Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı kar yağışı sonrası beyaza büründü.
Iğdır ile Ağrı arasında yer alan, 5 bin 137 metrelik rakımıyla ülkenin en yüksek dağı olan ve "Türkiye'nin çatısı" şeklinde nitelendirilen Ağrı Dağı'nın yaklaşık 4 bin rakımından zirveye kadar olan bölümü, kar nedeniyle beyaza büründü.
Ağrı Dağı, zirvesini kaplayan kar ve üzerindeki bulutlarla etkileyici görüntüler oluşturdu.
Bölgede hava mevsim normalleri civarında
Meteoroloji 12. Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, bölge genelinde hava sabah saatlerinde az bulutlu açık, zamanla parçalı, kuzey ve kuzeydoğu kesimlerinin çok bulutlu geçeceği tahmin ediliyor.
Havanın mevsim normalleri civarında seyredeceği bölgede rüzgar kuzeyli yönlerden hafif zaman zaman orta kuvvette esecek.
Gün içinde en yüksek hava sıcaklığının Iğdır'da 30, Ağrı'da 29, Erzincan'da 28, Kars ve Erzurum'da 25, Ardahan'da 22 derece olması öngörülüyor.
Erciyes, beyaz örtüyle kaplandı
Tefekkürlük Ağrı Dağı
Kurşunlu Şelalesi ziyaretçilerini hayran bırakıyor
Fotoğraflarla tefekkür
Bir tefekkür daveti de Gümüşhane yaylalarından...
"Vazgeçilmez yerlerimizden biri"
***
Tıklayınız:
Fotoğraflar ve Vecizeler...
'Gelenler mutlaka bir daha gelmek istiyor'
***
Okumak İçin Tıklayınız:
Tefekkür penceresi: Ağaçlardaki sistem hayret uyandırdı...
''Bütün insanlarımızı buraya davet ediyorum''
Bahar dahi bir çiçektir: Bahardaki haşir nümunelerine dikkat lâzımdır...
Risale-i Nur’u okuyan kâinat kitabını okuyabilir
Coğrafyacı gözüyle: Bol tefekkürlü geceler dilerim
Coğrafyacı gözüyle - 1
O dolunay
Tefekkürlük Ağrı Dağı
***
Tefekkür Penceresi...
Allah'ın Müzeyyin ((herşeyi eşsiz sanatıyla süsleyen, güzelleştiren Allah)) ve Cemil ((Sonsuz güzellik sahibi Allah)) isminin tarif edildiği Risale-i Nur'dan bir bölüm;
''...Eğer o yüksek hakikatleri yakından temâşâ etmek istersen, git, fırtınalı bir denizden, zelzeleli bir zeminden sor. “Ne diyorsunuz?” de. Elbette “Yâ Celîl, yâ Celîl, yâ Azîz, yâ Cebbâr“ dediklerini işiteceksin.
Sonra, deniz içinde ve zemin yüzünde merhamet ve şefkatle terbiye edilen küçük hayvanattan ve yavrulardan sor. “Ne diyorsunuz?” de. Elbette “Yâ Cemîl, yâ Cemîl, yâ Rahîm, yâ Rahîm“ diyecekler.
Semâyı dinle. Nasıl "Yâ Celîl-i Zülcemâl" diyor. Ve arza kulak ver. Nasıl "Yâ Cemîl-i Zülcelâl"diyor. Ve hayvanlara dikkat et. Nasıl "Yâ Rahmân, yâ Rezzâk" diyorlar. Bahardan sor. Bak, nasıl "Yâ Hannân, yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ Kerîm, yâ Lâtif, yâ Atûf, ya Musavvir, yâ Münevvir, yâ Muhsin, yâ Müzeyyin" gibi çok esmâyı işiteceksin. Ve insan olan bir insandan sor. Bak, nasıl bütün Esmâ-i Hüsnâyı okuyor ve cephesinde yazılı; sen de dikkat etsen okuyabilirsin. Güya kâinat azîm bir musika-i zikriyedir. En küçük nağme, en gür nağamâta karışmakla, haşmetli bir letâfet veriyor. Ve hâkezâ, kıyas et.''
Sözler, 24. Söz, Birinci Dal - Devamını Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#534
***
"Ne kadar güzeldir" deme!
''Dünyayı ve ondaki mahlûkatı mânâ-yı harfiyle ((bir şeyin kendisini değil de, san'atkarını, ustasını, sahibini bilip tanıtan mana)) sev; mânâ-yı ismiyle ((birşeyin bizzat kendisine bakan ve kendisini tanıtan manası)) sevme. "Ne kadar güzel yapılmış" de. "Ne kadar güzeldir" deme. Ve kalbin bâtınına, başka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünkü, bâtın-ı kalb âyine-i Sameddir ve Ona mahsustur.''
Risale- Nur, Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf
Risale-i Nur'dan Sözler isimli eserden 32. Söz'ü okumak için tıklayınız;
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#962
AA