31 Aralık 1987 günüydü. Devrin Başbakanı rahmetli Turgut Özal’la işbirliği yaparak, Bulgaristan’da rehin tutulan Türk kızı Aysel’in Türkiye’ye getirilmesini sağlamıştık. O gün Aysel ve yıllar sonra kavuştuğu ailesiyle birlikte Anıtkabir’i ziyarete gitmiştik. Mozolenin önüne geldiğimizde başta Aysel olmak üzere ailenin bütün fertleri, kendiliklerinden ellerini kaldırarak dua etmeye başlamışlardı. Ben de memnuniyetle uymuştum onlara. Ancak ilk andan itibaren tören kıtasının başında bulunan rütbeli subay, ellerimizi indirmemizi, dua etmek yerine saygı duruşunda bulunmamızı işaret etmeye başlamıştı. Hemen ardından da ‘ellerinizi yanınıza indirin’ diye bağırarak müdahale etmişti. Bunun üzerine Türkiye’ye ilk defa gelmiş, daha yaşadıklarının şokunu bile üzerinden atamamış olan Aysel Özgür kızımız, bana dönüp o can alıcı soruyu soruvermişti: ‘A be amcam, Biz Ankara’ya gelmedik mi?.. A be biz Atatürk’ümüzün mübarek kabri başında değil miyiz?.. Biz Lenin’in mozolesine mi geldik?.. Niçin bırakmazlar ki Atamıza gönlümüzce dua edelim?’
Tercüman, 29.11.2006
|