DYP İstanbul İl Başkanlığınca düzenlenen “Şehirlerde güvenlik problemleri ve çözümleri” başlıklı panelde konuşan Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Bengi Semerci, “ Çocuklarımızı farkında olmadan suça yönlendiriyoruz. Evimizde yanlış eğitim vererek onları suçlardan koruyamayız. Herkes kendi evinin içine bakmalı. Toplumda yaşanan asayiş sorunlarının çözümü çocukların doğru şekilde eğitilmesidir” dedi. İÜ Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer cezaları arttırmanın suç sayısını azaltmadığına dikkat çekerek, “Yeni cezaevleri inşa ederek suçun önüne geçilmez” diye konuştu
Doğru Yol Partisi’nin (DYP) düzenlediği “şehir güvenliği” panelinde konuşan uzmanlar, çözüm için doğru eğitim ve adaletin şart olduğu görüşünü dile getirdiler .
DYP İstanbul İl Başkanlığı’nca Dedeman Otel'de düzenlenen “Şehirlerde Güvenlik Problemleri ve Çözümleri” başlıklı panelde, Türkiye’deki güvenlik sorunları ve çözüm teklifleri tartışıldı. Açılış konuşmasını DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın yaptığı panele Eski Emniyet Müdürü ve Bakan Necdet Menzir, Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Bengi Semerci, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer konuşmacı olarak katıldı.
AĞAR: BİR DAHA 1960'LARI 1980'LERİ
YAŞAMAYACAĞIZ
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, açılışta yaptığı konuşmada, devlet anlayışı var olduğundan beri devletleri var eden iki temel kavramın bulunduğunu belirterek, “Bunlardan bir tanesi adelet diğeri de güvenliktir. Birbirini tamamlayan bu iki kavramın bir birinden ayrı kalabilimesi mümkün değildir” dedi.
“Özgürlüklerin güvenlik içinde sağlanması modern devletlerin en temel meselelerinden birisidir” diyen Ağar şöyle devam etti: “DYP gibi 60 yıllık bir demokrat geleneğin sahibi olan bir siyasi geleneğin en temel meselesi, özgürlüklerin güvenliğinin sağlanması, bir ölçüde de özgürlüklerin güvenlik içinde sağlanması dengesinin en iyi şekilde muhafaza edilmesini sağlamaktır. Mesele bizim açımızından sadece güvenlik temelinde alınamaz. Meselenin sosyo-ekonomik yönünü hiç ihmal etmeksizin bu meseleyi yürütüp, ama bir yandan da hukuku, yasaları tavizsiz şekilde en geniş insiyatif alanını kullanmak suretiyle uygulamaktır. Suçluluk bugünün Türkiye’sinde karşı karşıya kalınan çok ciddi bir sorun haline gelmiştir. Sorun, günlük hayatı yaşayan insanlardan öteye geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız üzerinde yükselmektedir. Türkiye, siyasi iklimini değiştirmeli. Bizim iktidarımızda sokaklar günün her saatinde insanlarımızın rahatça gezebilecekleri yerler olacaktır. Türkiye, bir daha 1960’ları, 1971’leri ve 1980’leri yaşamaycaktır.”
HERKES EVİNİN İÇİNE BAKMALI
Eski Vali ve Milletvekili Hayri Kozakçıoğlu’nun yönettiği panelde, ilk sözü Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Bengi Semerci aldı. Özgürlük güvenlik tartışmasının hep tartışıla geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Semerci, bu tartışmalarda önemli olanın güvenli özgürlük olduğunu vurguladı. “Çocuk sorunları bugün başlamadı” diyen Prof. Dr. Semerci, şöyle devam etti:
“Basın bir gündem belirliyor, bizler de onu tartışıyoruz. Basının yanlış bir şekilde belirlediği gündemin peşine takılarak çocuklara haksızlık ediyoruz. Çocuklarımıza yanlış modeller veriyoruz. Çocuklarımızı farkında olmadan suça yönlendiriyoruz. Evimizde yanlış eğitim vererek çocukları suçlardan koruyamayız. Herkes kendi evinin içine bakmalı. Toplumda yaşanan asayiş sorunlarının çözümü çocukların doğru şekilde eğitilmesidir.”
Çocuklar üzerinden siyaset yapılmasını da eleştiren Semerci, “Çocuk hakları ile ilgili 20 yıldır hiçbir şey yapılmadı” görüşünü dile getirdi. Semerci, suçları önlemek için akla gelen iki tedbir bulunduğunu belirterek, bunlardan birisinin yasal ve kanununi tedbirler diğerinin ise eğitim tedbirleri olduğunu vurguladı.
CEZALARI ARTTIRMAK
SUÇLULARI AZALTMIYOR
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Sözüer ise, cezaları arttırmanın suç işleyenlerin sayısını azaltmadığına dikkat çekerek şunları kaydetti;
“Cezaların arttırılması çözüm getirmedi. Cezaları arttırdık. Hemen arkasından afları çıkardık. Cezaevleri yine dolu. En son çıkarılan afta cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 70 binden 40 bine indi. Ama aradan geçen kısa süreye rağmen yine aynı sayılara ulaştı. Ortalama yıllık 5 bin kiyi ceza evlerine koyuyoruz. Cezaevlerindekilerin yarısını tutuklular oluşturuyor. Gelişmiş batı ülkelerinde cezaevlerine sadece hükümlüler koyulurken bizde tutuklular da koyuluyor. Bu konuda reforma ihtiyaç var. Yeni cezaevleri inşa ederek suçluluğun önüne geçilmez. Suç işleyen ama pişman olanların işledikleri suçlara bakılmaksızın toplumun içene dönüşünü sağlamalıyız.”
HERKES ADALET ÖNÜNDE YARGILANABİLMELİ
Türkiye’deki hukuk anlayışının devleti güçlendiren bir anlayışa dayandığını vurgulayan Doç. Dr. Adem Sözüer, “Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışılırken bütün dokunulmazlıkların kaldırılması da tartışılmalı. Bugün bürokratların yangılanmasının önünde çok ciddi engeller var. Türkiye’de normal şekilde yargılanan tek vatandaştır. Tüm dokunulmazlıklar kaldırılarak herkes adalet önünde yargılanabilmelidir. Vatandaşı güçlendirmek devleti güçlendirmektir. Vatandaşı güçlendiren ceza politikaları oluşturmalıyız” diye konuştu.
BAKANLIKLAR ARASINDA KARMAŞA VAR
Eski Emniyet Müdürü ve Bakan Necdet Menzir ise, “Suçları sıfıra indermek mümkün değil ama aşağılara çekmek mümkün. Bunun için de irade şart. Bugün enmiyet güçlerinin moral güçleri yerinde değil. Adalet ve İçişleri bakanlıkları arasında bu konuda bir karmaşa var. Asayişten sorumlu olan İçişleri Bakanlığı’dır. Suçu önleme görevi doğrudan devletin görevidir. Savcı ve hakimin görevi değildir” diye konuştu.
Konuşmaların ardından panelistler soruları cevaplandırdı.
|