İhanete ortak olmamanın yolu Amerikan işgalinin hemen son bulmasını savunmaktan geçiyor.
Washington Post Gazetesi’nde Colbert I. King, M.L. King’in “İnsanlar, özellikle savaş zamanında hükümetlerini eleştirme görevini rahatlıkla üstlenemiyorlar” dediğini hatırlatıp sözü günümüze getiriyor ve haklı bir şekilde Amerikalıların, Irak’tan hemen çekilmesi için Bush yönetimini pek de zorlamadıklarından yakınıyor.
Amerikalılar Bush’un “Irak’tan çekilirsek felaket olur” itirazına inanıyor veya inanmak istiyorlar. İlk bakışta Bush haklı gözüküyor. Mezhep çatışmaları şiddetlenir ve tüm bölgeye yayılır; Türkiye dahil komşuları, değişik gerekçelerle Irak’a müdahale etmeye kalkarlar, El Kaide kendine yeni ve güvenli bir saha bulur, İran’ın liderliğindeki Şiiler aşırı ölçüde güçlenir...
Felaket senaryolarını uzattıkça uzatabiliriz. Ama Bush’un son Irak planının hiçbir cazip yönü olmadığı, hiçbir şey vaat etmediği, yani başarısızlığının garanti olduğu da ortada. Anlaşılan Bush iki yıl daha Iraklılar’ı ve kendi kamuoyunu oyalamak ve belayı yerini alacak olan (muhtemelen Demokrat) başkana miras bırakmak istiyor. Hem yalancı, hem kötü niyetli, hem de beceriksiz olduğu kanıtlanmış olan Amerikan Başkanı bu iki yılda çatışmaları daha da körükleyerek, Irak’ın son demlerini, son ümit kırıntılarını da heder edecek. Fakat eninde sonunda ABD Irak’tan çekilmek zorunda kalacak ve esas felaket işte o zaman kopacak.
Martin Luther King, “An gelir, susmak ihanet olur” demiş ve Vietnam Savaşı’nın en kritik aşamasında “İşte o an geldi, suskunluğu bozmamız şart”diye büyük bir protesto başlatmıştı.
Irak’ta da o an geldi ve geçiyor. İhanete ortak olmamanın yolu da Amerikan işgalinin hemen son bulmasını savunmaktan geçiyor.
Vatan, 15.1.2007
|