kadının, çalışma koşulları da düzeltilmemektedir” dedi.
MEMUR-SEN: ÇAĞDIŞI YASAK
UYGULAMASINA SON VERİLSİN
Memur-Sen’in 8 Mart Dünya Kadınlar günü sebebiyle hazırladığı “çalışan kadınlar raporu”nda, “Toplumda çalışan kadınlarla ilgili olumsuzlukların ortadan kaldırılması, ücret adaletsizliği ve meslek edindirme adaletsizliğine son verilmesi ve çağdışı kılık ve kıyafet uygulamasına son verilmesidir. Türkiye’deki çalışma hayatının çağdaş, sosyal ve demokratik yönden yeniden ele alınması, bu konu ile ilgili Türkiye’deki Anayasa ve evrensel değerlere uymayan uygulamalara son verilmesidir” denildi.
Kadın çalışanların sorunlarının sıralandığı raporda, “Son zamanlarda küreselleşmeye birlikte kadın istihdamında birtakım iyileşmeler olmakla beraber, kadın istihdamı, eğitim, yargı, hizmet sektörü ve büro hizmetlerinde ağırlık kazanmıştır. BM tarafından yapılan yoksulluğun tanımının içinde, sosyal aşağılanma ve dışlanma, karar sürecinde olmama, eğitim ve istihdamdan dışlanma, belli bir kesimin önüne engeller koyma eleştirileri de bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye Anayasası’nda ve yasalarda kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın olması yönünde somut ve soyut kavramlar bulunmaktadır” görüşüne yer verildi.
EĞİTİM-BİR-SEN: KADINLARA
KIYAFET BASKISI SÜRÜYOR
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen), eğitimin ailede başladığını; ailenin temelini de “anne” olarak kadının oluşturduğunun aşikar bir gerçek olduğunu belirtti. Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle, yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Daha adil bir ücret dağılımı istiyor kadın çalışanlar, daha insanî bir iş ortamı, daha güvenli ve kolay bir ulaşım, daha müşfik ve himayeci bir yönetim istiyor. Çocuğunu bırakabileceği uygun bir kreş istiyor. Doğum öncesi ve sonrasında yeterince izin istiyor. Çocuğunun bakım masraflarına yetecek miktarda göstermelik olmayan çocuk yardımı istiyor. Kılık kıyafetinden ötürü ayrımcılığa ve baskıya maruz kalmamak istiyor. Her türlü tacizden ve şiddetten uzakta ve güven içinde çalışmak istiyor.”
Ahmet TERZİ - Recep GÖREN -
Fatih KARAGÖZ- İbrahim DOĞRU
|
/ ANKARA
08.03.2007
|
|
|
Laikliğin kulvarı 1950’de değişti |
Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünsal Yavuz, Türkiye’de laikliğin 1950’ye kadar başka, 1950’den sonra başka bir kulvarda gittiğine dikkat çekerek, bunun görülmesi, eleştirisinin yapılması gerektiğini savundu. “Tepki koymak zorundayız” diyen Yavuz, “laiklik yoksa demokratik hak ve özgürlükler de yok” dedi.
Gazi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezince düzenlenen ‘’Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Temel Dinamikleri Açısından 3 Mart 1924 Yasaları ve Günümüze Yansımaları’’ konulu sempozyum, ‘’Laiklik Anlayışı’’ ve ‘’Genel Değerlendirme’’ oturumlarıyla sona erdi. Sempozyumda konuşan Prof. Dr. Yavuz, laikliğin Türkiye’deki gelişimini anlatırken, din ve devleti olması gereken alanlara çekmenin, dini toplumsal olmaktan çıkarıp kişinin vicdanına teslim etmenin kısa sürede olduğunu söyledi. Toplumun laik olduğunun tek bir yasayla belirlenemeyeceğini dile getiren Yavuz, ‘’Pek çok şey bir araya gelince toplum laik olur. Laiklik bir çok olgular ve dönemeçlerin aşılması sonunda bir yapı olarak ortaya çıkar’’ dedi.
Yavuz, Türkiye’nin ilk çatısının Cumhuriyet olduğunu belirterek , ‘’Bu çatı iki sütun üzerinde yükseliyor, demokrasi ve laiklik. Bu sütunlar tahrip edilirse çatı çöker ve biz göçük altında kalırız’’ diye konuştu.
Yavuz, Türkiye’de laikliğin 1950’ye kadar başka, 1950’den sonra başka bir kulvarda gittiğine dikkat çekerek, bunun görülmesi, eleştirisinin yapılması gerektiğini savundu. ‘’Tepki koymak zorundayız’’ diyen Yavuz, ‘’laiklik yoksa demokratik hak ve özgürlükler de yok’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
08.03.2007
|
|
|
Şahin: Yanlış varsa hesabı sorulur |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, kamu ihaleleriyle ilgili olarak, “Suç oluşturacak bir şey varsa Cumhuriyet savcılıklarına intikal eder. Ayrıca, gelen ihbarlarla ilgili İçişleri Bakanlığınca soruşturma ve inceleme yapılmaktadır. Türkiye, hukuk devletidir. Biri yanlış yaparsa yetkililer yakasına yapışır” dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Büyükşehir Kanunu, Belediye Kanunu ve Mahalli İdare Birlikleri Kanunlarında değişiklik öngören kanun teklifinin görüşülmesi sırasında milletvekillerinin sorularını cevaplandıran Devlet Bakanı Şahin, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının Kamu İhale Kanunu kapsamında ihale yaptığını hatırlattı. İhalelerin herkese açık olduğunu, şartları taşıyanların ihalelere girdiğini belirten Şahin, en uygun teklifi verenlerin ihaleyi aldığını anlattı. Bakan Şahin, ‘’İhalenin yapılış tarzı açısından bir değişiklik söz konusuysa, Kamu İhale Kurumu bunu tespit eder ve yasalara aykırı durum varsa, iptal eder. Suç oluşturacak bir şey varsa Cumhuriyet savcılıklarına intikal eder.
