Mazlum-Der İstanbul Şubesi, TMK tasarısı ile ilgili olarak sivil toplum kuruluşlarının rapor ve bildirileri ile uzman görüşlerini ve basında yer alan yazıları “Yeniden İstiklâl Mahkemelerine, Takrir-i Sükûna, OHAL’in ülke geneline yayılmasına, 141-142-163-312’nin ihyasına, DGM’lerin geri döndürülme gayretlerine HAYIR!” başlığını taşıyan kitapçıkta bir araya getirdi. Kitapçıkta, Mazlum-Der, Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İstanbul ve İzmir Barolarının tasarıyı eleştiren raporlarına yer verildi.
MAZLUMDER İstanbul Şubesi, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) Tasarısı ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının konuya ilişkin rapor ve bildirileri ile, basında yer alan yazıları derleyerek bir kitapçık hazırladı. Kitapçıkta, STK’ların tasarının derhal geri çekilmesini istediği belirtilerek, “Bu yasa hiçbir bakımdan hukuka uygun değildir. Bu yasa ile bütün hukuki kazanımlar geri alınmak istenmektedir. Buna izin verenler, tarih ve toplum önünde sonucuna katlanmak zorundadırlar” denildi.
MAZLUMDER İstanbul Şubesi, TMK Tasarısı ile ilgili olarak sivil toplum kuruluşlarının konuya ilişkin rapor ve bildirileri ile, basında yer alan yazıları, “Yeniden İstiklal Makameleri’ne, Takrir-i Sükuna OHAL’in ülke geneline yayılmasına, 141.142.163.312’nin ihyasına, DGM’lerin geri döndürülme gayretlerine HAYIR!” başlığını taşıyan kitapçıkta bir araya getirdi. Kitapçıkta, Mazlumder, Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İstanbul ve İzmir Baroları, Türkiye Gönüllü Teşeküller Vakfı, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği, Basın Konseyi’nin tasarıyı eleştiren rapor ve bildirileri ile çeşitli gazetelerde yayınlanan röportaj ve makalelere yer verildi.
Kitapçığın sunuş yazısında, adalet barış ve özgürlük insan haklarına saygı ve hukuk devletinin gereklerinin yerine getirilmesi ve bu süreçten geri dönülmemesi talebi yer alıyor. “Bu anlamda iktidarın seçmenine ve halkımıza ve dünyaya verdiği teaahütlere sadık kalmasını istiyoruz” denilen yazıda, devletin, anayasa ve yasaların varlık ve meşruiyet sebebi belli olduğu hatırlatılarak, bu temele sadakatla bağlı kalınması gerektiği vurgulandı.
ESKİ DÜZENLEMELER GERİ İSTENİYOR
Yazıda, aksi davranışların meşruiyet tartışmasına sebeb olacağı uyarısında bulunularak, şu ifadelere yer verildi:
“İstiklâl Mahkemelerini geri getirecek, ya da Takrir-i Sükun yasasını hatırlatan uygulamalara geri dönmek istemiyoruz. 141-142,163, 312 artık geri gelmemek üzere gitti derken, DGM lerin kaldırıldığını düşünürken, şimdi bu yasa tasarısı ile getirilmek istenen düzenleme gideni aratacağa benzemektedir. Bu yasa tasarısı, Anayasanın 90. Maddesi ile korumaya alınan norm hukuka aykırıdır. Bu taslağın bazı hükümleri, daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen eski düzenlemeleri yeniden hayata döndürme gayretlerinin eseri olarak önümüzde durmaktadır. Bu yasanın hükümleri bize ara rejim dönemlerini, sıkıyönetim rejimlerini, Olağanüstü Hal uygulamalarını hatırlatmaktadır. Bu çabalar, halkı susturma, bastırma, caydırma amacı güden, devletin içine sızmasından kuşkulanılan bazı hukuk dışı unsurların korunması amacını güden bir gayretin ürünü gibi gelmektedir. Bu bir matruşka yasasıdır. Bu yasa Ebu Garib’i ve Guantanamo’yu hatırlatmaktadır. Bu yasa taslağı adaleti ve hukuku çağrıştırmıyor.”
TASARI TERÖRÜ ÖNLEMEYECEK
Sunuş yazısında, bu tasarının terörü önlemeyeceği aksine destekleyeceği, basın ve ifade özgürlüğünün önemli ölçüde yara alacağı görüşüne yer verilerek, buna izin verilmemesi istendi. Yazıda, “Bu yasa olmazsa, terörle mücadelede hiçbir eksiklik olmayacak. Zaten sözü edilen fiiller mevcut TCK da suç olarak bulunmaktadır. Bu yasa ile kapsam ve şiddet genişletilerek, bir yandan sokaktaki insan baskı altına alınmaya çalışılıyor, hem de bir takım resmî görevlilerin hukuk dışı tasarrufları koruma altına alınmaya çalışılıyor” ifadeleri yer aldı.
Yazıda, bir zamanlar “Eşber’e yarayacak” diye 312. Maddenin kaldırılmasına karşı çıkanların, kendilerinin 312’nin kurbanı oldukları hatırlatılarak, şöyle denildi:
“Umarız bu gün bu yasayı çıkartmak isteyenler, yarın bu yasanın kurbanı olmasınlar! Hükumet yeni TCK’yı savunurken ‘Bu yasa hukuksal bir kargaşaya da son verecek. Suç ve cezalar bir tek ve sistemli yasada birleşecek’ demişti. Şimdi felâket bir TCK’da yeterince yasak ve çok ağır cezalar varken bir de TMK yı getiriyorlar. Polisin ve askerin sistemli şikâyetleri, medyanın gayretkeşliği, PKK’nın saldırısı çanak tuttu ama birçok provokatif olay da var kimin yaptığı belirsiz. Bu oyuna/bu tuzağa düşmemek gerekir. Terörün patlaması uyum yasaları ile değil, derin, gizli ve karanlık güçler, terör lobisi, terörü bir siyaset yapma aracı olarak görenlerdir. Biz TMK değil, TCK daki hukuka aykırı yasaların ayıklanmasını istiyoruz. STK’ların bu taslakla ilgili ortak görüşü; derhal bu tasarının geri çekilmesidir. Bu yasa hiçbir bakımdan hukuka uygun değildir. Bu yasa ile bütün hukuki kazanımlar geri alınmak istenmektedir. Buna izin verenler, tarih ve toplum önünde sonucuna katlanmak zorundadırlar.”
|