|
|
|
Ağar: Artık kimse dağa çıkamaz |
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, "Kimse Türkiye'de hakkını dağlarda bulamaz. Hukuku olan, demokratik bir ülkeyiz. Bizim çağrımız sonrası dağa çıkan genç olmadı" dedi.
Ağar, 21 Şubatta meydana gelen depremden etkilenen Akçakiraz, Mollakendi ve Yazıkonak beldeleri ile Doğankuş ve Yenice köylerini ziyaret ederek, vatandaşlarla görüştü. Ağar, bir soru üzerine Türkiye'de siyasetin, ülkenin birlikteliğini ve bütünlüğünü güçlendirmek, müşterek vatan içinde bölünmez birlikteliği güçlendirmek için yapıldığını belireterek, insanların köküne, kökenine bakılmaksızın herkesin bu ülkenin aynı değere sahip vatandaşları olduğunu görmek üzerinden siyasetin yapılacağını kaydetti. Bu dikkat üzerinde olanların millet nezdinde bir karşılığı bulunduğunu belirten Ağar, şöyle devam etti: ''Aksi taktirde dar bir boğazda mücadele eder durursunuz, bir yere de varamazsınız. Milletin sağduyusunu, aklını iyi hesap etmeden onun değerleriyle çatışmadan yola gidilir. Başka türlü olabilmesi mümkün değildir. Biz bunu söylerken, Türkiye'de kimse teröre bulaşmasın, Türkiye'de kimse hakkını dağlarda silahla falan bulamaz. Türkiye, hukuku, demokrasisi olan bir ülkedir. Bizim yaptığımız o çağrıdan sonra Allah'a bin şükür, bu bölgelerimizde dağa çıkan terör örgütüne katılan gencimiz kalmamış. Umutla herkes seçim sonrasını beklemektedir. Seçim sonrasında bu bölgelerde eğitimin, işin, aşın, ekonomik ve sosyal projelerin gelişeceği yeni bir Türkiye'yi hep birlikte var edeceğiz. Bunu millet görüyor. Bunu anlamadan, görmeden siyaset adına birileri istismar etmek istiyorsa buna da müsaade etmem. Millet de müsaade etmeyecektir.''
|
/ ELAZIĞ
07.03.2007
|
|
|
Tehlike büyük |
Dink cinayetinin katil zanlısının isim ve resmini yayınladıkları gerekçesiyle, gazetemizin de dahil olduğu yazılı basın organlarına savcılık tarafından kesilen para cezalarına Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de tepki gösterdi. Ekşi, “O.S.’nin adına yer veren her haber hakkında ön ödeme emri gönderilecek olursa, 10 günlük kısa bir süreçte, her gazete için en az 10 kez 10.000 YTL para cezası gündeme gelir ki, bu birçok yayın organının susturulması sonucunu doğurur. Tehlike büyüktür” dedi.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Agos Gazetesi Geney Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 17 yaşındaki katil zanlısının resimleriyle isminin yazılı basında yayımlanması sebebiyle her haber ve resim için 10’ar bin YTL ön ödeme (para cezası) yatırmalarını tebliğ etmesine karşı çıkarak, “bu şekilde Dink cinayeti faturasının yazılı basına kesildiğini” söyledi.
Dink cinayetinin katil zanlısının isim ve resmini yayınladıkları gerekçesiyle, gazetemizin de dahil olduğu yazılı basın organlarına savcılık tarafından kesilen para cezalarına Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de tepki gösterdi. Ekşi, yaptığı yazılı açıklamada, Dink cinayeti zanlısı olarak yakalanan 17 yaşındaki kişinin resimleriyle isminin yazılı basında yayımlanması sebebiyle Cumhuriyet Savcılarının pek çok gazete, dergiye “18 yaşından küçük birini teşhir ettikleri” gerekçesiyle her haber ve resim için 10’ar milyar lira ön ödeme (para cezası) yatırmalarını tebliğ etmesine karşı çıktı. “Bu şekilde Dink cinayeti faturasının yazılı basına kesildiğini” belirten Ekşi, şunları kaydetti:
“Gazeteci Hrant Dink cinayetiyle ilgili soruşturmada, faturanın yazılı basına kesileceği anlaşılıyor. Daha soruşturmanın başında, ‘örgütsel bir ilişki yoktur’ açıklaması yapan İstanbul Emniyet Müdürü yerinde duruyor. Sanıkla bayraklı resim çektirip basına sızdıran, soruşturma boyunca bilgi kirliliği yaratan, hatta suikast ihbarını işleme koymayan kolluk görevlilerine dokunulmuyor. Ama, yaşı küçük olmasına rağmen O.S.’nın adını yazdıkları ve soruşturmanın gizliliğine aykırı yayın yaptıkları gerekçesiyle, savcılıklardan çeşitli gazetelere ön ödeme emirleri gönderiliyor. Her sayı için, 10 bin veya 20 bin YTL para cezasının, 10 gün içinde ödenmesi isteniyor. Aksi halde, kamu davası açılacağı bildiriliyor.”
Türkiye’de 67 yaygın, 900 kadar yerel gazete ve 20’ye yakın haber ajansı ile pek çok haber dergisi bulunduğunu belirten Oktay Ekşi, O.S.’nin adına yer veren her haber hakkında ön ödeme emri gönderilecek olursa, 10 günlük kısa bir süreçte, her gazete için en az 10 kez 10 bin YTL para cezası gündeme geleceğini, bunun da bir çok yayın organının susturulması sonucunu doğuracağını belirtti.
O.S.’NİN ADIN DEVLETİN KENDİ AÇIKLADI
“Tehlike büyüktür. Kamu oyunun ve ilgililerin dikkatine sunmayı görev sayıyoruz” diyen Ekşi, ayrıca, cinayette tetiği çekenin kimliği, adıyla sanıyla 21 Ocak 2007’e polis tarafından açıklandığını hatırlattı. Daha sonra, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü, Samsun Valisi ve Samsun Emniyet Müdürünün failin adını kamuoyuna bir kez daha duyurlarını kaydeden Basın Konseyi Başkanı Ekşi, şöyle devam etti: “O tarihte, yaş küçüklüğü de bilinmiyordu. Bu açıklamaları önce bütün TV kanalları yayınladı. Ve bütün Türkiye O.S.’nin kim olduğunu televizyonlardan öğrendi. Ancak, ertesi gün bu ismi gazeteler yayınladı. Şimdi, televizyonlar için suç sayılmayan bu eylem gazeteler için suç sayılıyor. Oysa, haber yapmak, gazetelerin görevidir. Bütün dünyanın büyük duyarlık gösterdiği bir cinayette, yetkililerin açıkladığı ismi yayınlamak suç oluşturmaz. Üstelik, insanlar O.S’nın kim olduğunu (vali açıklamasıyla) televizyonlardan öğrenmişken, artık ertesi gün O.S’nın kim olduğunu saklamanın veya yazmanın hiçbir anlamı olamaz. Soruşturmaya ilişkin haberlere gelince, gizliliği ihlal değil, yönlendirmeyi ve kirletmeyi teşhir amacı güdülmüştür. Örgütsel ilişki yoktur açıklamasına karşı, örgütsel ilişkilerin sergilenmesi, bu gerçeği gösterir. Nitekim, yapılan yayınlar sonucu, ön ödeme emirlerinde belirtildiği gibi, (İstanbul Emniyet Müdürünün karşı açıklamasına rağmen) soruşturma CMK’nın 250. maddesi uyarınca, özel yetkili savcılıkça yürütülmektedir. Dolayısıyla, soruşturmanın gizliliğini ihlal amacı değil, daha işin başında soruşturmayı yönlendirmek isteyenleri teşhir amacı güdülmüştür. Bu düşüncelerimizi meslektaşlarımız ve kamu oyuyla paylaşmak istiyoruz. Baştan beri eleştirdiğimiz yasal düzenlemeyi, bu somut olayda karşımıza çıkan sakıncayı giderip değiştirmeleri için Adalet Bakanı ile basından sorumlu Devlet Bakanını göreve çağırıyoruz. Ve sorunun tüm boyutlarıyla öğrenilip köklü çözüm üretilebilmesi için, ön ödeme emri alan basın organlarının Basın Konseyi ile bağlantı kurmalarını bekliyoruz.”
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
07.03.2007
|
|
|
AİHM Türkiye’yi yine mahkûm etti |
AİHM, Türkiye aleyhine açılan altı dâvâyı karara bağladı. Türkiye, işkence ve kötü muamele, gözaltı süresinin ihlâli, “etkili başvuru” ile mal ve mülkiyet haklarının ihlâli gerekçeleriyle verilen kararlardan dolayı 22 bin 700 euro tazminat ödeyecek.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye aleyhine açılan altı dâvâyı dün karara bağladı.
Erdoğan Yağız isimli vatandaşın yaptığı başvuru inceleyen AİHM, “Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) işkence ve kötü muamelenin yasaklanmasıyla ilgili 3. maddesini ihlâl ettiği” görüşüne vardı. Türkiye, karar gereği 3 bin avro maddi tazminat ödeyecek.
AİHM, Hatip Alay isimli vatandaşın yaptığı başvuruda, “Türkiye’nin, AİHS’nin gözaltı süresiyle ilgili 5.maddesini ihlal ettiğine” hükmetti ve toplam 3 bin 200 avro maddi tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
AİHM, soyadı “Çiloğlu” olarak verilen kişinin 12 arkadaşıyla yaptığı ortak başvuruda, Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunmadığı görüşüne vardı. Başvuru yapan kişiler, İstanbul’da F-tipi cezaevlerini protesto için yapılan gösterinin polis tarafından dağıtılmaları ve gözaltına alınmaları sırasında kötü muamele gördüklerini ileri sürmüşlerdi.
AİHM, Kazım Ünlü isimli vatandaşın yaptığı başvuruda, Türkiye’nin AİHS’nin etkili başvuru hakkıyla ilgili 13. maddesini ihlal ettiği görüşüne vardı ve başvuruyu yapan kişiye bin 500 avro ödenmesini kararlaştırdı.
Erdoğan Yakışan isimli vatandaşın yaptığı başvuruyu değerlendiren AİHM, Türkiye’nin AİHS’nin 5. ve 6. maddelerini ihlal edildiğine hükmetti. Türkiye, bu davayla ilgili 13 bin 500 avro tazminat ödeyecek.
AİHM, Mehmet Hanifi Kaya isimli vatandaşın yaptığı başvuruda, Türkiye’nin AİHS’nin mal ve mülkiyet haklarını korunmasıyla ilgili 1. protokolünün, 1. maddesini ihlal ettiği görüşüne vardı. Türkiye, bu başvuruyla ilgili bin 500 avro tazminat ödeyecek.
|
/ STRASBOURG
07.03.2007
|
|
|
Erdoğan: Şiddetin bizim dünyamızda yeri yoktur |
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin kalkınmasının, cinsiyet ayrımcılığından da kurtulmasına bağlı olduğunu belirterek, “Şiddet, ama her türlü şiddet, cehaletle eş anlamlı bir kavramdır ve bizim dünyamızda yeri yoktur” dedi.
Erdoğan, Partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmaya, “AK Parti grubu adına ülkemizin ve dünyanın bütün kadınlarını hürmetle selamlıyorum. Dünya Kadınlar Günü şimdiden hayırlı olsun” sözleriyle başladı. “Bize göre, milletimizin en temel vasıflarından biri, bin yıllardır aile değerlerini gözümüzün ışığı gibi korumamız, kadını baş tacı etmemizdir” diyen Erdoğan, bu temel inançtan dolayı toplumsal düzenin merkezinde yer alan aile yapısının, bütün saldırılara ve olumsuzluklara rağmen dünyanın en güçlü aile yapısı olduğunu kaydetti. Dünya genelinde yaşanan savaşların, çatışmaların, imkânsızlıkların en büyük mağdurunun, çocuklar ve kadınlar olduğunu ifade eden Erdoğan, “Savaşlardan kaçan mültecilerin yüzde 85’i, masum kadın ve çocuklardan oluşuyor. Kadın gözüyle şekillenen bir dünyada, bu kadar kin ve nefretin, çatışma ve kavganın olması mümkün mü?” dedi.