Ayrıca, gelen ihbarlarla ilgili İçişleri Bakanlığınca soruşturma ve inceleme yapılmaktadır. Türkiye, hukuk devletidir. Biri yanlış yaparsa yetkililer yakasına yapışır’’ diye konuştu.
İş yeri açma yetkisi İl Özel İdare'nin
Teklif üzerinde, AK Parti Grup Başkanvekili İrfan Gündüz tarafından verilen ve sivil hava ulaşımına açık havaalanlarında tesis açma ve çalıştırma ruhsatı verme konusunda, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün yetkilendirilmesini öngören değişiklik önergesi kabul edildi.
Teklifte, sivil hava ulaşımına açık havaalanlarında işyeri açma ve çalışma ruhsatının, İstanbul ve Kocaeli Büyükşehir Belediyeleri dışındaki yerlerde il özel idarelerince verilmesi öngörülüyordu.
|
/ ANKARA
08.03.2007
|
|
|
İSKİ: Kayırma yok |
İSKİ Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada, yaptıkları ihalelerin tamamının ihale mevzuatına uygun olduğu ifade edilerek, “Alınan kararlar ile bir zümrenin veya bir partinin taraftarlarının korunması söz konusu değildir” denildi.
İSKİ’nin yazılı açıklamasında, son günlerde kurum hakkında bazı basın-yayın organlarında ‘’asılsız iddiaların’’ yer aldığı ifade edilerek İSKİ’nin, 4734 sayılı Kanuna tabi olduğu ve ihaleleri bu Kanun ve yönetmelikler doğrultusunda yapıp sonuçlandırdığı bildirildi. İSKİ’nin açıklamasında, şu ifadelere yer verildi:
‘’Bazı basın-yayın organlarında yer alan; ‘ihaleyi alan firmanın bir partinin mensubu olduğu, ihalelerin daima o parti mensuplarına verildiği’ ifadelerinin neye göre yazıldığını anlayabilmek mümkün değildir. Zira, ihaleye katılan firmaların hangi siyasi partiye mensup olduklarını bilmek mümkün olmadığı gibi, bu firmalar da ihaleye sundukları belgelerde bunu ibraz etmezler. İdaremizce yapılan ihalelerin tamamı ihale mevzuatına uygundur. 4734 sayılı Kanunun 5. maddesindeki unsurlar, idaremizin ihalelerinde de esas alınarak kararlar alınmıştır. Alınan kararlar ile bir zümrenin veya bir partinin taraftarlarının korunması söz konusu değildir. Basın-yayın organlarında zikredilen asılsız ifadeler, kamuya hizmet amacıyla görev yapan idaremizin yönetici ve çalışanlarını son derece huzursuz etmiştir.’’
|
/ İSTANBUL
08.03.2007
|
|
|
Ağar: İstiklal Marşının kime ne zararı var? |
“Parti kongrelerinde istiklâl marşı okumanın kime ne zararı var?” diyen Ağar, “Ayrılık temelinde değil, demokrasi temelinde gelişmek, haklar ve özgürlükler temelinde ülkeyi daha ileri noktalara taşımak istiyorsak bakış açımız ülkede yaşayan 70 milyonun birlikteliğidir” diye konuştu.
ELAZIĞ (A.A) - DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’Parti genel kongrelerinde İstiklal Marşı okumanın kime ne zararı var” diye sordu.
Ağar, Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyetinde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de siyasetin ne alanda yapılacağının belli olduğunu, siyasetin kendi alanını sürekli genişlettiğini ifade ederek, haklar ve özgürlüklerin demokrasi temelinde genişleyen ve gelişen bir siyaset alanının Türkiye’nin temel alanı olduğunu ifade etti.
Etnik ve dini temelde siyaset yapmanın Türkiye’ye hiç bir yararı olmadığını, siyaset yapmak isteyen her siyasi parti ve her kişiye yolların açık olduğunu belirten Ağar, bu temelde siyaset yapacakların dikkat edecekleri bazı hususlar bulunduğunu kaydetti. Ağar, ‘’Parti genel kongrelerinde İstiklal Marşı okumanın kime ne zararı var. Okumak gerekir’’ dedi.
Türkiye’de siyasetin birliktelik temelinde geliştirildiğini belirten Ağar, şöyle konuştu:
‘’Ayrılık temelinde değil, demokrasi temelinde gelişmek, haklar ve özgürlükler temelinde ülkeyi daha ileri noktalara taşımak istiyorsak bütün bunlara bakış açımız ülkede yaşayan 70 milyonun birlikteliği temelidir.
