Türkiye'de mesken olarak kullanılan tüm binalarda alınması yasal zorunluluk olan Enerji Kimlik Belgesi (EKB) uygulamasında son 5 aya girildi.
EKB olmayan binaların 1 Ocak 2020'den itibaren alım, satım veya kiralanması yapılmayacak. Türkiye'de mesken olarak kullanılan tüm binaların enerji verimliliğini artırmak amacıyla alınması zorunlu hale getirilen söz konusu belgede, binaların enerji sınıfı A,B,C,D,E,F,G olarak gösteriliyor. Söz konusu belgenin on yıl geçerliliği bulunuyor.
Sanayi alanında ve işletme faaliyetinde bulunan binalar, kullanım süresi olarak iki yıldan az olan binalar ile toplam kullanım alanı 50 metrekare ve daha az olan binaların EKB alması gerekmeyecek.
Ayrıca münferit olarak yapılan sera ve atölyeler, içinde soğutma ve ısıtma sistemi kullanılmayan cephanelik, depo ve ahır gibi alanlar ile Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı kuruluşlar, Milli İstihbarat Teşkilatı'na ait binalar EKB almayacak.
Bina sahipleri ve yöneticiler, kimlik belgesini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş enerji verimliliği danışmanlık şirketlerine başvurarak alabiliyor.
Ayrıca EKB düzenlemek üzere yetki belgesi almış olan ve serbest müşavir mühendis belgesine sahip mühendisler ile mimarlar ya da bünyesinde bu vasıflara haiz mühendis veya mimar bulunduran kurumlar yeni yapılacak olan binalara EKB verebiliyor.
Enerji Verimliliği Derneği Başkanı Murat Kalsın, Türkiye'de üretilen toplam elektriğin yaklaşık yüzde 40’ının binalarda kullanıldığını belirterek, "Türkiye’de 2017 yılı itibarıyla 9,1 milyon bina bulunuyor, bu yapıların yüzde 87’sini konut nitelikli binalar oluşturuyor. EKB ile sağlanacak enerji tasarrufu 5 yılda 3,2 milyar lira olarak öngörülüyor. Enerji verimliliği açısından EKB tarihi bir adım." dedi.
Mevcut durumda Türkiye'de şu an EKB alan bina sayısının 873 bin olduğunu ifade eden Kalsın, 8 milyonun üzerinde binanın daha bu belgeyi alması gerektiğini söyledi.
Son yıllarda kentsel dönüşüm sayesinde kentleşme oranında ciddi bir büyüme olduğunu aktaran Kalsın, şunları kaydettti:
"Bina sayısında ciddi bir artış söz konusu. Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacak olan, bireysel yalıtım yaptıran ve yeni yapılan verimli binalar dikkate alındığında yaklaşık 5,6 milyon konutun yalıtım ihtiyacı bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre, bir binada ısı kayıplarının yüzde 40’ının dış duvarlarından, yüzde 30’unun pencerelerinden, yüzde 17’sinin kapı ve hava girişlerinden, yüzde 7’sinin çatıdan ve yüzde 6’sının alt kat döşemelerinden kaynaklanıyor. Sağlıklı bir yalıtımla ciddi oranda enerji tasarrufu sağlamak ve aile bütçesini rahatlatmak mümkün. Hesaplamalara göre, yaklaşık 5,6 milyon adet konutun yalıtımının tamamlanması durumunda yıllık 3 milyar metreküp doğal gaz tasarrufu, yani 1 milyar dolarlık gaz ithalatının azaltımı sağlanabilir."
"Faturayı yüzde 15 azaltmak mümkün"
Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Başkanı Levent Pelesen de EKB'nin binaların enerji ihtiyacı, enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri, ısıtma ve soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içerdiğini belirtti.
Günümüzde ev alım satımı ve kiralamasında sadece konuma, manzaraya, oda sayısına bakılmadığını kaydeden Pelesen, "Artık kimlik belgesine de bakılıyor. Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren EKB'de binanın enerji tüketimi ve sera gazı salımı A ila G arasında sınıflandırılıyor. Bu sınıflandırma binanın inşa edildiği yıldaki mevzuatlarca tanımlanmış asgari şartlar göz önüne alınarak yapılıyor. Belge ile tescillenen enerji sınıfı yüksek binaların ısı yalıtımı, cam-pencere ve ısıtma-soğutma-havalandırma sistemlerinin diğer yapılara göre daha verimli olduğu anlaşılıyor." ifadelerini kullandı.
Pelesen, yönetmelikler tam anlamıyla uygulanmaya başlayıp denetim mekanizmaları etkili bir şekilde devreye girdiğinde ısı yalıtımı uygulamalarının, vatandaşa, sektöre ve ülke ekonomisine katkısının büyük olacağını belirterek, "Türkiye’deki binaları ısı yalıtımlı hale getirerek, ülkemizin toplam enerji faturasını yaklaşık yüzde 15 azaltmamız mümkün." diye konuştu.
AA