Dink cinayetinin katil zanlısının isim ve resmini yayınladıkları gerekçesiyle, gazetemizin de dahil olduğu yazılı basın organlarına savcılık tarafından kesilen para cezalarına Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de tepki gösterdi. Ekşi, “O.S.’nin adına yer veren her haber hakkında ön ödeme emri gönderilecek olursa, 10 günlük kısa bir süreçte, her gazete için en az 10 kez 10.000 YTL para cezası gündeme gelir ki, bu birçok yayın organının susturulması sonucunu doğurur. Tehlike büyüktür” dedi.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Agos Gazetesi Geney Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 17 yaşındaki katil zanlısının resimleriyle isminin yazılı basında yayımlanması sebebiyle her haber ve resim için 10’ar bin YTL ön ödeme (para cezası) yatırmalarını tebliğ etmesine karşı çıkarak, “bu şekilde Dink cinayeti faturasının yazılı basına kesildiğini” söyledi.
Dink cinayetinin katil zanlısının isim ve resmini yayınladıkları gerekçesiyle, gazetemizin de dahil olduğu yazılı basın organlarına savcılık tarafından kesilen para cezalarına Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de tepki gösterdi. Ekşi, yaptığı yazılı açıklamada, Dink cinayeti zanlısı olarak yakalanan 17 yaşındaki kişinin resimleriyle isminin yazılı basında yayımlanması sebebiyle Cumhuriyet Savcılarının pek çok gazete, dergiye “18 yaşından küçük birini teşhir ettikleri” gerekçesiyle her haber ve resim için 10’ar milyar lira ön ödeme (para cezası) yatırmalarını tebliğ etmesine karşı çıktı. “Bu şekilde Dink cinayeti faturasının yazılı basına kesildiğini” belirten Ekşi, şunları kaydetti:
“Gazeteci Hrant Dink cinayetiyle ilgili soruşturmada, faturanın yazılı basına kesileceği anlaşılıyor. Daha soruşturmanın başında, ‘örgütsel bir ilişki yoktur’ açıklaması yapan İstanbul Emniyet Müdürü yerinde duruyor. Sanıkla bayraklı resim çektirip basına sızdıran, soruşturma boyunca bilgi kirliliği yaratan, hatta suikast ihbarını işleme koymayan kolluk görevlilerine dokunulmuyor. Ama, yaşı küçük olmasına rağmen O.S.’nın adını yazdıkları ve soruşturmanın gizliliğine aykırı yayın yaptıkları gerekçesiyle, savcılıklardan çeşitli gazetelere ön ödeme emirleri gönderiliyor. Her sayı için, 10 bin veya 20 bin YTL para cezasının, 10 gün içinde ödenmesi isteniyor. Aksi halde, kamu davası açılacağı bildiriliyor.”
Türkiye’de 67 yaygın, 900 kadar yerel gazete ve 20’ye yakın haber ajansı ile pek çok haber dergisi bulunduğunu belirten Oktay Ekşi, O.S.’nin adına yer veren her haber hakkında ön ödeme emri gönderilecek olursa, 10 günlük kısa bir süreçte, her gazete için en az 10 kez 10 bin YTL para cezası gündeme geleceğini, bunun da bir çok yayın organının susturulması sonucunu doğuracağını belirtti.
O.S.’NİN ADIN DEVLETİN KENDİ AÇIKLADI
“Tehlike büyüktür. Kamu oyunun ve ilgililerin dikkatine sunmayı görev sayıyoruz” diyen Ekşi, ayrıca, cinayette tetiği çekenin kimliği, adıyla sanıyla 21 Ocak 2007’e polis tarafından açıklandığını hatırlattı. Daha sonra, İstanbul Valisi, İstanbul Emniyet Müdürü, Samsun Valisi ve Samsun Emniyet Müdürünün failin adını kamuoyuna bir kez daha duyurlarını kaydeden Basın Konseyi Başkanı Ekşi, şöyle devam etti: “O tarihte, yaş küçüklüğü de bilinmiyordu. Bu açıklamaları önce bütün TV kanalları yayınladı. Ve bütün Türkiye O.S.’nin kim olduğunu televizyonlardan öğrendi. Ancak, ertesi gün bu ismi gazeteler yayınladı. Şimdi, televizyonlar için suç sayılmayan bu eylem gazeteler için suç sayılıyor. Oysa, haber yapmak, gazetelerin görevidir. Bütün dünyanın büyük duyarlık gösterdiği bir cinayette, yetkililerin açıkladığı ismi yayınlamak suç oluşturmaz. Üstelik, insanlar O.S’nın kim olduğunu (vali açıklamasıyla) televizyonlardan öğrenmişken, artık ertesi gün O.S’nın kim olduğunu saklamanın veya yazmanın hiçbir anlamı olamaz. Soruşturmaya ilişkin haberlere gelince, gizliliği ihlal değil, yönlendirmeyi ve kirletmeyi teşhir amacı güdülmüştür. Örgütsel ilişki yoktur açıklamasına karşı, örgütsel ilişkilerin sergilenmesi, bu gerçeği gösterir. Nitekim, yapılan yayınlar sonucu, ön ödeme emirlerinde belirtildiği gibi, (İstanbul Emniyet Müdürünün karşı açıklamasına rağmen) soruşturma CMK’nın 250. maddesi uyarınca, özel yetkili savcılıkça yürütülmektedir. Dolayısıyla, soruşturmanın gizliliğini ihlal amacı değil, daha işin başında soruşturmayı yönlendirmek isteyenleri teşhir amacı güdülmüştür. Bu düşüncelerimizi meslektaşlarımız ve kamu oyuyla paylaşmak istiyoruz. Baştan beri eleştirdiğimiz yasal düzenlemeyi, bu somut olayda karşımıza çıkan sakıncayı giderip değiştirmeleri için Adalet Bakanı ile basından sorumlu Devlet Bakanını göreve çağırıyoruz. Ve sorunun tüm boyutlarıyla öğrenilip köklü çözüm üretilebilmesi için, ön ödeme emri alan basın organlarının Basın Konseyi ile bağlantı kurmalarını bekliyoruz.”
|