Türkiye’nin bütünlüğü temelidir. Bütün bunları göz önünde tutmaksızın belli günlerden istifadeyle kadınları ve çocukları öne çıkarmak suretiyle birtakım eylemlerin sahibi olarak Türkiye’de karşılığı olmayan işleri yapmanın zamanı ve modası geçmiştir. Halk artık her şeyi görmekte ve bilmektedir. Halk artık kanı, göz yaşını ve terörü bir daha yaşamak istememektedir. Halk ülkede gelişmeyi, kalkınmayı ortaya çıkacak zenginliği, adaletli bir şekilde paylaşımı istemektedir.’’
|
/ ELAZIĞ
08.03.2007
|
|
|
AB’den ‘’hellim sorununa’’ müdahele |
Kıbrıs Rum yönetiminin, Hellim peynirini ‘’Hallumi’’ ismiyle Kıbrıs Rum ürünü olarak tescil ettirmeye çalışması üzerine Kıbrıs’ta KKTC ile Rum yönetimi arasında başlayan ‘’hellim sorununa’’ Avrupa Komisyonu müdahale etti.
Rum Simerini gazetesinin haberine göre, Avrupa Komisyonu, hellime ‘’Hellim’’ ve ‘’Hallumi’’ olarak iki toplumlu isim vermeye hazırlanıyor.
Habere göre, AB Komisyonu, Kıbrıs Türk tarafının, Güney Kıbrıs’ın, hellimi Kıbrıs Rum ürünü olarak ‘’Hallumi’’ ismiyle tescil ettirme yönünde hazırladığı dosyaya itirazda bulunarak, hellimin, Türkçe isimle de tescil edilmesi yönündeki talebini dikkate aldı.
AB Komisyonunun hellim konusundaki görüşlerini Rum hükümetine ilettiğini belirten gazete, komisyonun ayrıca KKTC’de üretilen hellimin tescil edilecek prototipe ne kadar uygun olduğunun Rum yetkili makamları tarafından nasıl kontrol edilebileceğinin yolları üzerinde düşündüğünü savundu. Rum Tarım Bakanı Fotis Fotiu, Simerini gazetesine yaptığı açıklamada, AB Komisyonunun, Kıbrıslı Türklerin, isim haklarının tescil edilmesi gündemde olan hellimin Türkçe isimle de tescili konusundaki itirazlarını dikkate aldığını ve her iki dilde de tescilini kabul etme ihtimali olduğunu söyledi.
Fotiu, Kıbrıslı Türklerin itirazlarının, konuyu değerlendirecek komite tarafından ‘’tarafsız bir şekilde ele alınacağını’’ ifade ederek, şunları söyledi:
‘’Biz Kıbrıslı Türklerin de çıkarlarını sağlamayı istiyoruz. Bu ürün, Kıbrıs Rum ürünü değil Kıbrıs ürünü olacaktır. ‘Devletin’ makamları tarafından ‘işgal’ bölgelerinde hellimin üretimine dair kontroller yapılmasını kabul ederlerse Kıbrıslı Türkler de hellim ihraç edebilirler. Benim için isimlendirmeden çok, ‘işgal’ bölgelerinde gerekli kontrollerin yapılmasının yollarının bulunması daha önemlidir.’’
|
/ LEFKOŞA
08.03.2007
|
|
|
Eylülde 74 milyonuz |
Bu yıl ortasında 73 milyon 875 bin kişi olan Türkiye nüfusunun yıl sonunda 74 milyon 320 bin kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) projeksiyonlarını baz alarak yapılan hesaplamaya göre, Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul’un yıl ortası nüfusu 11 milyon 914 bin kişi olarak hesaplanırken, Ekim ayında İstanbul nüfusunun 12 milyonu aşması bekleniyor.
Her ay yaklaşık 24 bin 500 kişinin eklendiği İstanbul’un yıl sonu nüfusunun ise 12 milyon 61 bin kişi olması bekleniyor.
ANKARA 4,5 MİLYONU 1 YIL BEKLEYECEK
Başşehir Ankara’nın bu yıl ortasında nüfusunun 4 milyon 453 bin kişi olması öngörülürken, 4,5 milyonluk barajı aşması için gelecek yılın Mart ayını beklemesi gerekecek. Ankara’nın bu yıl sonu nüfusunun yaklaşık 4 milyon 486 bin kişi olacağı tahmin ediliyor.
BURSA 2,5 MİLYONU GELECEK YIL AŞACAK
Bu arada, Türkiye’nin büyük illerinden Bursa’nın yıl ortası nüfusu 2 milyon 466 bin kişiye ulaşacak. Bursa’nın 2,5 milyon kişilik barajı aşması için gelecek yılın Şubat ayını beklemesi gerekecek.
TÜRKİYE’YE HER AY BİR TUNCELİ EKLENİYOR
Bu arada, Türkiye’nin nüfusuna her ay Tunceli ili kadar, yani yaklaşık 73 bin kişi ekleniyor. Türkiye nüfusunun gelecek yıl ortasında 74 milyon 766 bine ulaşması Kasım 2008’de ise 75 milyonu aşması bekleniyor.
DİĞER İLLER
Öte yandan, bu yıl ortasında İzmir’in nüfusu 3 milyon 769 bin kişiye, Antalya’nın nüfusu da 2 milyon 135 bin kişiye çıkacak.
Adana’nın nüfusu 2 milyon sınırını aşarak 2 milyon 6 bin kişiye yükselecek.
Aydın da 1 milyon barajını aşacak ve 1 milyon 6 bin kişiye ulaşacak.
Konya’nın nüfusu 2 milyon 451 bine yükselirken, Türkiye’nin en az nüfusa sahip ile Tunceli’nin nüfusu ise 73 bine gerileyecek.
|
08.03.2007
|
|
|
Erdoğan: Beyin göçünü tersine çevirmeliyiz |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin AR-GE ve bilime verdiği önemi kuşkuyla karşılayanların, bu alana ayırdığı bu kaynağı ve özel ilgiyi görünce mahcup olduklarını ifade ederek, “Bu, yeniliğe karşı çıkmaktır. Gelişime karşı direnme, ilerlemeye karşı kuşkucu ve dogmatik davranma tavrını artık bırakmamız gerekiyor” dedi.