Kadınların, merhamet, nezaket, estetik ve sevgi elinin dünyaya daha çok değer verdiğini kaydeden Erdoğan, “Çünkü onun fıtratında bu var. Kadınların sevgiyle yoğrulan bilgi birikimleri, kalkınma süreçlerine hizmet kazandıracaktır.Kadına karşı, kız çocuklarına karşı cinsiyet ayrımcılığı, olsa olsa bir cahiliye töresi olabilir. Kadına karşı ayrımcılık, ırkçılıktan daha kötüdür. Ne toplum, ne de devlet, kadının hukukunu çiğneyecek hiçbir uygulamayı töre haline getiremez” diye konuştu.
|
/ ANKARA
07.03.2007
|
|
|
Demokrasinin kalbi TBMM |
TBMM Başkanı Bülent Arınç, ‘’TBMM, demokrasinin kalbidir. Meclis ne kadar güçlü olursa siyaset de, demokrasi de o kadar güçlü oluyor’’ dedi.
91. Dönem Kaymakamlık Kursunun mezuniyet töreni, Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nün (TODAİ) konferans salonunda yapıldı. Törene katılan TBMM Başkanı Bülent Arınç, burada yaptığı konuşmada, kura çekerek göreve başlayacak 110 kaymakamın son yıllarda atanan en büyük sayıdaki kaymakam grubu olduğunu ifade ederek, ‘’Mevcut ilçelerimizde kaymakam açığımız vardı. Bugün kura çekecek kaymakamlarımızdan sonra açık olan ilçelerimizin sayısı, 30’un altına inmiş olacak’’ dedi.
Kaymakamların çok önemli ve gurur verici bir göreve başladıklarını belirten Arınç, hem kaymakamları hem de yakınlarını kutladığını söyledi. Kura çekecek kaymakamların, milletin önünde rehber olarak güzel bir hayata başlayacak olmalarından büyük sevinç duyduklarını ifade eden Arınç, ‘’TBMM, milletin egemenliğini, hür iradesini temsil eden en yüce organdır. Bu ülkenin bağımsızlığına kavuşmasında birinci rol, TBMM’nindir” diye konuştu.
Meclis’in verdiği en önemli kararın, ‘’bağımsızlık’’ olduğuna dikkati çeken Arınç, askerin elinde silahı olmadan dağınık halde bulunduğunu, hükümetin ortada görünmediğini, maddi imkanların sıfır olduğunu, bunların hepsinin Meclis açıldıktan sonra sağlandığını, İstiklal Savaşı’nın Meclis’in eliyle yürütüldüğünü kaydetti. Arınç, bağımsızlığın ardından Cumhuriyetin ilan edildiğini, bunun üzerinden 80 yıl geçtiğini ve bugün TBMM’nin milletin kaderinde söz sahibi olan yüce bir kurum olarak dimdik ayakta ve milletin hizmetinde olduğunu söyledi. Arınç, ‘’TBMM, demokrasinin kalbidir. Meclis ne kadar güçlü olursa siyaset de, demokrasi de o kadar güçlü oluyor’’ diye konuştu.
Bugün Anadolu’nun yollarına düşecek kaymakamları, ilçelerin, onları kollarını açarak dört gözle beklediklerini ifade eden Arınç, Türkiye’nin şartlarının geçmişte olduğu gibi mahrumiyet şartları olmadığını belirtti. Arınç, şöyle konuştu:
‘’Bu halkımız sizi bekliyor, siz de onunla kucaklaşın. Gerekirse elinden, yanaklarından öpün. ‘Ben sizin evladınızım, size hizmet etmeye geldim. Ben size inancınızdan dolayı hiçbir farklı muamele yapmam. Kıyafetinizden dolayı hiçbirinizi aşağılamam. Ben sizi seviyorum, siz benim milletimsiniz’ deyin. Bunu derseniz, çok kimse size hakkını helal eder. Bunu demezseniz, yapmazsanız, milleti köle, kendinizi efendi görecek noktada olursanız, o zaman bütün ümitlerimiz boşa çıkar. ‘Her şeyin doğrusunu ben bilirim, millet bunu anlamaz’ zihniyeti, bizi yıllarca geri bıraktıran bir zihniyettir. Milletle beraber yükseleceğiz. Milletimizin o güzel kutsal değerlerini daha da yükseltmeye, daha da bereketli hale getirmeye çalışacağız. Bu millet eli öpülecek bir millettir.’’
|
/ ANKARA
07.03.2007
|
|
|
Gençlik müstehcen tehdidin altında |
Gümüşhane İl Müftüsü Mehmet Cüneyt Kavşut,”Televizyonlardaki müstehcen yayınlar gençliğimiz için bir tehdittir” dedi.
Torul Belediye Düğün Salonunda düzenlenen konferans saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim okunması ile başladı. Torul İlçe Müftülüğü’nün organize ettiği “Gençlik ve zararlı alışkanlıklar” konferansına konuşmacı olarak katılan Gümüşhane İl Müftüsü Kavşut “Gençlerimize sahip çıkalım, ülkemizi saran gizli ve açık düşmanlar var” diye konuştu.
Müftü Kavşut, hayatın gençlik döneminde kazanıldığını vurguladı. Kavşut, konuşmasında cami içi ve cami dışı sosyal etkinlikleri sürdürdüklerini 1-7 mart tarihlerinin Yeşilay Haftası olduğunu hatırlatarak, “Müftülük olarak, bizler de bu hafta içerisinde gençlerimize son yıllarda musallat olan zararlı alışkanlıklar hakkında hem ebeveynlerini hem de gençlerimizi uyarmak istedik. Gençlik, insan yaşamında en önemli dönemdir. Ne zaman, nasıl geçtiğini anlamak zordur. Önemli olan bu dönem içerisinde zararlı alışkanlıklara bulaşmadan hem kendisi hem de ülkesi için yararlı olacak bir gelecek hazırlamasıdır. Geleceğimiz gençlere bağlıdır. ‘Hadi bir defalık yap’ diyerek çevreden alacağı zararlı alışkanlık, giderek katlanıp o gencimizi kötü alışkanlıklarla karşı karşıya bırakmaktadır” şeklinde konuştu.
