TBMM Başkanı Bülent Arınç, ‘’TBMM, demokrasinin kalbidir. Meclis ne kadar güçlü olursa siyaset de, demokrasi de o kadar güçlü oluyor’’ dedi.
91. Dönem Kaymakamlık Kursunun mezuniyet töreni, Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nün (TODAİ) konferans salonunda yapıldı. Törene katılan TBMM Başkanı Bülent Arınç, burada yaptığı konuşmada, kura çekerek göreve başlayacak 110 kaymakamın son yıllarda atanan en büyük sayıdaki kaymakam grubu olduğunu ifade ederek, ‘’Mevcut ilçelerimizde kaymakam açığımız vardı. Bugün kura çekecek kaymakamlarımızdan sonra açık olan ilçelerimizin sayısı, 30’un altına inmiş olacak’’ dedi.
Kaymakamların çok önemli ve gurur verici bir göreve başladıklarını belirten Arınç, hem kaymakamları hem de yakınlarını kutladığını söyledi. Kura çekecek kaymakamların, milletin önünde rehber olarak güzel bir hayata başlayacak olmalarından büyük sevinç duyduklarını ifade eden Arınç, ‘’TBMM, milletin egemenliğini, hür iradesini temsil eden en yüce organdır. Bu ülkenin bağımsızlığına kavuşmasında birinci rol, TBMM’nindir” diye konuştu.
Meclis’in verdiği en önemli kararın, ‘’bağımsızlık’’ olduğuna dikkati çeken Arınç, askerin elinde silahı olmadan dağınık halde bulunduğunu, hükümetin ortada görünmediğini, maddi imkanların sıfır olduğunu, bunların hepsinin Meclis açıldıktan sonra sağlandığını, İstiklal Savaşı’nın Meclis’in eliyle yürütüldüğünü kaydetti. Arınç, bağımsızlığın ardından Cumhuriyetin ilan edildiğini, bunun üzerinden 80 yıl geçtiğini ve bugün TBMM’nin milletin kaderinde söz sahibi olan yüce bir kurum olarak dimdik ayakta ve milletin hizmetinde olduğunu söyledi. Arınç, ‘’TBMM, demokrasinin kalbidir. Meclis ne kadar güçlü olursa siyaset de, demokrasi de o kadar güçlü oluyor’’ diye konuştu.
Bugün Anadolu’nun yollarına düşecek kaymakamları, ilçelerin, onları kollarını açarak dört gözle beklediklerini ifade eden Arınç, Türkiye’nin şartlarının geçmişte olduğu gibi mahrumiyet şartları olmadığını belirtti. Arınç, şöyle konuştu:
‘’Bu halkımız sizi bekliyor, siz de onunla kucaklaşın. Gerekirse elinden, yanaklarından öpün. ‘Ben sizin evladınızım, size hizmet etmeye geldim. Ben size inancınızdan dolayı hiçbir farklı muamele yapmam. Kıyafetinizden dolayı hiçbirinizi aşağılamam. Ben sizi seviyorum, siz benim milletimsiniz’ deyin. Bunu derseniz, çok kimse size hakkını helal eder. Bunu demezseniz, yapmazsanız, milleti köle, kendinizi efendi görecek noktada olursanız, o zaman bütün ümitlerimiz boşa çıkar. ‘Her şeyin doğrusunu ben bilirim, millet bunu anlamaz’ zihniyeti, bizi yıllarca geri bıraktıran bir zihniyettir. Milletle beraber yükseleceğiz. Milletimizin o güzel kutsal değerlerini daha da yükseltmeye, daha da bereketli hale getirmeye çalışacağız. Bu millet eli öpülecek bir millettir.’’
|