Erdoğan, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun, 15. toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, ülkenin gelecek projesi olarak görülen ulusal bilim ve teknoloji stratejisinin 2005 yılından beri uygulandığını hatırlatarak, artık ortaya konan perspektifin, çabaların semeresinin alınmaya başlandığını kaydetti. “Biz dünya çapında bilimsel faaliyette bulunan, dünya standartlarında araştırma, geliştirme yapan, dünyaya söz söyleyen bir Türkiye araştırma alanı hedefliyoruz” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Gelişime karşı direnme, ilerlemeye karşı kuşkucu ve dogmatik davranma tavrını artık bırakmamız gerekiyor.
|
/ ANKARA
08.03.2007
|
|
|
Youtube’ye erişim yasağı |
Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Paul Doany, YouTube’ye erişim yasağıyla ilgili olarak, sitenin hizmetinin Türkiye’de ‘’askıya alındığını’’ bildirdi.
Doany, Atatürk’e hakaretler içeren görüntülerin yer aldığı YouTube’ye erişim yasağıyla ilgili olarak, ‘’Dün (önceki gün) akşam mahkeme kararı bize faks olarak iletildi. Bu kararın sonucunda YouTube’nin hizmeti Türkiye’de askıya alındı’’ dedi. Görüntü paylaşım sitesi YouTube’den erişim yasağıyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, Atatürk’e hakaret edilen video görüntülerinin siteden kaldırıldığı ve bir daha yayınlanmaması için gerekli çalışmaların sürdüğü duyuruldu. Açıklamada, söz konusu videonun siteden kaldırılmasına rağmen, yasal mercilerin erişimi engelleme kararı almasının üzücü olduğu ifade edildi.
|
/ İSTANBUL
08.03.2007
|
|
|
Mustafa Boydak kaza geçirdi |
Kocaeli’nde 10 aracın karıştığı trafik kazasında 1 kişi öldü, aralarında Kayseri Sanayi Odası ile Türkiye Finans Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak’ın da bulunduğu 14 kişi yaralandı.
Alınan bilgiye göre, TEM otoyolunun Acısu beldesi mevkisinde sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen 34 EF 6450 plakalı otomobil ile 9 araç çarpıştı. Üzerinden kimlik çıkmayan, orta yaşlarda bir kadının öldüğü kazada, aralarında Kayseri Sanayi Odası ile Türkiye Finans Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak’ın da bulunduğu 14 kişi yaralandı. Yaralılardan Mustafa Boydak, Bilal Uyanık, Emine Boyacıoğlu, Cavit Özeri,
Salih Somalı, Ömer Özkan, Mehmet Dentürk ve kimliği henüz belirlenemeyen bir yaralı Kocaeli Devlet Hastanesine, Gülşen Genli, Huriye Semra Egemen, Türkan Yarkın, Sümrü Kızılöz, Dudu Semra Erkek ve Şahin Ergünyer, İzmit Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Kazanın ardından alnından ve sol bacağından hafif şekilde yaralanarak Kocaeli Devlet Hastanesine kaldırılan Boydak, hastane çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti.
Kazada bir kişinini hayatını kaybetmesini üzüntü duyduğunu bildiren Boydak, yaralılara şifa dileğinde bulundu.
‘’Kaldığımız yerden devam edeceğiz, işimizin başına gidiyoruz’’ diyen Boydak, ‘Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’ toplantısına katılmak üzere İstanbul’dan Ankara’ya gittiğini ifade etti. Kaza sırasında otomobilinin arka koltuğunda uyuduğunu dile getiren Boydak, kazanın meydana geliş şeklini bilmediğini, ancak bölgede yoğun sis hakim olduğunu sözlerine ekledi.
Kaza sebebiyle yaklaşık 3 saat Ankara istikametine kapanan TEM otoyolu, araçların çekilmesi ve itfaiyenin yolu yıkamasının ardından ulaşıma açıldı.
|
/ KOCAELİ
08.03.2007
|
|
|
Okul yakıtı lojmanda kullanıldı iddiası |
Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde okullar için gönderilen kalorifer yakıtının, Milli Eğitim Müdürlüğü lojmanlarında kullanıldığı iddia edildi.
Edinilen bilgiye göre, ilçedeki Mehmet Adil Kepolu, Vatan, Profilo ile Boyunlu ilköğretim okulları için gönderilen yakıtın İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün Anadolu Lisesi içinde bulunan lojmanlarında kullanıldığı iddiaları üzerine Kaymakamlık soruşturma başlattı. İlçe Kaymakamı Veysel Beyru, ‘’Söz konusu iddiayla ilgili müfettiş isteyip gerekli incelemeleri başlatacağız’’ dedi. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü Seyithan Erboğa ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ilçeye gönderilen kalorifer yakıtını Mehmet Adil Kepolu, Profilo, Vatan ve Boyunlu ilköğretim okullarına dağıttıklarını, ihtiyaç fazlası yakıtı ise diğer ilköğretim okullarına verdiklerini söyledi. Kurum hakkında çıkan bu tür iddiaları uygun görmediğini kaydeden Erboğa, ‘’Valilik ve kaymakamlık oluruyla biz de bu yakıtı diğer okullarımıza dağıttık. Anadolu Lisesine kesinlikle yakıt verilmemiştir’’ dedi.
|
/ SİLVAN
08.03.2007
|
|
|
Muhtarlarda kırtasiyecilik bitecek |
E-devlet projesi çerçevesinde, vatandaşların tüm işlemlerini internet üzerinden yapılmasını hedefleyen proje sayesinde ikametgah ilmühaberi ve nüfus cüzdanı sureti gibi kırtasiyeye gerek kalmayacak.
