Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 10 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Ceylanpınar, devlet, ulusalcılık, AB

Tüm Türkiye Hrant Dink cinayeti çevresinde oluşan devlet ve toplum kepazeliğini tartışırken Ceylanpınar Devlet Çiftliği’nde yaşanan bir başka facia, bir dizi kavram, kurum ve zihniyet üzerine çok parlak yeni bir projektör daha tuttu.

Aslında Ceylanpınar faciası ile yine üzerimize, suratımıza çevrilen projektörün gösterdiği, ortaya çıkardığı korkunç gerçekler ve ihtiyaçlar özünde Hrant Dink faciasının ortaya çıkardıklarından çok da farklı değil.

Ceylanpınar’da ne oldu?

8 Şubat 2006 Perşembe günkü gazetelere yansıyan Ceylanpınar faciasında devlete ait bir çiftlikte çalışan çoğu kadın ve çocuk (yaşlarının 12 ve 15 arası olduğu söyleniyor) 44 kişiyi taşıyan bir kamyonun (bir kamyona 44 kişi nasıl biner, kim bunlara izin verir, kim denetler?) Çırpı deresini geçerken devrildiğini, dokuz kişinin de öldüğünü öğreniyoruz.

Bu olay da aynen Hrant Dink cinayeti gibi sıradan bir olay değil, ülkemizin çeşitli yönlerine çok çarpıcı ve acıtıcı bir biçimde ışık tutuyor.

Devletimize ciddi bir

yaklaşım gerekiyor mu?

Bu olayda ilk deşifre olan aslında onyıllardır muasır medeniyet teranelerini dinlediğimiz devlet yapımız.

Çağdaşlık hedefinden, arzusundan ve kararlılığından sual olunmayan bizim anlı şanlı devletimizin kendine ait bir biriminde yani bir devlet çiftliğinde (devlet çiftliği ne demek ise) 12 yaşında kız çocuklarının çalıştırılması da herhalde bu muasır medeniyet azim ve kararlılığının bir parçası.

Devletimizin bu azim ve kararlılığının yanında bir biçimde nasılsa çıkmış çalışma yasalarında 16 yaş altı çocuk çalıştırmanın hem devlet, hem özel kesim için suç teşkil etmesinin ne önemi olabilir zaten.

Önemli olan muasır medeniyeti yakalama yolunda topyekün çalışma değil mi? 12 yaşındaki kız çocuklarını bu topyekün kalkınma azim ve kararlılığının dışında tutmanın da bozgunculuk olduğunu hatırlayalım, hatırlatalım.

Bu azim ve kararlılık karşısında zaten 44 çocuk ve kadının bir kamyonun arkasına nasıl sığdırıldığını da sormak, sorgulamak yine bozgunculuk kapsamına girebilir, en iyisi bu konuya da girmeyelim.

Bu devletin anlı şanlı çalışma müfettişlerinin 12 yaşında kız çocuklarının çalıştırılmasına nasıl izin verdikleri, trafik polislerinin bir kamyon üzerinde 44 çocuk ve kadının nasıl yolculuk yapmasına göz yumduklarını da sormak, sorgulamak muhtemelen Türklüğü, devlet kurumlarını ve çalışanlarını aşağılamak, tahkir ve tezyif etmek anlamına gelebileceğinden bu konulara girmemekte de büyük fayda mülahaza edebiliriz.

Ulusalcılarımız unutulabilir mi?

Bir de bu ülkenin yine anlı şanlı ulusalcıları var bir taraflarda ve bu anlı şanlı ulusalcılarımız da Türklüğü korumak, AB’nin bölücülük çalışmalarını ortaya çıkarıp teşhir etmek gibi çok önemli konularla meşgul olduklarından Urfa’nın bir kenarında, muhtemelen Berivan, Rojda gibi tuhaf isimleri olan 12 yaşında kızların TİGEM’de süt sağmaya giderken nehirde boğulmaları ile ilgilenmelerini beklemek, gündemlerine de böyle ‘light’ konuları almalarını ummak anlamsız hatta ihanet-i vataniye ile eşdeğer.

Sözün özü

Devletimizin kadim geleneği ve yeni ulusalcılar muasır medeniyet ülküsü peşinde koşarken böyle süfli konularla onları meşgul etmek de bu sorunların kalıcı bir biçimde AB sürecinde çözülebileceğini önermek de emperyalizmin, Büyük Ortadoğu Projesi’nin ve hatta Pentagon ile Brüksel’in ulus devletimizi çözme, bölme ve parçalama çalışmalarının değirmenine su taşımak anlamına gelebilir, aman dikkat.

Star, 9 Şubat 2007

Eser KARAKAŞ

10.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Nerede özgürlükçü STK’lar?

  Bunlara nasıl sivil deriz?

  Orduevinde vatan kurtaran emekli paşalar

  En güçlüsü Nurcular

  Ceylanpınar, devlet, ulusalcılık, AB


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004