Ben Soros’tan korkarım. Dış ve iç politikada çalkantının başladığı, ekonomide sorunların yaşandığı şu günlerde Soros’un “pattt” diye sahneye çıkması beni endişelendiriyor.
Soros günümüzün en büyük spekülatörü ve de manipülatörü.
Gözüne kestirdiği ülkelerde, siyasi, sosyal yapıyı ve ekonomiyi etkiliyor. Bunu yapabilecek parasal güce sahip. Ekonomiyi, değişik ülkelerin para ve sermaye piyasalarında etkili olan yatırım fonlarıyla yönlendiriyor. Ülkelerdeki sosyal ve siyasi yapıyı “Açık Toplum Enstitüleri” adıyla kurulan “örümcek ağı” modeliyle ülkelere yayılan vakıflar/dernekler çevresine topladığı insanlarla “biçimlendiriyor”.
Macar Yahudisi 76 yaşındaki George Soros’un bugüne kadar değişik ülkelerin ekonomilerini nasıl salladığını, sosyal ve siyasi yapılarının değişmesinde nasıl etkili olduğunu bilmeyen, görmeyen kalmadı. Soros da yaptıklarını, yapacaklarını gizlemiyor “Paramı ideallerim uğruna harcıyorum” diyor.
Beni korkutan da işte bunlar... Soros’un Türkiye’ye ilgisi giderek artıyor. Türkiye’deki “örümcek ağı” giderek güçleniyor. Dikkat çeken bir gelişme, Türkiye’de “Soros yandaşlarının” sayılarının hızla artması. Herhalde Soros’un zenginliği ve gücü belli insanları etkiliyor olmalı ki, insanlar Soros için çalışmaya, üniversiteler, dernekler, vakıflar Soros fonlarından para alarak Soros’un bekleyişleri doğrultusunda çalışmalar yapmaya çabalıyor.
Parayı veren...
Soros basın toplantısında bu çabaları mükâfatlandırmak için Türkiye’de 5 yılda 8 milyar dolar harcadığını açıkladı.
Türkiye’de borsadaki doğrudan hisse senedi alımlarını ve sermaye piyasasındaki işlemlerini, bir yatırım fonuyla gerçekleştirdiğini söyledi.
Şimdi geleyim Soros’un özelliğine... Her spekülatör biraz manipülatördür ama, Soros hem spekülatör hem manipülatör. Gücü de buradan kaynaklanmaktadır.
Dostum Ege Cansen’in anlatımıyla, “spekülasyon” demek, ileriyi görmek, ona göre “pozisyon” almaktır. Spekülatör, ileriyi görür. Pozisyon alır. Sonra gelişmeleri bekler. Manipülatör ise, işi “şans”a bırakmaz. Aldığı “pozisyon” doğrultusunda geleceği yönlendirmeye, oluşturmaya çaba gösterir.
Soros bugüne kadar güçlü ve güçsüz ekonomilerde, ekonomilerin bıçak sırtında olduğu dönemlerde “ciddi pozisyonlar aldı”. Spekülatif hareketler içine girdi. Sonra da aldığı pozisyonlar doğrultusunda ekonomileri manipüle ederek “salladı”. Bu yollardan büyük paralar elde etti. Sonra da bu paralarını idealleri uğruna harcamak için, kurduğu örümcek ağlarıyla değişik ülkelerdeki sosyal ve siyasi oluşumları yönlendirdi.
Sevenleri çok
Şu günlerde başımız dışarıda dertte. İçeride dertte. ABD ve AB ile ilişkiler gergin. Dış dünya, Kıbrıs ve Kürt sorununu bahane ederek Türkiye’yi sıkıştırıyor. İçeride cumhurbaşkanlığı ve erken genel seçim tartışmaları gündemin başına oturdu. İşte bu sırada ekonomi karıştı. Neyin ne olacağı belli değil... Tam Soros’a göre bir ortam...
Yabancı veya yerli bankalardan YTL ile kredi çekse, topladığı YTL ile döviz toplamaya başlasa... Alınız başınıza “kocaman bir ekonomik kriz”... Açık Toplum Enstitüsü etrafında topladığı entelektüeller, yazarlar, çizerler, üniversiteler ve ülke politikasında şu veya bu görüş yanlılarına destek vermeye başlasa... “Alınız başınıza kocaman bir belayı”...
Soros’un pozisyon alma hakkı var da benim yok mu? Benim pozisyonum belli. Ben Soros’u sevmiyorum. Türkiye’deki ilişkilerini yanlış ve zararlı olarak değerlendiriyorum. Bunun için Soros’tan korkuyorum. Ama, benim Soros’u sevmemem “ne yazar”? Soros sevenler o kadar çok ki... Bakınız şu kriz döneminde, AB’den, ekonomiden, enerjiden sorumlu anlı şanlı bakanlarımız. Soros ile yemek yemek için, Ankara’yı bırakıyor, koşa koşa İstanbul’a geliyor.
Milliyet, 22.6.2006
|