Halk arasında ak toprak olarak biliniyor. Ama ismi kadar masum değil. Diyarbakır'dan Bursa'ya 58 ilin 370 köyünde bulunan bu volkanik toprağın içinde kansere yol açan asbest var. Köylüler yetkililerin önlem almasını bekliyor.
Akciğer kanseri ve akciğer zarı kanseri (mezotelyoma) dünyada sanayi hastalığı olarak biliniyor. Ağır sanayide kullanılan asbest maddesi ile temas eden kişilerin bu hastalığa yakalanma riski yüksek. Ancak Türkiye’de hayatı boyunca hiçbir şekilde sanayide çalışmamış köylü nüfus, toplam hasta sayısının üçte ikisini oluşturuyor. Bunun nedeni ise Anadolu’da bulunan bir tür volkanik toprağın içerdiği yoğun asbest lifleri. Köylüler yüzyıllar boyunca bu asbestli toprağı bina yalıtımında, yol yapımında ve hatta hastalıkların tedavisinde ilaç olarak kullandı.
Asbestli bölgeler tespit edildi
Bu volkanik toprak, halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle de biliniyor. Sağlık Bakanlığı, Türkiye için önemli bir halk sağlığı sorunu yaratan toprağı incelemek için Türkiye Mezotelyoma Çalışma Grubu’nu oluşturdu. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden Prof.Dr. Muzaffer Metintaş ve Marmara Üniversitesi’nden Prof.Dr. Hasan Fevzi Batırel tarafından koordine edilen “Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Planı” kapsamında tespit çalışmalarını tamamladı. 30 ilde yerleşik 24 üniversite, 4 eğitim ve araştırma hastanesi, 2 meslek hastanesinden 38 öğretim üyesi / bilim insanı ve 4 yabancı danışmandan oluşan ekip Türkiye genelinde, iki yıl boyunca araştırmalar yaptı. Proje kapsamında Türkiye'de asbest sorununun olma ihtimali olan 58 ilin, 1.256 köyünden toprak örnekleri alındı. Örnekler Eskişehir Osmangazi Üniversitesi ve TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu) tarafından analiz edildi. Sonuçlara göre 370’den fazla köyde "asbest teması" tespit edildi.
“Köyler taşınmayacak, rehabilite edilecek”
Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'ndan konuştuğumuz yetkililer, asbest belirlenen köylerin taşınmasının söz konusu olmadığını söylediler. Kanser Daire Başkanı Doç. Dr Murat Gültekin, başka önlemlerle sorunun halledilebileceğini söylüyor:
“Asbest lifi içeren topraklar belli bölgelerde bulunuyor. Köylüler bu toprakları bulundukları yerlerden taşıyarak getiriyor ve evlerinde kullanıyor. Duvarları bu toprak ile sıvanmış binalarda, söz konusu sıva, kalın plastik bir boya tabakası ile yalıtılabilir. Asbestli bölgelerin üzeri ekilebilir toprak ile kapatılıp ve yeşillendirilebilir. Asbestli toprağın yol yapımında kullanıldığı köylerde ise asfaltlama çalışması yapılacak. Bu önlemler ile halkın asbest ile olan teması tamamen kesilecektir ve köylerin taşınmasına gerek yoktur.”
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr Muzaffer Metintaş, bugüne kadar 150 bin kişinin asbestli toprak ile temas ettiğini ve önümüzdeki 20 yıl içerisinde bu gruptan 10 bin yeni akciğer zarı kanseri vakası çıkmasının beklendiğini söylüyor. Metintaş, gerekli önlemlerin ivedilik ile alınmasının hayati önem taşıdığının altını çiziyor:
“Teması şu anda kesersek, yani önümüzdeki bir yıl içerisinde iyi bir önlem planı yaparsak, hızlı, pratik, bürokrasiye ve bilimsel fantezilere boğmadan… Gerekli önlemler alınırsa 150 bin kişinin asbestli toprak ile temasını kesmiş oluruz. Bu sayede de 3 binden fazla yeni vakayı önlemiş oluruz.”
Üç aşamalı önlem planı
Sağlık bakanlığı yetkilileri, bilimsel çalışmaların sonuçlarının kendilerine Mart ayında teslim edileceğini söyledi. Bu bilgiler ışığında üç aşamalı bir önleme planı hayata geçirilecek. Bu plana göre öncelikle bölge halkına yönelik yoğun bir bilgilendirme kampanyası başlatılacak. Temasın nasıl gerçekleştiği ve nasıl korunacakları anlatılacak.
İkinci aşamada ise asbestli bölge ve arazilerin yalıtımı gerçekleştirilecek. Son olarak da, aile hekimliği kurumu ile koordineli bir şekilde, daha önce asbestli toprak ile temas etmiş kişilerin sağlık durumu yakından izlenecek.