Haberi garipsedim..
Hem yazılış tarzını..
Hem de habere konu olan, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın sözlerini..
Bir acayiplik vardı..
Bir açıklama, bir düzeltme, yeni bir değerlendirme olur mu diye bir gün bekledim..
Olmadı.. Acayiplik öylece kaldı..
Niye mi acayip?
Önce haberin veriliş tarzına bakalım.. Haber, Milliyet Gazetesi’nde yayımlandı.. Genelkurmay Başkanı, DYP lideri Ağar’ın PKK ile ilgili açıklamalarını şiddetle kınamış..
Diğer sözlerini de sert bir dille eleştirmiş..
Ancak, Büyükanıt bu sözleri..
Kime..
Nerede..
Ne zaman söylemiş..
Belli değil..
Haberde imza yok, ne tür bir görüşme olduğuna dair en küçük bir bilgi yok.. Sadece dikkat çekici bir cümle var;
“Orgeneral Büyükanıt, Ağar’ın bu sözleri hatırlatıldığında rahatsızlığını gizlemeyerek ‘bunu çok talihsiz bir konuşma olarak görüyorum’ dedi.”
Peki, Ağar’ın sözlerini Genelkurmay Başkanı’na kim hatırlatmış?
Niye hatırlatmış?
Bir siyasi parti liderinin demecini, o ülkenin genelkurmay başkanına sormayı kim akıl etmiş?
Buna niye gerek duymuş?
Belli değil ..
Peki, Milliyet muhabiri mi Genelkurmay Başkanı’nı aramış, yoksa Genelkurmay Başkanı mı Milliyet’i aramış..
O da belli değil..
Bu ayrıntı çok önemli ama açıklanmıyor.. Kimin kimi aradığı haberde belirtilmiyor..
Gizleniyor..
Acayiplik de burada başlıyor..
Gelelim Genelkurmay Başkanı’nın açıklamalarına..
Size soruyorum.. Genelkurmay Başkanı muhalefet partisi liderinin sözlerini kınar mı? Muhalefet partisi başkanının sözlerini satır satır eleştirir mi?
Eleştirirse..
Siyasilerin demeçlerine yanıt verirse..
Onları muhatabı olarak görürse..
Bunun anlamı, siyaset yapıyor demektir..
Daha da açıkçası, siyasete müdahale ediyor demektir..
Bırak, muhatapları yanıt versin..
Siyasete, siyaset karşı çıksın..
Kimseyi savunmak derdinde değilim.. Üzerinde durduğum, Genelkurmay Başkanı’nın muhalefet partisi lideriyle polemiğe girmesi..
Siyasete müdahale etmek istemesi..
Acaba böyle bir dönem mi başlıyor?
Org. Büyükanıt’ın bu çıkışı yeni dönemin ilk işaretleri olabilir mi?
Düşündürücü..
Büyükanıt Paşa’nın açıklamalarını tek tek ele alıp değerlendirecek değilim..
Bu yazının amacı da bu değil zaten..
Benim derdim asker konuşmalı mı, konuşmamalı mı tartışmasını açmak da değil..
Bu konuda düşüncem açık ve net.. Bu ülkeye, bu topraklara yönelik tehdit varsa.. Cumhuriyet’i yıkmaya yönelik bir hazırlık seziliyorsa..
Asker konuşmalı.. Tavrını ortaya koymalı..
Ama siyasete müdahale etmek, siyaseti yönlendirmeye kalkmak, siyasi polemiklere girmek, buna zemin hazırlamak, bir partiyi karşısına almak askerin işi olmamalı..
Demokrasi böyle diyor..
Vatan, 16.10.2006
|