"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Namaz vakti gelip de kılamazsam çok sinirli olurum

05 Nisan 2015, Pazar 10:24
Murat Ülker, gazeteci Ayşe Arman ile yaptığı röportajda şirkette kendisine "bey" denilmesini yasakladığını belirtti.

İşte Ayşe Arman'ın röportajından ilgili kısımlar:

Hem uzak hem yakın biri.

Hem mesafeli hem samimi.

Siz de başta ne yapacağınızı bilemiyorsunuz.

Bana öyle oldu yani.

Bir de dalga mı geçiyor anlayamadım.

Espri mi yapıyor, ciddi mi?

Sonra anladım ki o, hepimizi suya götürüp susuz getirir! Her şeyden haberdar, her olaya hâkim.

Ama hiç öyle değilmiş gibi davranıyor.

Siz onu 'saf' filan zannetme saflığına kapılıyorsunuz!

Murat Ülker, Yıldız Holding'in cirosunu beş yılda ikiye katlayan müthiş bir vizyoner.

Ve çok alçakgönüllü. "Yok artık daha neler!" dedirtecek kadar. 72.5 milletten insanla çalışan, kendi alanlarında dünya üçüncüsü bir dev.

77 fabrika, 120 genel müdür ve her işin başında CEO'lar... Hepsi de Murat Ülker'e rapor veriyor.

Godiva ile United Biscuits markalarını bünyesine katarak küresel devler liginde yer alan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker'le, şirkette 'hanım' ve 'bey' unvanlarının kaldırılmasından başladık, çocukluğuna kadar gittik.

Şirkette size 'Bey' denmesini yasakladınız! 

- Evet. Yasaklamaya çalıştım. İstedim ki herkes birbirini ön isimleriyle çağırsın.

Neden?

- Çünkü birçok kültürde zaten böyle. Bizde de böyle olmaması için bir sebep yok diye düşündüm. Neticede hepimiz bireyiz ve insanız. Ayrıca bizim kültürümüzde asillik de yok ki, ilaveten başka bir unvanla hitap edelim...

Ama biz 'bey'siz, 'hanım'sız konuşamayız ki, böyle bir alışkanlık var...

- İyi de global dünyada bu sorun oluyor! Hayatı zorlaştırıyor. Yurtdışında herkes birbirine ön ismiyle hitap ederken, bana 'Murat Ülker Bey' demeye çalışıyorlar, o 'bey'i ekleyebilmek için perişan oluyorlar. Gerek yok ki. Murat deyiver gitsin.

Peki diyelim ki, şirkette çalışan bir çaycı arkadaş, "Çayını getirdim Murat" derse n'olur?

- Ne olacak, hiçbir şey olmaz. "Sağ ol kardeş" derim, çayımı alıp içerim.

Bu kültürün Türkiye'de yaygınlaşabileceğini düşünüyor musunuz? 

- Hah işte mesele bu! Basında çıkan tepkileri görünce, bunun kolay kolay hayata geçirilemeyeceğini anladım. Bir sürü insan eleştirdi. "Olacak şey mi bu?" dedi. Oysa benim adım, bana konulan en güzel şey. Buna bir şey ilave etmeye lüzum yok. Fakat önyargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan daha zor! Bunun, haddini bilmemek olduğunu düşünüyorlar. Bu tepkiyi de sadece Türklerden almadım. Türkiye'de birlikte çalıştığımız Amerikalılar da "Murat Bey, biz sana nasıl Murat diyeceğiz?" diyorlar. Anlayacağınız bunu oturtmak zaman alacak!

Siz bunca başarıdan sonra nasıl oluyor da bu kadar alçakgönüllüsünüz? Hiç mi gururlanmaz insan?

- Sözlükte 'gurur'un karşılığı ne biliyor musunuz? 'Aldanmak.' Kendimi aldatmaya neden itibar edeyim?

Arapça da biliyorsunuz...

- Evet. Öğrenmeyi çok istedim, öğrendim de... Ama pek ilerletme imkânım olmuyor. Çünkü Arapların hepsi İngilizce biliyor!

Siz, çok seyahat ediyorsunuz. Çıkardığınız sonuç nedir? Türkleri nasıl görüyorlar?

- Birçoğu tanımıyor.

Kendi uçağınızla filan mı gidiyorsunuz?

- Yoo. Bir firmadan kiralıyoruz.

Uçak alayım tutkunuz filan?

- Yok hayır. Alsam da eskisini alırım.

İkinci el uçak alınır mı?

- Neden alınmasın, teknem de ikinci el.

İnsanın bu kadar parası, zevki ve estetik duygusu varken neden ikinci el tekne alır ki?

- Bir şeyi alabileceğinizi bilmiş olmak yetiyor! Almak gerekmiyor ki. Ben çok güzel tekneler aldım, tamir ettim, sattım. Mesela 'Umur Bey' var, Savarona'dan sonraki meşhur tekne, şimdi yeğenim kullanıyor. Ona verdim.

Üç çocuğunuza vermek istediğiniz temel duygu ne? Merhametli olmaları mı, vicdanlı olmaları mı?

- Bence Allah'ın kulu olduklarını bilsinler yeter! Biz evde toplantı yaparız. Genelde pazar günleri. Gündemlerini söylerler, kafalarını meşgul eden şeyleri. Sonra bütün aile oturur, o konuda sohbet ederiz. Büyük oğlan 21, ötekiler milenyum. İkiz onlar. 15 yaşındalar.

Hiç kimseye çaktırmadan 5 vakit namaz kalmayı nasıl başarıyorsunuz?

- Çaktırmadan kılmıyorum ki.

Çaktırarak mı kılıyorsunuz?

- Hayır, çaktırarak da kılmıyorum. Affedersiniz tuvalete gitseniz herkese ilan mı edersiniz? Namazımı kılıyorum, geri geliyorum. Dünyanın her yerinde ibadetinize saygı duyuyorlar, Paris'te misin, odaya girdiğinde yatağının üzerine seccadeni ve kıblenameni bırakmış oluyorlar. Ben Çin'e de gitsem öyle oluyor. Tabii namaz kıldığımı bildiklerinden öyle davranıyorlardır.

Peki bir patron olarak soruyorum, iş verimliliğini düşüren bir şey mi? Toplantının ortasında kalkıyor namaza gidiyor...

- Toplantının ortasında tuvalete gidemez mi? "Otur, gitme!" mi diyeceğim? Bakın, ben namaz vakti gelip de kılamazsam çok sinirli olurum. Kılsam daha iyi. Toplantının selameti için. O yüzden de kimseye asla itiraz etmem.

Röportajın tamamı için tıklayınız.

Okunma Sayısı: 3811
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı