Bu ülkede askerlik zorunlu hizmet. Ancak bunca ölüme rağmen insanlar bunu vatan hizmeti olarak görüyor.
Şehit cenazeleri bile çocukların askere yolculuklarının bir şenlik havasına dönüşmesini engellemiyor.
Adı üzerinde vatan hizmeti.
Şimdi bu zorunlu hizmetin kapsamını değiştirip vatan hizmetinden başka bir şeye çevireceksiniz, vatan savunması diye silah altına aldığınız gençleri Lübnan’a göndereceksiniz ve onun fikrini bile sormayacaksınız.
Üstelik eşit koşullarda yapılması gereken bu hizmeti sadece garibanların üstüne yıktığınızı bilerek yapacaksınız.
Bu ülke yıllardır terörle mücadele savaşı yürütüyor.
Genç bedenler Türk Bayrağı’na sarılı tabutlarla geliyor. Bu uğurda kaybettiğimiz can sayısı binlerle ifade ediliyor.
Peki size soruyorum?
Bunca kayıp arasında bir tane bakanı bırakın, milletvekili, general, üst rütbeli subay, işadamı, etkili gazeteci oğlu var mıdır?
Veya Teşvikiye Camii, Bebek Camii, Levent Camii’nden kalkan şehit cenazesi var mıdır?
Türk erkeğinin en kutsal saydığı bu görevi bile torpille kirlettikten sonra aralarında kendi evladınızın bulunmadığını bildiğiniz gençlerin başka ülkelerin sınırını koruması için bir göreve göndereceksiniz.
Vicdanınız rahat edecek mi?
Kendi oğlunuzu sakındığınız bir göreve başkalarının oğullarını gönderirken eliniz titremeyecek mi?
Ne uğruna?
Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini artırmak diye palavralar sıkmayın.
Hepimiz biliyoruz ki Amerika’yı memnun etmek adına yapacaksınız.
Böylesi kritik bir yılda Bush kızıp Çankaya yollarına taş döşemesin diye elinizi kaldıracak, torpilsiz Mehmetler’i İsrail sınırını korumaya yollayacaksınız.
Bitmedi...
Bir göreve iç siyasi mülahazalarla talip olacaksınız ama görevin hukuki tanımlarını bile doğru düzgün yapmayacaksınız.
Şimdi, Türkiye BM kararı doğrultusunda Lübnan’a asker gönderirse, Hizbullah’a terörist diyen Batılı ülkelerin askerleriyle omuz omuza görev yapacak.
Onlar Hizbullah’a terörist diyor, görev tanımları belli. Peki siz Hizbullah’a ne diyeceksiniz?
Terörist mi, özgürlük savaşçısı mı?
Özgürlük direnişçisi olarak görüyorsanız, oraya giden Türk birliğinin görev tanımını nasıl belirleyeceksiniz?
Önce bu soruların cevabını verin, sonra içinizden en ateşlilerin oğullarının birkaçını bu birliğe gönüllü olarak koyun, biz de sizin samimiyetinize inanalım, kararınızı sonuna kadar destekleyelim.
Yoksa bize palavra sıkmayın.
Sabah, 24.08.2006
|