Şu da oldu memleketimde: Bazı erkekler yanlarına eşlerini de alıp kentte çöpleri temizlemek gerekçesiyle büyükçe bir grup halinde yola düştüler, pankart açtılar, bir nevi “gösteri yürüyüşü” yaptılar.
Hakkari’de, Dağ ve Komando Tugayı bir ilke imza attı.
İlk olan, orman yangınından su baskınına kadar koşturan askerlerin göreve çağrılması yahut yürüyüş ne kelime, memlekette bazen darbe bile yapılması değil; komutanın, generalin tercihi ve emriyle, subay, astsubay ve askerlerin, sivilleri çekip “Kışladan Belediye’ye kadar yürümesi” idi.
Ellerinde “Belediye, bölücülük yapma, işini yap!” ve “Bizler burada, belediye nerede?” gibi pankartlarla.
“Bölücülük yapan” zaten yargı konusu oluyor. O belediyeci öyle bir iddianamenin sanığı. Yargılansın.
Ama bu ne!
Yargıyı, hukuku, seçimleri, yetki ve sorumlulukları filan bir kenara atıp sivil giyinse de asker kimliğiyle gösteri yapmak meşru mu?
Meşhur “askere siyaset yasağı” (saçmadır ama!) sadece farklı fikirleri olan erat, astsubay veya subaylar için mi!
Misal, hakları için, haysiyetleri için, aşağılanmamak için, oda hapsini protesto için yürümeye kalksa bazı subay, astsubay, uzman çavuşlar filan, o da demokratik, sivil eylem ile “duyarlı vatandaşlık” sayılacak mı?
Hakikaten; hükümet, Genelkurmay, yargı bunu nasıl kabullenecek?
“Demokratik hukuk devleti” iddiasındaki bir devlet, rejim ile onun temel üç kuvveti, Meclis, yürütme ve yargı bunu nasıl sineye çekecek?
Bu “mıntıka temizliği” sindirilirse, Anayasa’daki bir sürü maddeyi de temizleyin gitsin!
Sabah, 26.9.2006
|