Türkiye Muhtarlar Derneği Genel Başkanı Ramazan Özünal, yaptığı açıklamada, 7 ay süren bir hazırlık devresinde oluşturdukları ‘’Türkiye İkametgah Veri Tabanı Oluşturma Projesi’’ni tamamlayarak Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’e 1 Mart’ta sunduğunu kaydetti.
Özünal, E-Devlet Projesi çerçevesinde hazırlanan proje ile vatandaşların tüm işlemlerini internet üzerinden yapmayı hedeflediklerini belirterek, ‘’Muhtarların ve vatandaşlarımızın en büyük sorunu olan kırtasiyecilik, bu proje ile bitecek’’ dedi. Özünal, Türkiye’de 53 bin muhtarlık bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ’’Muhtarlarımız güç şartlar altında vatandaşlara hizmet üretmeye çalışıyor. Çok sayıda görevi bulunan muhtarlar, çoğu zaman da aşırı kırtasiyecilik nedeniyle güçlük çekiyor. Hem zaman hem de ekonomik gelir kaybı yaratan bu işlemi bitirmek için bu tür bir çalışma başlattık. Muhtarlar, çağın getirdiği yeniliklere ayak uydurarak, işlemlerini tamamen internet üzerinden yapacak.’’
BELGE DÖNEMİ KAPANIYOR
Hazırladıkları proje ile muhtarları, E-devlet sistemine dahil edeceklerini vurgulayan Özünal, ikametgah ilmühaberi, nüfus cüzdan sureti gibi belgelerin ise kullanımının biteceğini bildirdi. Özünal, işlemlerin internet üzerinden kısa sürede yapılacağını vurgulayarak, şöyle konuştu:’’Projeye tüm il ve ilçeler dahil olacak. Bir devlet kurumunda işlemi olan vatandaş istenilen belgeyi kuruma elden götürmek yerine, muhtarlıklara gelerek bilgilerin girilmesini isteyecek. Bu talep doğrultusunda istenilen belge internet ile kuruma gönderilecek. Örneğin, BAĞ-KUR’un istediği ikametgah ilmühaberi ya da herhangi başka bir belge, muhtarlığa gelinerek bilgilerin girilmesi ile kuruma muhtar tarafından gönderilebilecek. Bu uygulama hem muhtarların hem de vatandaşların çektiği sorunları bir ölçü azaltacak ve sahteciliğin de önüne geçilmiş olunacak.’’
|
/ ADANA
08.03.2007
|
|
|
Doğu’da kar ve fırtına |
Doğu Anadolu Bölgesi’nde kış etkisini sürdürüyor. Kars ve Ardahan’da kar yağışı ve fırtına sebebiyle araçlarda mahsur kalan 31 kişi kurtarıldı.
Alınan bilgiye göre, Özay Aras’ın kullandığı 08 EA 335 plakalı minibüste bulunan 14 kişi mahsur kaldıkları Ardahan-Şavşat karayolunun 14. kilometresinde, karayolları ekipleri tarafından kurtarılarak şehir merkezine getirildi. Doğu illerinde toplam 959 köy yolunda ulaşım sağlanamıyor.
|
/ ERZURUM
08.03.2007
|
|
|
Cezaevine posta ile esrar gönderildi |
Çorum’un Sungurlu ilçesinde bulunan Kapalı Cezaevi’ndeki bir tutukluya, Acele Posta Servisi (APS) ile bir çift terliğin altına gizlenmiş şekilde esrar maddesi gönderildi.
2006 yılında hırsızlık suçundan cezaevine giren Emrah Çitgel’e (20), Ankara’dan Y.Ö. adlı bir kişi adına APS ile koli gönderildi. Kolinin içerisindeki malzemeleri inceleyen muhafaza memurları, bir çift terliğin tabanına gizlenmiş şekilde 50 gram esrar maddesi ile 100 adet çarşaf tabir edilen esrar buldu. Sungurlu Cumhuriyet Başsavcılığının olayla ilgili soruşturma başlattığı bildirildi.
|
/ ÇORUM
08.03.2007
|
|
|
Öcalan’ın avukatları hakkında inceleme |
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın sağlık durumuyla ilgili iddiaları ortaya atan 2 avukat hakkında inceleme başlatıldı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, İtalya’nın Roma şehrinde düzenledikleri basın toplantısında terör örgütü elebaşı Öcalan’ın sağlık durumuyla ilgili iddiaları ortaya atan avukatları Mahmut Şakar ve İrfan Dündar hakkında inceleme başlattı. Savcılık, Bursa ve Mudanya Cumhuriyet başsavcılıklarına gönderdiği yazıda, Diyarbakır Barosu avukatı Mahmut Şakar ile İstanbul Barosu avukatı İrfan Dündar hakkında herhangi bir soruşturmanın başlatılıp başlatılmadığını sordu. Haklarında avukatlık görevini kötüye kullandıkları gerekçesiyle inceleme başlatılan 2 avukatın yargılanıp yargılanmayacağının inceleme sonucunda belli olacağı bildirildi.
|
/ DİYARBAKIR
08.03.2007
|
|
|
Sirmen’den Erdoğan’a tazminat dâvâsı |
CHP Kocaeli Milletvekili Sefa Sirmen, Yuvacık Barajıyla ilgili açıklamaları sebebiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında 50 bin YTL’Lik tazminat davası açtı; suç duyurusunda bulundu.
