KKTC’li dört kardeş, ailelerinin Güney Kıbrıs’taki 15 dönüm bağ ile 15 dükkanlı iş hanının kendilerine iadesi, uğradıkları maddî ve manevî zararın karşılanması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurdu. Kardeşler, başvurunun ‘’kabul edilebilirlik’’ incelemesini geçmesi halinde, en az 7 milyon Avroluk maddî ve manevî tazminat dâvâsı açacak. Kardeşlerin avukatı Aslı Aksu dâvânın açılması halinde AİHM’in bu konudaki objektif-liğinin sınanacağına dikkat çekti.
KKTC’li dört kardeş, ailelerinin Güney Kıbrıs’taki 15 dönüm bağ ile 15 dükkanlı iş hanının kendilerine iadesi, uğradıkları maddî ve manevî zararın karşılanması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurdu. Kardeşler, başvurunun ‘’kabul edilebilirlik’’ incelemesini geçmesi halinde en az 7 milyon Avroluk maddi ve manevi tazminat davası açacak.
Kıbrıslı Türk kardeşler Hasan Hüseyin Çakartaş, Nejla Çağış, Mümin Çakartaş ve Gökçen Bayer’in avukatı Aslı Aksu, AİHM’e başvurarak, müvekkillerinin Limasol’daki mallarının iadesini talep etti.
Avukat Aslı Aksu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, başvurunun, ‘’Türklerin itibarının iadesi’’ anlamında kabul edilmesi gerektiğini belirterek, davanın açılması halinde AİHM’in bu konudaki objektifliğinin sınanacağını kaydetti.
Başvurunun, ‘’kabul edilebilirlik’’ incelemesini geçmesi halinde en az 7 milyon Avroluk manevî ve maddî tazminat talebiyle dava açacaklarını ve Limasol’daki mülklerin iadesini isteyeceklerini ifade eden Aksu, Rum kesimindeki iç hukuk yollarının tükendiğini, ardından AİHM’e başvurduklarını söyledi.
Avukat Aksu, müvekkillerinin, 1974 öncesinde Limasol’un önde gelen zenginleri arasında yer alan fabrikatör bir ailenin çocukları olduğunu, Gökçen
Bayer’in eşinin Rumlar tarafından kaçırıldığını ve kayıp eşinden halen haber alamadığını; Mümin Çakartaş’ın o dönem işkence gördüğünü; Hasan Hüseyin Çakartaş’ın İngiltere’ye kaçarak bu ülkenin vatandaşlığına geçtiğini, Nejla Çağış’ın ise o dönemde gizlice KKTC’ye girdiğini anlattı. Bu kişilerin ailesinin mal varlığının savaş sonrasında ellerinden alındığını ifade eden Aksu, dosyanın, mülkiyetlerin iadesi konusunda AİHM’e yapılan ilk başvuru olduğuna dikkati çekti. Aksu, bugüne kadar AHİM’e hep Rum vatandaşlarının KKTC’deki toprakları ve gayrimenkulleri için dava açtığını ve kazandıklarını belirterek, KKTC makamlarının ise Rumların KKTC’deki malları için ‘’Mal Tazmin Komisyonu’’ kurduklarını, Rumların mallarına ilişkin taleplerini bu komisyon aracılığıyla karşıladıklarını söyledi.
HAK ARAMA ZAMANI GELDİ
Dünya kamuoyunun 1974 yılında Kıbrıs’ta yaşanan olaylarda hep Rumların mağdur olduğunu düşündüğünü ifade eden Aksu, o dönemde Kıbrıslı Türklerin de mağdur olduğunu ve haklarının ihlal edildiğini belirtti. “Şimdi Kıbrıslı Türklerin haklarını arama zamanı geldi. Bu hukuki mücadele onların hakkını arama mücadelesidir’’ diyen avukat Aksu, müvekkillerinden Hasan Hüseyin Çakartaş’ın İngiltere vatandaşı olması nedeniyle AİHM’in davayı kabul etmesi halinde kendi vatandaşının hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle İngiltere’nin de davaya müdahil olabileceğini kaydetti.
LOİZİDOU DÂVÂSI EMSAL OLACAK
Aksu, AİHM’e gönderdiği dilekçede, Rum vatandaşı Titiana Loizidou hakkında verilen ve Türkiye’nin 1.2 milyon dolar tazminat ödemesine hükmedilen kararı da emsal olarak gösterdi. Aslı Aksu, Loizidou’nun Girne’deki gayrimenkulünün çok değersiz bir yapı olduğunu, buna rağmen Türkiye’nin 1.2 milyon dolar tazminat ödemek zorunda kaldığını ifade ederek, müvekkillerinin mal varlığı karşısında AİHM’in 7 milyon Avro tazminata hükmetmesinin normal olacağını söyledi. Aksu, yüzlerce Kıbrıslı Türkün, Rum kesimindeki malları için AİHM’e başvuru yapılması konusunda kendisine müracaat ettiğini, bu kişiler adına da önümüzdeki günlerde gerekli süreci başlatacağını kaydetti. Aslı Aksu, AİHM’in yapılan başvuruları reddetse bile bir başvuruyu ‘’pilot başvuru’’ olarak değerlendirip objektiflik ilkesi doğrultusunda kabul etmesi gerektiğini belirtti.
|