Doğa Derneği'nden yapılan açıklamada, nesli tehlike altında olan sürmeli kız kuşlarından dünyada yaklaşık 11 bin 200'ünün kaldığının tahmin edildiği belirtildi. 

Kız kuşlarının, yılda 2 kez Orta Asya ve Afrika arasında uzun bir göç yolculuğuna çıktığı, yazları Orta ve Güney Rusya ile Kazakistan'da üreyen kuşların büyük kısmının, kışları geçirmek için Arap Yarımadası ve Afrika bölgelerine uçtuğu aktarılan açıklamada, bu uzun ve tehlikeli yolculukta Anadolu'ya da uğrayan sürünün, bir süre Ceylanpınar ve Şanlıurfa bozkırlarında kaldıktan sonra yoluna devam ettiği kaydedildi.

Doğa Derneği ve doğa korumacılar tarafından 2007'de yapılan araştırmada, 3 bin 200 sürmeli kız kuşunun göç esnasında Ceylanpınar'da TİGEM sınırlarında konakladığı belirtilen açıklamada, uydu vericisi takılan bir kuşun gönderdiği sinyal sayesinde Anadolu'nun, uzun göç yolculukları sırasında konakladıkları en önemli 2 yerden biri olarak tescillendiği vurgulandı.

"Çatışma arasında konaklama"

Açıklamada, şu görüşlere yer verildi: 

"Çalışmalar gösterdi ki, tür üzerindeki en önemli tehdit, geleneksel tarımdan sulu tarıma geçiş ve mısır gibi ürünlerin ekimi nedeniyle yaşam alanlarının yok olması. Bu kuş türü ayrıca insanlar tarafından avlanmaları nedeniyle de tehdit altında. Özellikle Ceylanpınar gibi Kobani'nin de içerisinde yer aldığı bozkır alanlarında konaklayan tür, göçüne devam edebilmek için son dönemde bir de şiddetli çatışmaların ortasında duraklamak ve beslenmek zorunda.

Bölgede tür üzerinde çalışan dernek üyeleri, sürmeli kız kuşunu göç döneminde izlerken, bir yandan da yaşam alanlarını korumak için çalışıyor. Bu yıl da sonbahar göçü gözlem çalışmalarında, Ceylanpınar TİGEM arazisinde 150 civarında kuş tespit edildi. Kobani sınırında olan bölgede yapılan çalışmalar güvenlik riskine rağmen ara verilmeden gerçekleştirildi."

Açıklamada görüşlerine yer verilen Doğa Derneği Güneydoğu Bölge Sorumlusu Turan Çetin, çalışma ortaklarının Kazakistan'da uydu vericisi taktığı 5 sürmeli kız kuşunun sinyallerini izleyerek araştırma ve koruma çalışması yürüttüklerini belirtti.

TİGEM arazisinin de içerisinde yer aldığı Ceylanpınar ile Akçakale bozkırlarının tür açısından kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Çetin, "Bu sene güvenlik riskine rağmen çalışmalarımıza Şanlıurfa'daki gönüllülerimiz destek veriyor. Araştırmalarımız tür üzerindeki en önemli tehdidin geleneksel kuru tarımın yerini sulu tarımın alması nedeniyle yaşam alanlarının yok olması olduğunu gösteriyor. Halbuki sırf beslendikleri tarım alanlarındaki böceklerin nüfusunu kontrol altına aldıkları için bile bu nadir canlının korunması lazım" ifadelerini kullandı.