Sirmen, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde, Yuvacık Barajıyla ilgili davanın devam ettiğini hatırlattı. Erdoğan’ın, 2007 bütçe görüşmelerinde, “Yuvacık Barajı ile ilgili bir gazete haberini göstererek, Ali Dibo benzetmesi yaptığını” belirten Sirmen, Erdoğan’ın, kişilik haklarına tecavüz ettiğini ve kişiliğini karalamaya yönelik ifadelerle kendisine zarar vermeye çalıştığını savundu.
Sirmen, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına Erdoğan, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, AKP Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu hakkında suç duyurusunda bulunduğunu; ayrıca, Erdoğan ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili İlyas Şeker hakkında 50 bin YTL’lik maddi ve manevi tazminat davası açtığını bildirdi.
|
/ ANKARA
08.03.2007
|
|
|
Kamu hastahaneleri özerkleştiriliyor |
Kamu hastanelerinin özerk yapıya kavuşturulması; hastahanelerin, her türlü kaynağı sınırsızca merkezden talep etmeleri yerine, kendi kaynaklarından sorumlu birlikler haline dönüştürülmeleri amacıyla, pilot illerde ‘’kamu hastane birlikleri’’ kurulmasını öngören kanun tasarısı TBMM Bakanlığına sunuldu.
Kamu Hastane Birlikleri Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Tasarısına göre, Bakanlar Kurulunun pilot olarak belirleyeceği illerde, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinin hakkaniyete, halkın ihtiyaç ve beklentilerine uygun, kolay erişilebilir, verimli, kaliteli ve etkin şekilde sunulmasını sağlamak amacıyla kamu hastahane birlikleri kurulacak.
Bakanlığa bağlı ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumları, yapılacak değerlendirme sonuçlarına göre Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla, kamu tüzel kişiliğinde, Bakanlığın ilgili kuruluşu statüsünde birliğe dönüştürülecek.
Birliğe dönüştürülen kurumlara, Sağlık Bakanlığı tarafından hizmet altyapısı, kalite, verimlilik ve hasta memnuniyeti gibi konularda puan verilecek.
Birlik; her türlü muayene, teşhis, tedavi, tetkik, tahlil, ameliyat, aşı, kan ve kan ürünleri üretimi karşılığında gelir elde edecek. Tasarının genel gerekçesinde, ‘’Hastahanelerin, her türlü kaynağı sınırsızca merkezden talep etmeleri yerine, kendi kaynaklarından sorumlu birlikler haline dönüştürülmeleri amaçlanıyor’’ denildi.
|
/ ANKARA
08.03.2007
|
|
|
İLKSAN’daki yolsuzluk iddiaları Meclis’te |
TBMM Dilekçe Komisyonu, İLKSAN’daki usulsüzlük ve yolsuzluklara ilişkin olarak öğretmenlerin yaptığı başvuruları ele aldı.
Komisyon Başkanı, AKP Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman, ilköğretim okulu öğretmenlerinin zorunlu olarak İLKSAN’a üye yapıldığı ve her ay maaşlarından 20 YTL’ye denk gelen yüzde 2 oranında kesinti yapıldığı, sandığın, üyelerinin haklarını gereği gibi koruyamadığı yönünde komisyonlarına bir çok dilekçe geldiğini söyledi.
Toplantıya katılan sendika temsilcileri, İLKSAN’ın tasfiye edilerek, üyelerine paralarının tek bir seferde verilmesini istedi. Haklarındaki iddiaları cevaplayan İLKSAN Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz da sandığın bugün 130 trilyon lira nakit parası bulunduğunu belirtti.
Sandıktan emekli olan, evlenen üyelerine yardım yaptıklarını, afetten zarar gören üyelerine de para yardımında bulunduklarını ifade eden Yılmaz, “Emekli sayımız azsa kar elde ediyoruz, çoksa zarar ediyoruz” diye konuştu.
Toplantıya katılan herkesin “İLKSAN feshedilsin” dediğini ifade eden Yılmaz, “Ama bugün sandık feshedilse, 246 bin 29 üyemize ödemek zorunda kalacağımız para 1 katrilyon 223 trilyon liradır. Bu parayı da gayrimenkullerimiz ile karşılamamız mümkün değil” diye konuştu.
|
/ ANKARA
08.03.2007
|
|
|
Ekmeklerini, ekmekten kazanıyorlar |
Batman’ın genellikle yoğun göç almış mahallerinde yaşayan yoksul kadınlar, tandır evlerinde yöreye özgü tandır ekmeği pişirerek evlerinin geçimini sağlamaya çalışıyor.
Şehrin yoğun göç almış mahallelerinden İpragaz ve Karşıyaka’da yaşayan 30 yoksul kadın, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte erkekler tarafından işletilen tandır evlerine gelerek, ekmek yapmak için hamur yoğuruyor. Tandırların çalı çırpıyla ısıtılmasının ardından büyük bir özenle ekmekleri yapmaya koyulan kadınlar, yaz kış demeden gün boyu ateş ve dumanın içinde, belki de bildikleri tek işten ellerinin ateşten yanmasına aldırmadan nafakasını çıkarmaya çalışıyor.
Batman’da halen geleneksel damak tadı arayanlar için marketlerdeki raflarda yerini alan tandır ekmeğinin büyük bir kısmı, bu yoksul kadınların ellerinden çıkarak tüketicilere ulaşıyor.
|
08.03.2007
|
|
|
Rehber hizmetlerinde yeni dönem |
Bilinmeyen numaraların sorgulanmasında yeni bir dönem başlıyor. Türk Telekomünikasyon A.Ş ve GSM operatörleri, 31 Mart 2007 tarihinden itibaren rehber hizmetlerini yeni numaralarından vermeye başlayacak. Telekomünikasyon Kurumundan lisans alan şirketler de artık rehber hizmeti verebilecek.
Yeni dönemde bilinmeyen numara hizmetleri “118XY” yapısında 5 haneli telefon numaralarından verilecek.
Ayrıca sabit, mobil ve diğer telefon numaralarının yanı sıra işletmeciler abonelerine uçak, sinema, tiyatro biletleri, rezervasyon işlemleri gibi pekçok katma değer hizmeti verebilecek. Adres, e-posta, faks, cinsiyet, meslek gibi bilgiler ise abonenin onayı alınmak şartıyla sunulabilecek.
OPERATÖRLERİN YENİ NUMARALARI
Yeni düzenlemeye göre, Türk Telekom’un bilinmeyen numaralar hizmetini verdiği “118” servisi 31 Marttan itibaren “11811” numarasıyla abonelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak. GSM işletmecilerinden Turkcell “11832”, Telsim Vodafone “11842”, Avea ise “11855” numaralarından rehber hizmetleri sunacak. GSM operatörleri, yeni servis numaralarını Mart ayı faturalarında abonelerine duyurmaya başladı. Türk Telekomun kullandığı 118 kısa numarası ile GSM işletmecilerinin ilgili kısa numaraları 6 ay sonra kapatılacak.
SEKTÖR REKABETE AÇILIYOR
Rehberlik hizmetlerinin Avrupa standartlarına ulaştırılmasını hedef alan yeni düzenleme, rehberlik hizmetlerinin verilmesinde de sektörde rekabet dönemini başlatacak. Böylece rehberlik hizmeti vermek isteyen firmalar, Telekomünikasyon Kurumundan lisans alarak sabit ya da mobil telefon numaraları ile katma değer hizmetleri verebilecek.
|
08.03.2007
|
|
|
Akdamar Kilisesi açılışa hazırlanıyor |
Van Gölü üzerindeki Akdamar Adası’nda bulunan Ermeni Kilisesi’nde, 29 Mart tarihindeki açılış töreni için son hazırlıklar yapılıyor.
Van Gölü üzerinde Kutsal Haç adına Vaspurakan Kralı 1. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Manuel’e yaptırılan ve Ermeni mimarisinin önemli eserleri arasında yer alan kilise, Kültür ve Turizm Bakanlığının yaptığı ihaleyle Kartalkaya firması tarafından 2006’da başlayan çalışmayla restore edildi. Van Valisi Niyazi Tanılır, Akdamar Adası ve kilisesinde uzun bir dönemdir devam eden çalışmaların 29 Martta yapılacak açılışla sona ereceğini, kilisenin bir anıt müze olarak yeniden ziyarete açılacağını belirtti. Kilisenin açılışı için uluslar arası bir tören yapılacağına işaret eden Tanılır, Kültür ve Turizm Bakanlığının davetiyle bazı ülkelerin kültür bakanlarının, ulusal ve uluslar arası medya kuruluş temsilcilerinin, dünyanın değişik yerlerindeki Ermeni cemaati temsilcileri ile Diyanet İşleri Başkanının ve azınlık cemaatlerinin dini liderlerinin açılış törenine katılmasını beklediklerini söyledi.
|
/ VAN
08.03.2007
|
|
|
Buz sarkıtları tez konusu oldu |
Doğu Anadolu Bölgesi’nde çatılarda oluşan buz ve sarkıtların can, mal kaybına yol açmaması için hazırlanan proje bitirme tezine konu oldu.
Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Bölümü 4. sınıf öğrencileri Kerem Sabit Gökçeoğlu ve Fahrettin Tekin, ölümlere bile neden olan çatılardaki buz ve sarkıtların oluşmasını geliştirdikleri sistemle önlemeyi başardılar. ‘’Çatılarda buzlanmanın önlenmesi sistemi’’ başlıklı tezin proje yöneticisi Doç. Dr. Kenan Yakut, yaptığı açıklamada, kış aylarında Erzurum’da çatılarda oluşan buz sarkıtların önlenmesine yönelik projelerin geliştirilmesiyle ilgili 2 öğrencisine verdiği bitirme tezinin başarıyla tamamlandığını belirtti.
|
/ ERZURUM
08.03.2007
|
|
|
Müftüden internet kursu |
Manisa’nın Sarıgöl Müftüsü Oğuz Metin, ilçe Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan web tasarım kursunda, gönüllü olarak usta öğreticilik yapıyor.
Sanal alemdeki gelişmeleri yakından takip eden Müftü Metin, yaptığı açıklamada, yıllardır bilgisayar kullandığını, teknolojiye karşı ilgisi ulunduğunu, önceleri evinde kendi web sitesini kurduğunu daha sonra bunu geliştirdiğini söyledi.