DİNİNİ İYİ BİLEN DİN DEĞİŞTİRMEZ
Yürütülen misyonerlik çalışmalarına da dikkat çeken Kavşut şunları söyledi: “Dini birlik ve milli terbiye almış olan bir genç bu tür çalışmalara karışmaz. Önemli olan o gencimize dini ve milli terbiyeyi vermektir. Dinini iyi bilen dinini değiştirmez, aç kalır, ölür, dininden dönmez, zaafa düşmez. Milli terbiyeyi alan genç de öyledir. Ülkesini sever, ülke kalkınması için seve seve çalışır. Kısmen maddi imkansızlıklar ve yokluk gençlik için de bir tehlikedir. Televizyonlardaki müstehcen yayınlar da gençliğimiz için bir tehdittir. Tüm bunların yanı sıra içki, kumar ve uyuşturucu ise en büyük tehlikedir.. Aklımızı, nefsimizi, malımızı, neslimizi korumak, geleceğimizi garanti altına almak istiyorsak, gençliğimizi tüm zararlı alışkanlıklardan uzak tutmak zorundayız. ”
Torul Müftüsü Mustafa Nurgün ise gençliğini iyi yetiştiren toplumların geleceğini garantine aldığını vurguladı. Konferansa, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar dinleyici olarak katıldılar.
|
/ GÜMÜŞHANE
07.03.2007
|
|
|
Wallström: Birbirimizi daha iyi anlamalıyız |
Üç günlük ziyaret için bugün Ankara’ya gelecek olan AB Komisyonu’nun kurumsal ilişkiler ve iletişim stratejisinden sorumlu İsveçli Başkan Yardımcısı Margot Wallström, AB ve Türkiye’nin birbirini daha iyi anlaması gerektiğini belirtti.
Wallström, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye ziyaretinin en önemli amacının ‘’Türkiye ve AB’deki kurumlarla sivil toplumun daha fazla diyaloğa ihtiyaç duymasının vurgulanması’’ olduğunu bildirdi. Türkiye ziyaretinde, ‘’kadın haklarıyla kadınların toplumdaki ve çalışma hayatındaki rolünü ön plana çıkarmak gibi özel bir amacı olduğunu’’ ifade eden Wallström, AB Komisyonu’nun ilk kez böyle özel amaçlı bir Türkiye ziyareti gerçekleştirdiğine dikkat çekti. ‘’Birbirimizi daha iyi anlamaya ihtiyacımız var’’ ifadesini kullanan
Wallström, bu kapsamda AB’nin ‘’modern Türkiye’nin ne olduğunu’’ ve Türkiye’nin ‘’AB üyeliğinin gerçekte neleri içerdiğini’’ anlaması gerektiğine vurgu yaptı. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Wallström, karşılıklı anlaşılmanın gerçekleşmemesi halinde her iki tarafta ‘’cehalet çatışması yaşanabileceği’’ uyarısında bulundu.
|
/ BRÜKSEL
07.03.2007
|
|
|
Burhan Kuzu: Seçim yargıya götürülemez |
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, cumhurbaşkanı seçimi konusunda Anayasa Mahkemesine gidilemeyeceğini ifade ederek, açılacak bir davanın da reddedileceğini söyledi.
Kuzu, cumhurbaşkanlığı seçiminin Meclis kararı olduğunu ifade etti. Kuzu, Yüksek Mahkemenin aksi bir karar vermesi durumunda, bu kararın mahkemeyi “siyasallaştıracağını” ifade etti.
Burhan Kuzu, AKP grup toplantısından önce, gazetecilerin, Baykal’ın, “Cumhurbaşkanlığı seçiminin 1. turunda Meclis üçte iki çoğunlukla toplanmazsa, bunu Anayasa Mahkemesine götürebiliriz” yönündeki açıklamasını hatırlatması üzerine, “367 rakamı, bir karar nisabıdır (yeter sayı), toplantı nisabı değildir. Toplantı nisabı sadece 184’tür Anayasa’da... Anayasa, 8-10 konuda bu kuraldan karar nisabı olarak ayrılmış, diğerleri için kiminde 5’te 3, kiminde 2/3, kiminde 3/4 gibi karar nisapları öngörmüş. Dolayısıyla toplantı konusunda farklı nisaplar ve toplantı kararları bizde yok. Bu bakımdan bunun tutar hiç bir tarafı yok” diye konuştu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ise aynı konudaki görüşlerinin sorulması üzerine, “Ciddiye almıyorum artık...” dedi.
|
/ ANKARA
07.03.2007
|
|
|
Hak arama bilinci yok |
İzmir’in Selçuk İlçesi Kaymakamı Aziz İnci, Türkiye’de özellikle kadın ve çocukları karşı yapılan istismar, taciz ve şiddet uygulaması gibi konuların aile içi şiddeti işaret ettiğini ve gerektiği şekilde şikâyet edilmediğini belirtti.
İnci, yaptığı açıklamada, İçişleri Bakanlığının 2006/17 sayılı genelgesi çerçevesinde oluşturulan İnsan Hakları İlçe Kurulunda ‘’Aile içi Şiddet ve Şiddetin Önlenmesi’’ne yönelik komite kurduklarını belirtti.
Aile İçi Şiddet ve Şiddetin Önlenmesi konusunda halkı bilgilendirme toplantıları gerçekleştirildiklerini kaydeden İnci, kendisinin komite başkanlığını yaptığı kurulda, avukat Hülya Yavuz, gazeteci Mehmet Ali Tıraş, Sağlık Grup Başkanı Dr. Veysel Macit, Selçuk Millî Eğitim Müdürü Özer Baki Şimşek ve İnsan Hakları Kurulu Sekreteri Nihat Çakal’ın görev yaptığını hatırlattı.
Aile içi şiddet konusunda bilgilendirme toplantılarına okullarda, öğrencileri eğiterek başladıklarını ifade eden İnci, şu bilgiyi verdi: ‘’Her şeyden önce bu bir eğitim işidir. Anne ve babaların bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor. İnsan önce hak ve hukukunu kendisi istemesi lâzım, hak arama sorumluluk, eğitim işidir. Bazı haklarınızdan vazgeçebilirsiniz, örneğin malınızı, parasız herhangi birine veya kuruma bağışlayabilirsiniz ancak, bazı haklarınızdan vazgeçemezsiniz yaşam hakkı gibi... İnsan Hakları İhlallerinin bir çoğu devlet tarafından bilinmiyor ve tespit etmek zor. Özellikle kadın ve çocuklara karşı yapılan istismar, taciz ve şiddet uygulaması gibi konular aile içi şiddeti işaret ediyor ve gerektiği şekilde şikayet edilemiyor, sanki aile içi meseleymiş gibi kapatılıyor. Koca (döver de sever de) gibi gelenek var, bu yanlış gelenektir.’’
|
/ SELÇUK
07.03.2007
|
|
|
Camilerde cemaate su tasarrufu anlatılacak |
Konya Su Kanalizasyon İdaresi (KOSKİ), vatandaşa, Türkiye’de küresel ısınmada en fazla etkilenecek yerlerin başında gelen Konya’da su tasarrufuna cami kanalıyla dikkat çekmek için Müftülük nezdinde girişimde bulundu.
KOSKİ yetkililerinden alınan bilgiye göre, son 20 yıldır yeterli yağışı alamadığı için yer altı suları beslenemeyen Konya, küresel ısınmanın etkilerini en fazla hissedecek bölgelerin başında yer alıyor. Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu Konya’da hem tarımsal hem de sulama suyunun büyük bölümünü karşılayan yer altı suyunun seviyesi de azalıyor. Bunda, su tasarrufu ön planda tutulmadan yapılan tarımsal sulama ve günlük su kullanımındaki israf önemli rol oynuyor. Bu konuda halkı bilinçlendirmek için yoğun çaba harcayan, son olarak da Valilik ve Millî Eğitim Müdürlüğü ile su tasarrufu eğitiminin ilköğretim müfredatına alınması konusunda önemli bir adım atan KOSKİ, şimdi de Konya’da su tasarrufuna cami kanalıyla dikkat çekmek için Konya Müftülüğüne başvurdu.
|
/ KONYA
07.03.2007
|
|
|
Dar gelirli öğrencilerin yemeği “askıda” |
Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) yerleşkesinde kafe işletmeciliği yapan Remzi Yılmaz, ‘Askıda’ adlı projeyle dar gelirli öğrencilere ücretsiz yemek veriyor.
YYÜ yerleşkesinde 14 yıldır kafe işleten Yılmaz, 20 yıl önce Almanya’da gördüğü projeyi Türkiye’ye döndükten sonra ‘’Askıda’’ adı altında Van’da uygulamaya soktuğunu belirtti.
Projeyi uygulamadan önce bir çok öğretim üyesiyle fikir alış verişinde bulunduğunu ve özellikle Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü öğretim üyelerinin projeye önemli katkı sunduğunu vurgulayan Yılmaz, proje kapsamında, dar gelirli öğrencilerin ücret ödemeden kafedeki yemek ve içeceklerden faydalandığını söyledi.
|
07.03.2007
|
|
|
Depreme karşı binaların güçlendirilmesi için kredi |
Depremle mücadelede daha çok “bina tasarımı” üzerine yoğunlaşan çalışmalar, yeni bir boyut kazanıyor. Dün yürürlüğe giren yönetmelik ile mevcut binaların depreme dayanıklığının tespiti ve güçlendirilmesine ilişkin esaslar belirlendi.
Yönetmelik bu yönüyle çerçeve niteliği taşıyor ve güçlendirmeye yönelik zorunluluk içermiyor. Ancak, binasının deprem güvenliğini ölçtürmek ve güçlendirmek isteyen kişiler için uzun vadeli ve düşük faizli kredi öngörülüyor. Bu yönetmelikte, yeni yapılacak binaların depreme dayanıklı tasarımı ile ilgili gelişen bilgi ve teknolojiye göre değişiklikler yapıldı.
Yönetmeliğe göre, güçlendirme için, öncelikle binaların mevcut durumu hakkında bilgi toplanacak. Bu çerçevede, binaların yapı projeleri, raporları ve zemini incelenecek.
Binayla ilgili çıkarılacak bilgiler üzerinden modelleme yapılacak ve binanın, simülasyon testiyle çeşitli deprem büyüklüklerine göre performansı belirlenecek. Binanın ortaya koyduğu performansa göre, hastane, otel, sinema, konut gibi kullanım özellikleri gözetilerek, hedeflenen performansa göre güçlendirme projesi hazırlanacak. Konutlar için ise hedef büyük bir depremde “can güvenliği” sağlaması olacak.
Afet İşleri Genel Müdürü Mustafa Taymaz, binaların deprem güvenliğinin tesbiti ve güçlendirme için “finansmana” ihtiyaç olduğuna işaret ederek, bu konu için 2 hafta önce Japonya’ya gittiklerini ve Japan Bank for International Cooperation (JBIC) ile görüştüklerini söyledi. Taymaz, kredi konusunda Dünya Bankası ile de temasların sürdürüldüğünü belirterek, “Kredi temin edildikten sonra bankalar kanalıyla kullandırılacak. Düşük faizli olacak” dedi.
|
/ ANKARA
07.03.2007
|
|
|
Pepe: Acaristanbul bundan sonra uzatılmayacak |
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Acaristanbul ile ilgili gelinen noktada, değişen belediye encümenleri sebebiyle 1 haftalık inceleme süresi istendiğini, bu süre sonunda toplanıp karar vereceklerini belirterek, “Konunun bundan sonra uzatılması sözkonusu değil” dedi.
TBMM’de gazetecilerin “Acaristanbul ile ilgili Danıştay kararı olmasına rağmen Belediye Meclisi, neden konuyu gündeme almadı?” sorusu üzerine, önceki akşam geç saatlerde bir görüşme yaptığını belirten Pepe, belediye encümeninde değişiklik olduğunun kendisine iletildiğini, bazı encümenlerin istifa edip yerine yenilerinin atandığını, boşalan bir üyeliğin yerine de atama yapıldığını anlattı.
Bakan Pepe, “Onlar dosyayı henüz incelemedikleri için bir haftalık inceleme süresi istedi. Bu bir haftalık inceleme süresi tamamlandıktan sonra kendileri bu konuyla ilgili toplantı yapıp karar verecek” diye konuştu.
Konunun bundan sonra uzatılmasının sözkonusu olmadığını belirten Pepe, ancak usulle ilgili olarak, ileride alınacak bir encümen kararının yargıya götürülüp iptal edilmemesi için ince elenip sık dokunulması gerektiğini söyledi. Pepe, “Bir tek üye dahi boş olsa bile, ‘bu bir iptal sebebi olabilir’ diye böyle bir yola gittiler. Konuyu belediye baştan sona takip ediyor. Üstüne üstlük biz de takip ediyoruz” dedi.
