"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Babalar yuvalarına dönmeli-1

Yasemin YAŞAR
16 Temmuz 2024, Salı
Başlığın, iddialı bir başlık olduğunun farkındayım.

Hemen bazılarınızın ne demek baba yuvaya dönmeli, baba fıtri olarak zaten dış işlerden sorumludur. Babayı yuvaya döndürmek de ne demek gibi itiraz ve sorular yükselebilir. Elbet burada bahsetmek istediğim “kadınları yuvalarına dönmesi” gibi bir manadan ziyade uzun zamandır unutulan babalık rolleri noktasında bir farkındalık oluşturmaktır. Mimsiz medeniyet kadınları olması gereken yuvalarından uçurduğu gibi babaları da gelmesi gereken yuvadan uzaklaştırmıştır. Bu yüzden yuva, yuva mahiyetini kaybetmeye başlamış ebeveynini kaybeden yuvalarda çocuklar başıboş kalmıştır.

Aile, sıradan iki kişinin (anne ve babanın) bir araya gelerek yaşadıkları bir mekân değildir. Aile, iki farklı aileden iki farklı insanın, bir araya gelerek yeni bir dünya kurup, büyük bir sorumluluğun altına girdiği bir kurum ve hatta küçük bir devlettir. Bu yüzden içtima-i hayata dair hemen hemen bütün prensipler önce aile de yaşanmalı uygulanmalıdır. Toplumun en küçük birimi olan aile, aynı zamanda küçük bir eğitim yeri olan okuldur. Bu okulun öğrencileri, öncelikle çocuklar olmak üzere tüm aile bireyleridir. Anne baba hem öğrenen ve hem de öğreten ve eğitendir. Bunun için anne babanın çocuk eğitimine hazır olmaları gerekir.

Her ailenin, çocuğun eğitimiyle ilgili mutlaka doğru bilgilere sahip olması şarttır. Bu husus hiçbir şekilde ihmal edilmemelidir. Anne babaların çoğu, ebeveynlerinin kendilerini yetiştirme tarzından şikâyet ederken kendi çocuklarını nasıl yetiştirmek istedikleri konusunda ya fazla fikirleri yoktur ya da bu konuda düşünmeye vakit bulamazlar. Hayatlarını devam ettirirken ebeveynliğin kendiliğinden olacağını zannederler. Bu “pasif ebeveynlik tutumu” bugünün hızla gelişen günümüz dünyasına hazırlıksız yakalanmayı netice verirken ebeveyn ile evladın arasındaki mesafeyi iyice derinleştirmektedir. Ebeveynlik sadece olunan bir şey değil, yapılması gereken bir görevdir. Anne baba olmak, boş zaman olduğunda yapılan basit bir iş olarak değil, aktif bir öncelik olarak, bilinçli bir seçimdir.

Bediüzzaman’ın 23. Söz’de kullandığı bir metafor vardır. Saray örneği üzerinden insanın hakiki terakkisinin ona verilen cihazat ve programların her birinin kendine layık hususi vazifesini yapmakla mümkün olacağını ders verir. Bu dersini de iki saray örneği üzerinden misallendirir. Anlatılan saray metaforunda bazı sarayların kapısında şenlik var gibi bir cazibedarlık olduğunu bazı saraylarda ise daha sönük bir vaziyetten bahseder. Şenlikli görünen sarayın aslında içi boş olduğunu ve saray sakinlerinin vazifelerini yapmamaktan ahlaklarının sukut ettiğinden bahseder. Diğer sarayda ise içerisi çok şenlikli ve saray ehlinin kendi vazifeleri ile meşgul olduğunu ifade eder. Şimdi bu iki saray ve içerisindeki haller saray ehlinin vazifelerini aile hayatı nokta-i nazarından değerlendirdiğimizde sarayın en yukarısında sarayın efendisi padişahla haberleşen ve saray ehlinin istirahatini temin eden ve kemalatı ve tarakkiyatı temin için kendine has ulvi vaziyetlerle iştigal ettiğinden bahseder. Bir alt dairede kadınların latif sanatlarla meşguliyetini ve alt dairede ise kızlar ve çocukların ders okuduğu bir saray örneğini verir ki bu saray müminlerin sarayıdır der. Diğer sarayda ise efendi en aşağı mertebeye inmiş yani has ve ulvi vazifelerini bırakmış kapıdaki it ile oynar. Efendinin vazifesini ihmali ile diğer dairelerdeki vazifelerde ihmal edilir ve herkes aşağı iner kadınlar yabani gençlerle sohbet eder çocuklar ise derslerini bırakıp oyun oynarlar.1

Bediüzzaman’ın bu saray örneği adeta bozulmuş veya bozulmakta olan günümüz aile yapısına da işaret eder. Bu metafordan yola çıkarak sarayın efendisi hükmünde olan erkeğin/ babanın mimsiz medeniyetin levhiyatları mesabesindeki it ile oynaması yani saray ehline karşı has ve ulvi vazifelerini ihmal etmesi diğer saray ehlinin de vazifelerini sukut ettiren bir hususiyet arz etmesi dikkatleri çeken bir noktadır.

Dipnot:

1. Said Nursi, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, s.360.

Okunma Sayısı: 1835
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    16.7.2024 22:24:31

    İstifadeye medar bir yazı olmuş. Tebrik ederim.

  • Mehmet Soydan

    16.7.2024 10:29:32

    Gerekli bir yazıydı. Allah razı olsun.

  • Semanur Tunoğlu

    16.7.2024 10:01:46

    Hocam ne güzel bir yazı olmuş. Herkes okumalı. Mum dibine ışık vermez deyip evini ihmal etmemek lazım.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı