Hozat Cumhuriyet Savcısı Şahin Çiftçi, Türk Ceza Kanununun 301. maddesindeki “Türklük” ve “aşağılamak” kavramlarının sübjektif ve soyut olmaları sebebiyle bu kavramların yerine, objektif ve daha somut kavramların getirilmesi gerektiğini söyledi.
Hozat Cumhuriyet Savcısı Çiftçi, Anadolu Hukukçular Derneğinin (AHUDER) yayın organı AhuderGi’de ifade özgürlüğü ile TCK’nin 301. maddesini değerlendirdi. İfade özgürlüğünün demokrasinin temelini oluşturduğunu belirten Çiftçi, “Düşünceyi açıklama özgürlüğü olarak da adlandırılan ifade özgürlüğü demokratik toplumların ilerlemesi ve bireylerin gelişimi için temel şartlardan biridir” dedi.
Yazısında Türkiye ve uluslar arası mevzuatta ifade özgürlüğünü karşılaştıran Savcı Çiftçi, 301. maddede geçen “aşağılamak” ve “Türklük” kavramlarının objektif olarak belirlenemeyen kavramlar olduğunu belirtti. Çiftçi, 5237 sayılı TCK’nin 301. maddesinin 4. fıkrasının “Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” şeklinde düzenlendiğini, söz konusu madde ile eleştirinin fiilî suç olmaktan çıkarıldığını söyledi. Eleştiri kavramının doktrinde “hakim fikirden farklı düşünmek” şeklinde tanımlandığını, 301. maddede sayılan kurumların eleştirilemeyeceğini savunmanın mümkün olmadığını ifade eden Şahin Çiftçi, “Burada önemli olan bir ifadenin ne zaman eleştiri, ne zaman aşağılama sayılacağıdır. Bu konuda kesin ve objektif kriterler belirlemek mümkün değildir” dedi.
301 TADİL EDİMELİ
Savcı Şahin Çiftçi, yazısının sonuç bölümünde ifade özgürlüğünün sınırsız olamayacağını ve sınırlarının esaslarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde (AİHS) ve diğer uluslar arası sözleşmelerde düzenlendiğini hatırlatarak bu anlamda 301. maddenin mevcudiyetini koruyarak tadil edilmesi yoluna gidilmesi gerektiği düşüncesinde olduğunu anlattı. Çiftçi, “Bu değişiklik çeşitli yönlerden söz konusu olabilir” görüşünü dile getirdi.
Çiftçi, 765 sayılı TCK’da olduğu gibi, takibat şartı getirilebileceğini, “Daha önceki düzenlemede olduğu gibi, Adalet Bakanlığının izni takibat şartı olarak maddeye eklenebilir” dedi. Madde metninde geçen soyut kavramların objektif ve somut kavramlarla değiştirilebileceğini belirten Çiftçi, “aşağılama” ibaresi yerine “hakaret” ve “sövme” kavramlarının daha objektif ve somut olabileceğini, “Türklük” kavramı yerine ise İtalya’da yapılan değişiklikte olduğu gibi (İtalya Ulusu) “Türk Ulusu” şeklinde bir değişiklik yapılabileceğini vurguladı.
Hozat Cumhuriyet Savcısı Şahin Çiftçi, diğer tekliflerini ise şöyle sıraladı:
“AİHM kararlarında belirtildiği gibi yaptırımın makul olması yönünden, öngörülen cezaların erteleme ve paraya çevirme kapsamında kalacak şekilde düzenlenmesi yoluna gidilebilir. 301/3 bendinin; bu suç bakımından ülkeler arasındaki sınır çizgilerinin şeklî bir anlam taşıdığından bahisle, yerinde bir düzenleme olmadığını ve bu düzenlemeye yer verilmemesi gerektiği kanaatindeyim.”
|