Bir gazetecinin “Bir gecikme yok yani” demesi üzerine Bakan Pepe, “Bize ifade ettikleri şu; ‘yeni atandıkları için encümen üyeleri süre istedi’, bunun dışında başka bir şey yok” karşılığını verdi.
|
/ ANKARA
07.03.2007
|
|
|
ABD’li Müslüman lider Mecliste |
Türkiye-ABD Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı, AKP İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen ABD’li Müslüman Lider Wallace Deen Muhammed ve beraberindekiler onuruna TBMM’de öğle yemeği verdi.
Mermerli Salondaki yemeğe; CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ ile AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez de katıldı. Bağış yemekte, Wallace Deen Muhammed’e “Kutsal Emanetler Kitabı’’ hediye etti. AKP’li Bağış’ın davetlisi olarak Türkiye’ye gelen ABD’li Müslüman Lider, Ankara ve İstanbul’da 3 gün sürecek temasları sırasında, eğitim, dil, diplomasi, siyaset ve iş dünyasının çeşitli temsilcileri ile görüşecek.
|
/ ANKARA
07.03.2007
|
|
|
DTP Başkanına 6 ay hapis |
Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, terör örgütü elebaşısı için “Sayın Öcalan’’ dediği gerekçesiyle yargılandığı dâvâda 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Diyarbakır 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanık Türk ile avukatı katılmadı. Dava dosyasını inceleyen mahkeme heyeti, sanığın suç ve suçluyu alenen övdüğünün tüm dosya kapsamı ile sabit olduğunu, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nin suç ve suçluyu öven 215/1 maddesi uyarınca, sanığın aynı sözleri aynı konuşma içinde birden fazla tekrar etmesi ve ayrıca bir partinin genel başkanı olması sebebi ile halk üzerinde bırakacağı etki de nazara alınarak 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasını kararlaştırdı.
|
/ DİYARBAKIR
07.03.2007
|
|
|
Erdoğan, Azerbaycan’a gidecek |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dünya Azerbaycan ve Türk Diaspora Teşkilatları 1. Forumu’na katılmak ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere, yarın Azerbaycan’a gidecek.
Azerbaycan’ın başşehri Bakü’de 9 Mart Cuma günü gerçekleştirilecek forum, ilk defa düzenlenmesi açısından büyük önem taşıyor.
Yetkililer, Başbakan Erdoğan’ın Dünya Azerbaycan ve Türk Diaspora Teşkilâtları 1. Forumu’na katılmasının, toplantıya verilen önemi gösterdiğine işaret ettiler.
Bakü’de yapılacak foruma, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın yanı sıra çok sayıda davetlinin de katılması bekleniyor. Forum için Bakü’ye gidecek olan Başbakan Erdoğan’ın ikili görüşmelerde de bulunacağı bildirildi.
|
/ ANKARA
07.03.2007
|
|
|
Güne karla uyandılar |
Erzurum’da dün gece başlayan yoğun kar yağışı, ilkbaharın beklendiği şehre kara kış geri getirdi. Kar yağışıyla birlikte tipi ve sisin etkili olduğu şehre, sürücüler zor anlar yaşadı.
Bazı vatandaşlar karla kapanan araçlarını temizlemeye çalışırken, okul ve işyerlerine gidenler de kar yağışından olumsuz yönde etkilendi. Kar kalınlığının 25 santimetreyi bulduğu şehre belediye ve Karayolları ekipleri kar temizleme çalışmalarına başlarken, sabah saatlerinde 10’un üzerinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldi.
|
/ ERZURUM
07.03.2007
|
|
|
“Mükemmellik Ödüllü” bir imam hatip lisesi |
Ankara’daki bin 820 okul arasında Avrupa Kalite Yönetim Vakfının (EFQM) mükemmellik modeli çerçevesinde verilen ödülü kazanan Tevfik İleri İmam Hatip Lisesi ve Anadolu İmam hatip Lisesi’nin Müdürü Rami Özalan, ödül sürecini Yeni Asya’ya anlattı.
Öğrencilerin, öğretmenlerin ve çalışanların verimini arttırmak için öncelikle okulun fiziki kapasitesini mükemmel hale getirmeye çalıştıklarını açıklayan Özalan, Milli Eğitim Bakanlığının 1998 yılından itibaren mükemmellik modeli çerçevesinde faaliyetlerini sürdürdüğünü, kendilerinin de 2001 yılından itibaren eğitime kaliteyi getirdiğine inandıkları için çalışmalara başladıkları belirtti.
“İnsanlara yön çizmeye çalıştık, doğru insanlarla doğru kararlar almaya çalıştık”diyen Özalan şöyle deam etti:”Yaptığımız çalışmaların geri bildirimlerini aldık. Çalışanlar okulumuzda memnuniyet içerisinde mi çalışıyor, eğitimi severek mi yapıyorlar, okula severek mi geliyorlar? Bunu sağlamak için okulumuzun mekanlarını da güzelleştirdik” dedi. Özalan, “Bizim en önemli unsurumuz, hizmet vermiş olduğumuz öğrencilerimiz” dedi. Rami Özalan, “Önümüze bir hedef koyuldu. Bu hedefimize de ulaşabilmek için de gerekli her çalışmayı yaptık, yapmaya da devam ediyoruz” diye konuştu. Özalan ödül ile ilgili şu değrlendirmeyi yaptı: “Ankara’mızda çok güzide okullar var. Bu bir bayrak yarışıydı. Biz buna diğerleriyle yarış olsun diye değil, sadece mükemmellik modeli çerçevesinde öğrencilerimizi en iyi şekilde yetiştirebilmek için bir takım çalışmalar içerisine girdik. Ve bu yarışta birinci ilan edildik. Başta öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, velilerimiz ve il-ilçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz bu konuda büyük sevinç duydular, onur duydular. Bizler de bunun onurunu yaşıyoruz.”
|
Ahmet İhsan KAYA
/ ANKARA
07.03.2007
|
|
|
Tüzmen, İsrail’den Ermeni tasarısına karşı destek istedi |
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Ermeni tasarısı konusunda İsrailli işadamlarından destek beklediklerini söyledi.
Tüzmen, İsrail’e yaptığı ilk resmi ziyareti çerçevesinde Tel Aviv’de düzenlenen ‘’Türkiye-İsrail Ekonomik ve Ticari İşbirliği Semineri’’nde konuştu. Tüzmen, iki ülke halklarının yüzyıllardır dostluk içinde yan yana yaşadıklarını belirterek, ‘’zor zamanlarınızda yanınızda olduk, şimdi Ermeni tasarısı konusunda desteğinizi bekliyoruz’’ dedi.
Öte yandan, Devlet Bakanı Tüzmen ile İsrail Turizm Bakanı İzak Herzog, öğle yemeğinde bir araya geldiler. İsak Herzog konuşmasında, ‘’biz İsrail olarak Türkiye’yi stratejik ortağımız olarak görüyoruz’’ dedi.
|
/ TEL AVİV
07.03.2007
|
|
|
ÖZGÜR-DER onuncu şubeyi açtı |
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği’nin yeni bir şubesi daha açıldı. Genel Başkan Hülya Şekerci ve çok sayıda davetlinin katıldığı ÖZGÜR-DER Ümraniye Şubesi’nin açılış programında “Düşünce Özgürlüğü ve Müslümanlar” başlıklı bir panel de gerçekleştirildi.
Ümraniye Belediyesi Kültür Merkezi’ndeki açılış programında bir konuşma yapan Özgür-Der Genel Başkanı Hülya Şekerci, 28 Şubat darbe sürecinden toplumun her kesiminin etkilendiğini fakat halkın yılmadığını ifade etti. 28 Şubat’ın onuncu yılında ÖZGÜR-DER’in onuncu şubesi açtıklarını belirten Şekerci, “Amacımız mutlaka başarı elde etmek değil, yaşanan ve dayatılan her türlü zulüm ve cahiliyeye karşı tavır alarak toplumsal ibadetimizi yerine getirmek” dedi.
|
/ İSTANBUL
07.03.2007
|
|
|
Bu ilçede herkesin lâkabı var |
Adana’nın 5 bin nüfuslu Tufanbeyli ilçesinde lâkabı olmayan yok. Babadan oğluna, anneden kızına geçen lâkaplar, bakkal defterinden, dâvetiyelere hatta mezar taşına dahi yazılıyor.
Adana’ya 190 kilometre uzaklıkta bulunan Tufanbeyli ilçesinde, Soyadı Kanunu ilân edilmesinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen hâlâ herkes lâkabıyla tanınıyor. Babadan oğla anneden kızına geçen lâkaplar günümüzde de mektuplarda, düğün dâvetiyelerinde, bakkal defterlerinde, hatta mezar taşların da bile yer alıyor.
|
07.03.2007
|
|
|
6 kilo 200 gr ağırlığında doğru |
Bursa’da 6 kilo 200 gram dünyaya gelen bebek, 2 dalda tıp tarihine geçti. Ailesini bile şaşırtan 60 santimetre boyundaki erkek bebeğin, dünyanın en uzun boylu bebeği olduğu açıklandı.
Bursa’da bir yıl önce evlenen Özcan Bora (37) ve Serap Bora (27) çifti, 7 Aralık tarihinde kontrolden geçmek için Bursa Zübeyde Hanım Doğum Evi’ne gitti. Burada Dr. Mithat Bursalı tarafından kontrol edilen anne adayı Serap Bora’nın, sezaryenle doğum yapmasına karar verildi. Ertesi gün hastahaneye yatan Serap Bora, 9 ay 10 günlük hamilelik süresinin ardından 6 kilo 200 gram ağırlığında 60 santimetre boyunda bir erkek çocuğu dünyaya getirdi. Tıp tarihine geçen 6 kiloluk bebeğe Mikail Selim ismi verilirken, aşırı kilolu bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.
|
07.03.2007
|
|
|
ÖSYM’den şarkılı protestoya dâvâ |
Kurdukları müzik grubuyla, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi’ni (ÖSYM) protesto etmek amacıyla ‘’Ö-SE-YE-ME’’ şarkısını yazan ve besteleyen 7 genç hakkında, ‘’kurul halinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret’’ suçlamasıyla dâvâ açıldı.
Alınan bilgiye göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçlarını Soruşturma Bürosu savcılarından Kürşat Kayral, ÖSYM Başkanlığının suç duyurusu üzerine başlattığı soruşturmayı tamamlayarak, dava konusu şarkıyı yazan ve besteleyen gençlerin 1 yıldan az olmamak şartıyla 1 yıl 5 ay 15 gün hapisle cezalandırılmaları istemiyle sulh ceza mahkemesinde dava açtı.
|
/ ANKARA
07.03.2007
|
|
|
Yıkım kararı gündeme alınmadı |
Danıştay 6. Dairesinin, ‘’Beykoz Belediyesinin Acaristanbul’a verdiği yapı ruhsatının iptaline ilişkin yerel mahkeme kararını onama kararı’’, Beykoz Belediye Encümeni’nin olağan toplantısında gündeme alınmadı.
Danıştay 6. Dairesinin, Beykoz Belediyesine 28 Şubat 2007 tarihinde ulaşan onama kararı, saat 10.00’da başlayan ve yaklaşık 30 dakika süren dünkü encümen toplantısında görüşülmedi. Beykoz Belediyesinden yapılan açıklamada, Belediye Meclisi’nin dün yapılan toplantısında daha önce istifa eden encümen üyesi Zekai Emeç’in yerine Mucip Kopuz’un seçildiği hatırlatılarak, yeni üye Kopuz’un isteği üzerine konunun görüşülmesinin sonraki toplantılara bırakıldığı belirtildi. Bu arada, dünkü encümen toplantısına başkanlık etmesi beklenen Belediye Başkanı Muharrem Ergül’ün de konunun gündemde olmaması nedeniyle ilçe dışında başka bir toplantıya gittiği öğrenildi.
|
/ İSTANBUL
07.03.2007
|
|
|
Eczahane levhaları değişiyor |
Eczahanelerin dış cephesine konulan levhalar, ‘’E’’ logolu ışıklı levhalarla değiştirilecek.
Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin ‘’eczane levhasını’’ düzenleyen maddesinde yapılan değişiklik, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Değişikliğe göre, eczahanelerin dış cephesine, asgari ve azami ebatları ile renkleri Türk Eczacıları Birliğince belirlendikten sonra Sağlık Bakanlığınca uygun görülecek standartlarda, iki cepheden kolayca görülecek yükseklikte, görüntü kirliliğine ve haksız rekabete yol açmayacak, çevreyi rahatsız etmeyecek, reklâm izlenimi oluşturmayacak özellikte olmak kaydıyla ‘’E’’ logolu ışıklı levha konulacak.
|
/ ANKARA
07.03.2007
|
|
|
“Vatanperverlik omuzdaki yıldızlarla ölçülmez” |
Derin devletin hukuk dışı bir yapılanma olduğunu ifade eden Kars Ağır Ceza Hakimi Gültekin Avcı, “Vatanperverlik omuzlardaki yıldızlarla ölçülmez” dedi.
Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No’lu Şube’ye bağlı olan Pendik Temsilciliği, 28 Şubat’ın onuncu yıldönümü vesilesiyle “Hukuk Dışı Yapılanmalar ve Sivil Toplumun Sorumluluğu” konulu bir panel düzenledi. Kars Ağır Ceza Hakimi Gültekin Avcı ve Avukat Muharrem Balcı’nın konuşmacı olarak katıldığı paneli, MAZLUMDER İstanbul Başkanı Avukat Mustafa Ercan yönetti. Pendik Mehmet Akif Ersoy Kültür Sarayı’nda yapılan panelde
28 Şubat’ın irfanı boğan bir kement olduğunu ifade eden Gültekin Avcı, o süreçte medyanın kullanıldığını ve hakim sınıfın tetikçisi işlevi gördüğünü belirtti. Avcı, özellikle 28 Şubat sonrası gündeme gelen fişleme çalışmalarıyla ilgili olarak da, istihbarat birimleri üzerinde sivil denetim ve hâkimiyetin artırılması gerektiğini dile getirdi.
“Derin devlet” konusuna da değinen Gültekin Avcı, ezberi bozan çıkışlar yaptı. Derin devletin hukukta yeri olmayan bir yapı olduğunu anlatan Avcı, “Derin devlet tamamen hukuk dışıdır. ABD’de küresel sermaye etrafında oluşmuştur. Rusya ve İsrail’de ise İstihbarat etrafında oluşurken, Türkiye’de ise; Silahlı Kuvvetler etrafında oluşmuştur” dedi. Avcı’nın konuşmasında dile getirdiği, “Vatanperverlik omuzlardaki yıldızlarla ölçülmez” sözü de dikkat çekti.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
07.03.2007
|
|
|
Hava filosu göreve hazır |
Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, küresel ısınmayla birlikte artması tahmin edilen orman yangınlarına karşı gerekli tedbirleri aldıklarını söyledi.
Kahveci, yaptığı açıklamada, 2007 yazında hava sıcaklığına paralel orman yangınlarının da artacağını göz önünde bulundurarak makine, işgücü, ekipman ve donanımlarını geliştirerek güçlendirdiklerini belirtti. Kahveci, ülkenin herhangi bir yerindeki orman yangınına en kısa sürede ve en akılcı yolla müdahale edilmesini sağlamak amacıyla bu yıl 20 helikopter ve 6 uçağı daha hava müdahale filosuna eklediklerini vurgulayarak, “Şu anda 40 kadar hava aracımız bulunuyor. Ayrıca 200 arözöz aldık. Bu takviyelerle birlikte, ülkemizin herhangi bir yerinde çıkacak orman yangınına 1 saat içerisinde 10 hava aracıyla müdahale edebilecek duruma geldik” dedi. Araç ve ekipman takviyelerinin yanı sıra orman köylerinde yaşayanların de eğitilmesine başlayacaklarını kaydeden Kahveci, “Önümüzdeki haftadan itibaren 100 kişilik bir ekip, Anadolu’da 3 bin 500 orman köyüne giderek vatandaşlarımızı, yangına ilk müdahale, yangın sırasında yapılması gerekenler ve yangınların önlenmesi konularında yöre halkını bilinçlendirecek” diye konuştu.
|
/ ADANA
07.03.2007
|
|
|
Üniversiteliler dizi izlemiyor |
Akampus.com’un son anketi, üniversite gençliğinin televizyonlardaki yerli dizilerden fazla hoşlanmadığını, sadece %6’lık bir kesimin dizi meraklısı olduğunu ortaya koydu.
Yerli dizi furyasının alıp başını gittiği bugünlerde Akampus.com, düzenlediği ankette gençlere, “Yerli dizilerle aranız nasıl?” sorusunu yöneltti. Gelen cevapların sadece % 6’sı dizileri çok yakından takip ettiğini ifade etti.
Ankette sorulan soru ve cevapların işaretlenme oranları şöyle:
Yerli dizilerle aranız nasıl? (Toplam oy: 1162)
Dizileri ve bu yoğun ilgiyi saçma buluyorum (% 23)
Alakam yok (% 19)
Bir-iki tanesini takip ediyorum (% 53)
Pek çoğunun bağımlısıyım (%6)
2000 yılında Boğaziçi Üniversiteli üç gencin, başlangıç aşamasında Burhan Karaçam Partnership’ten aldıkları risk sermayesi desteği ile kurdukları Akampus.com, şu anda bütün üniversiteli öğrenci ve mezunlara hitap eden muhteva ve servisler sunmaktadır. Altın Örümcek Yarışması’nda 2 kere En İyi Eğitim Sitesi seçilen Akampus.com, üniversite öğrencilerinin akademik, sosyal hayat ve kariyere yönelik ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Akampus.com, forum ve sohbet bölümleri sayesinde üniversite öğrencileri arasında bir iletişim platformu görevi de görmektedir.
Akampus, firmalarla üniversite öğrencileri arasında köprü olma prensibini benimsemiştir. Üniversite öğrencilerine yönelik ürün ve servislerini tanıtmak isteyen firmalara Akampus.com ile internet üzerinden olduğu gibi, kampus içi organizasyonlarla fiziksel erişim imkânı da sunmaktadır. Pek çok büyük ve uluslar arası firma ile çalışan Akampus, “college marketing” olarak tanımladığı çalışma alanında lider ve öncü firmalar arasında yer almaktadır.
|
07.03.2007
|
|
|
|