Sikke-i Tasdik-i Gaybi - page 14

Risale-i Nur’dan Parlak Fıkralar
ve Bir Kısım Güzel Mektuplar
(2)
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
íu
Ñn
°ùo
j s
’p
G mr
Ån
°T r
øp
e r
¿p
Gn
h
(1)
@ o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
(3)
Ék
ªp
F = Gn
O Gk
ón
HG o
¬o
JÉn
cn
ôn
Hn
h $G o
án
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µ`r
«n
?n
Y o
?n
Ós
°ùdn
G
LEYLE-İ KADİR’DE İHTAR
EDİLEN BİR MESELE-İ MÜHİMME
Evvelâ:
Leyle-i Kadir’de kalbe gelen pek uzun ve geniş
bir hakikate pek kısaca bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:
Nev-i beşer, bu son Harb-i Umumînin eşedd-i zulüm
ve istibdadıyla ve merhametsiz tahribatıyla ve bir düş-
manın yüzünden yüzer masumu perişan etmesiyle ve
mağlûpların dehşetli me’yusiyetleriyle ve galiplerin deh-
şetli telâş ve hâkimiyetlerini muhafaza ve büyük tahribat-
larını tamir edememelerinden gelen dehşetli vicdan
azaplarıyla ve dünya hayatının bütün bütün fânî ve mu-
vakkat olması ve medeniyet fanteziyelerinin aldatıcı ve
uyutucu olması umuma görünmesiyle ve fıtrat-ı beşeri-
yedeki yüksek istidadatın, mahiyet-i insaniyesinin
umumî bir surette dehşetli yaralanmasıyla ve ebedperest
hissiyat-ı bâkiye ve fıtrî aşk-ı insaniyenin heyecan içinde
aşk-ı insaniye:
insana ait aşk, in-
sanla ilgili aşk; insanın aşkı.
azap:
eziyet, işkence; büyük sıkın-
tı, şiddetli acı.
dehşetli:
ürkütücü, korkunç.
ebedperest:
sonsuzluğa bağlı
olan, sonu olmayan şeyi seven,
sonsuz olana tapan.
eşedd-i zulüm:
zulmün en şiddet-
lisi.
evvelâ:
birinci olarak, her şeyden
önce, ilk olarak.
fânî:
ölümlü, geçici.
fıtrat-ı beşeriye:
insanın yaratılışı,
insanın tabiatı.
fıtrî:
tabiî, doğal.
hakikat:
gerçek.
hâkimiyet:
hâkim oluş, hükmediş,
egemenlik.
Harb-i Umumî:
genel harp, dünya
savaşı.
hissiyat-ı bâkiye:
bitmeyen duy-
gular.
ihtar:
hatırlatma, uyarı.
istibdat:
idarede görülen her türlü
kanun dışı tazyik, baskı.
istidadat:
istidatlar, kabiliyetler,
yetenekler.
Leyle-i Kadir:
Kadir Gecesi,
Kur’ân-ı Kerîm’in dünya semasına
nazil olduğu gece, ramazanın 27.
gecesi.
mağlup:
yenilme, kendisine galip
gelinmiş.
mahiyet-i insaniye:
insanın
esası, iç yüzü, vasfı, aslı, haki-
kati.
masum:
suçsuz, günahsız, saf,
temiz.
me’yusiyet:
ümitsizlik.
medeniyet:
ilim, teknik, sana-
yi ve ticaretin nimetlerinden
gerçek anlamda yararlanarak,
bolluk, güvenlik ve rahatlık
içinde yaşayış.
mesele-i mühimme:
mühim,
önemli mesele.
muhafaza:
koruma.
muvakkat:
geçici.
nev-i beşer:
insanoğlu, insan-
lar.
suret:
biçim, şekil, tarz.
tahribat:
tahripler, yıkıp boz-
malar.
tamir:
onarma, düzeltme.
umum:
bütün, herkes.
umumî:
genel.
vicdan:
insanın içindeki, iyiyi
kötüden ayırabilen, iyilik et-
mekten lezzet duyan ve kötü-
lükten elem alan manevî his.
1.
Her türlü kusur ve noksandan münezzeh olan Allah’ın adıyla.
2.
Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsra Sûresi: 44.)
3.
Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi ebediyen ve dâima üzerinize olsun.
P
ARLAK
F
IKRALAR
| 14 | SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ
1...,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13 15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,...560
Powered by FlippingBook