Tüm negatif gelişmelere, yükselen milliyetçi-ulusalcı dalgaya, dış baskılara rağmen Türkiye’de siyaset iki ana eksende şekilleniyor: Değişim ve statüko.
Aslında son 50 yıllık “yaralı demokrasi” deneyimimiz de bu eksen üzerinde sürdü.
Büyük sıçramaların yaşandığı, tek parti iktidarlarına yol açan genel seçimler bunu çok açık ve net ortaya koyuyor.
Kim “değişimi” savunduysa sandıktan o çıktı.(...)
Dün, uzun yıllar merkez sağı destekleyen etkili bir dinî cemaatin önde gelen bir ismiyle konuştum. Siyasetle ilgili tespitleri dikkat çekiciydi.
Özellikle DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’a ilişkin söyledikleri ilginçti.
“Ağar’ı dikkatle izliyorum. İlk kez farklı bir muhalefet üslubu yakaladı. Ne zaman eleştireceğini, ne zaman destek vereceğini biliyor. Türkiye’nin en önemli sorunu Kürt meselesiyle ilgili açıklamaları beni şaşırtsa da gerçekten önemli. Ağar, devleti de toplumu da iyi tanımanın avantajını kullanıyor.”
Daha önce de yazdım, Ağar, siyasette giderek kendini farklılaştırıyor.
Özellikle toplumla kurduğu sıcak diyalog ve demokrat yaklaşımlara vurgu yapması, yeni bir sivil siyasetçinin doğuşuna işaret ediyor.
Dini cemaatin etkili ismi bu konuda şöyle diyor:
“Bugün AK Parti karşısında öyle birleşmelerle bir sonuca ulaşılmaz. Aksine AK Parti’yi bu arayışlar daha da güçlendirir. Bunun alternatifi sivil ve demokrat siyaset üretmektir. Cepheleşmek değil. DYP bu açıdan önemli bir çıkış içinde. Evrensel değerleri önemseyen, insanı ön plana alan bu yaklaşım ciddi ilgi de topluyor. Toplum olanların farkında.”
Anlaşılan o ki, son Samsun konuşmasında “öteki yaratmayacağız” diyerek sivil bir çıkış yapan Mehmet Ağar, sessiz sedasız “halk damarı” nı yakaladı.
Ancak; buna rağmen özellikle merkez sağda, aralarında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de bulunduğu çok sayıda “suni” arayış sürüyor.
Dini cemaatin etkili ismine, bu arayışlarda Demirel’in yer almasının ne anlama geldiğini soruyorum.
Gülerek cevap veriyor:
“Bunun iki önemli nedeni var. İlki, Osmanlı’da bir söz var, ‘piri fani hırsı.’ Zamanında bu ülkeye iyi hizmetler yapan Demirel’de bu hırs o yaşına rağmen fazlasıyla var. Öteki neden ise çevresi. Ailesinin tüm mallarına haciz konuldu. Biliyorsunuz Süleyman Demirel’in başı iki yeğeni nedeniyle hiç dertten kurtulmadı. Bu iktidar da onlardan intikam alıyor. Demirel bu durumdan kurtulmak için çaba harcıyor.”
Görünen o ki, olağanüstü bir sürpriz olmazsa halk suni birliklere değil, değişimi savunan yeni isimlere ilgi gösterecek.
Sabah, 4 Temmuz 2006
|