Sarıgöl’de resmi dairelerin, okulların, özel kişilerin ve kaymakamlığın sitesini oluşturduğunu, site kurmak isteyenlere de yardım ettiğini ifade eden Metin, şunları söyledi: ’’Böyle bir kurs açılacağını bana bildirdiler ve ders vermem istendi. Ben de seve seve kabul ettim. Gönüllü olarak ders vermekteyim. Bir yandan insanlara dini bilgilerini verirken, öte yandan sanal alemle ilgili eğitim veriyorum. Her ikisi de toplumun bilgilendirilmesi için. Bu tür etkinliklerde hiç düşünmeden herkese yardımcı oluyorum. Eğitim de dinin bir parçası, bildiğim kadarını seve seve kursiyerlere öğretiyorum.’’
|
/ SARIGÖL
08.03.2007
|
|
|
Bitmeyen pil icat etti |
Şırnak’ın Silopi ilçesinde 17 yaşındaki Rıdvan Kaden isimli genç, sürtünerek şarj olan kalem pil icat etti.
Sürtünme enerjisiyle çalışan piller, normal pillerin iki katı daha fazla enerji verebiliyor. Tükenmez telefon bataryası da icat edeceğini söyleyen genç mucit, kendisine imkan ve destek verilmesi halinde daha büyük icatlar yapabileceğini iddia etti.
|
08.03.2007
|
|
|
Bir tekme, 115 bin turiste mal oldu |
Çocuklarda ve gençlerde artan şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen olayların araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu üyeleri Antalya’ya geldi.
Komisyon üyeleri CHP Muğla Milletvekili Ali Cumhur Yaka, AKP Ağrı Milletvekili Halil Özyolcu, TBMM’den uzman Hilmi Soner Erdoğan, Devlet Planlama Teşkilatından uzman Tuncer Kocaman ile Milli Eğitim Bakanlığından uzman Murat Gürhan, Antalya Vali Vekili Hasan Özhan’ı ziyaret etti. Daha sonra Valilik Toplantı Salonu’na geçen komisyon üyelerine, Antalya’daki çalışmalar hakkında Sosyal Hizmetlerden sorumlu Vali Yardımcısı Bekir Sıtkı Hanlıoğlu tarafından basına kapalı olarak brifing verildi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Vali Vekili Hasan Özhan, tüm dünya ülkeleriyle birlikte Türkiye’de de şiddet olaylarında son yıllarda artış gözlendiğine dikkati çekti. Türk Milli Takımı’nın İsviçre ile oynadığı maçta yaşanan olayların bile turizmi etkilediğini belirten Özhan, ‘’Şifo Mehmet’in attığı bir tekme, 115 bin İsviçreli turiste mal oldu. Bir turistin bıraktığı gelirin ortalama 840 dolar olduğu düşünülürse, bir tekmenin Antalya’ya maliyeti 100 milyon dolar’’ diye konuştu.
|
/ ANTALYA
08.03.2007
|
|
|
Sokakta çalışan çocuklar topluma kazandırılıyor |
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü, sokakta çalışan çocukların sosyal ve sportif faaliyetlerle topluma yeniden kazandırılması için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
Sosyal içerikli çalışmalar kapsamında bugüne kadar, 5 bin 269 çocuğa emniyet bünyesindeki sinemada eğitici filmler izletilirken, 42 çocuğun futbol, 26’sının ise atletizm gibi sportif faaliyetlere katılmaları sağlandı.
Gaziantep Emniyet Müdürlüğü, sokakta çalışan ve madde bağımlısı çocukları topluma kazandırabilmek için özveriyle çalışıyor.
Sokakta çalışan, risk altında bulanan ve kenar semtlerde ikamet ederek sinema gibi faaliyetlerden yararlanamayan çocuklar ile ailelerinin sosyal gelişimine katkı sağlamak için uğraşan polis, çocuk-polis ilişkisini geliştirmek, aile kavramı ve sokakta karşılaşabilecekleri tehlikeleri etkin bir şekilde anlatabilmek amacıyla bünyesindeki brifing salonunu 80 kişilik sinema salonuna çevirdi. 27 Temmuz 2004’te hizmete giren salonda, her hafta salı ve perşembe günleri 14.00 -16.30 saatleri arasında çocuklara eğitici filmler gösteriliyor.
Film aralarında çocuklara çeşitli ikramlarında yapıldığı gösterimlerde bugüne kadar 136 seansta toplam 6 bin 269 çocuğa eğitici filmler seyrettirildi.
Çocukların enerjilerini sportif faaliyetlere yönlendirmelerine de büyük önem veren Çocuk Şubesi Müdürlüğü, Gaziantep Üniversitesi ve Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün katkılarıyla; 12-18 yaş grubundan madde bağımlısı 42 çocuğun futbol dalında sportif eğitime katılımlarını sağladı. İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yürütülen çalışmalarda ise 26 çocuğun atletizm kursuna kayıtları yapıldı ve devamları sağlandı. Bu çocukların ailelerine çeşitli gıda ve nakdi yardımların yapılmasına da aracılık eden Gaziantep polisi, 2006 yılında 70 çocuğa sağlık taraması yaptırdı.
İstanbul Türk Kalp Vakfı ile ortaklaşa sürdürülen kampanyada da, 140 çocuğa grip aşısı yapıldı. Çocukları özel günlerde de unutmayan Gaziantep Emniyeti, polis haftası etkinlikleri çerçevesinde, “Her Çocuk İçin Bir Fidan” projesi ile sokakta çalışan ya da sokakta yaşayan çocuklarla birlikte polis ormanına fidan dikti. Bayram, yılbaşı ve benzeri günlerde de hastane, yuva ve rehabilitasyon merkezleri ziyaret edilerek çocuklara çeşitli hediyeler dağıtıldı.
|
/ GAZİANTEP
08.03.2007
|
|
|
|