Mesnevi-i Nuriye - page 434

- n -
neMruT:
Hz. İbrahim’in peygamber olarak gönderildiği bölgede saltanat sürdüğü rivayet edilen
Babil’in kurucusu ve hükümdarı; Cenab-ı Hakka karşı kibir taslayarak isyan eden ve Hz. İbrahim’i ateşe
attıran kâfir hükümdar.
- Ö -
ÖMer (r.A.):
Müslümanların ikinci halifesidir. Sahabenin en büyüklerinden olan Hz. Ömer, Aşere-i
Mübeşşere’dendir, yani hayatlarında iken Cennetle müjdelenen Sahabelerdendir. Hz. Muhammed,
kırkıncı kişi olarak İslâma giren Hz. Ömer’e, hak ile bâtılı birbirinden ayırt eden manasına gelen “Faruk”
ünvanını verdi. Hz. Ömer, Allah ve Resulullah sevgisinde, cömertlikte, tevazuda, idarecilikte, ilimde,
ibadette, hulâsa bütün güzel hasletlerde zirvede olan bir Sahabedir. İslâmın ikinci halifesi olan Hz. Ömer
devrinde İslâm toprakları bir hayli genişlemiştir. Irak, Suriye, Mısır ve İran toprakları bir baştan bir başa
fethedildi. Medine’de temeli atılan küçük İslâm devleti onun devrinde büyük bir devlet oldu. Hz. Ömer
idaresinin temelinde adalet vardı. Memurlarını ve valilerini halktan soruştururdu. Halkın içinde dolaşarak
ihtiyaç sahiplerini araştırırdı. Gayrimüslimlerin hakkını korurdu. Devletin malına karşı hassastı. Yaklaşık
on bir sene halifelik yapan Hz. Ömer, altmış üç yaşında iken şehit edildi.
- r -
reFeT Bey (reFeT BAruTÇu, yÜZBAŞI reFeT Bey):
1886 yılında İstanbul’da doğdu. Yüzbaşı
rutbesiyle orduda görev yaptı. Said Nursî Hazretlerini Barla’da ziyaret edip onun hizmetçisi oldu. Üstatla
beraber Eskişehir, Denizli ve Afyon hapishanelerinde tutuklu kaldı. Sormuş olduğu ilme ait sorularla
Üstadının iltifatına mazhar oldu. Ve bu sorular neticesinde Risale-i Nur’un çeşitli bahisleri cevabî mektup
olarak yazıldı. Ve daha sonra Risale-i Nur’un içine konuldu. Yüzbaşı Refet Bey 1975 yılında doksan
yaşında iken Hakkın rahmetine kavuştu.
ruFAî:
(ö. 578/m. 1182). Rıfaiyye tarikatının kurucusudur. H. 512’de doğan Ahmet er-Rıfai,
atalarından Rıfaa el-Hasanü’l-Mekkî’den dolayı Rıfai nisbesini aldı. Rufaî’nin babası ölünce, devrin büyük
Şafiî âlimlerinden olan dayısı Mansur Bataihi onu himayesine aldı ve eğitimiyle ilgilendi. Rufaî, devrin
önemli alimlerinden ve mutasavvıflarından Vasıti ve diğer bazı alimlerden İslâmî ilimleri öğrendi ve
yine Vasıtî tarafından icazet aldı. Âlim, muhaddis, Şafiî fakihi ve müfessir bir sûfî olarak Ahmet Rufai’nin
menkıbe ve eserlerinde görülen tasavvuf ve tarikat anlayışı kitap ve sünnete tamamen uygundur. Dört
büyük kutuptan biri olarak kabul edilen Ahmet Rufai’nin kutbiyet makamına Abdülkadir-ı Geylânî’den
sonra yükseldiğini kaynaklar yazar. Eserleri: Hikemü’l-Rifaiyye; Bürhanü’l-Müeyyed; Mecalisü’s-Seniyye
Erbaune Hadisen; Haletü’l-Ehli’l-Hakika Maallah; Nizamü’l-has li Ehli’l İhtisas; Eş’ar; Ahzab ve’l-Evrad.
- Ş -
ŞAH-I nAKŞiBenD:
Asıl adı Bahaeddin Muhammed B. Muhammed’ül Buharî’dir. Şah-ı Nakşibend
olarak meşhur olan Bahaeddin’e bu ünvanın ne zaman verildiği bilinmemekle beraber, devamlı olarak
yapılan gizli zikrin kalplerde vücuda getirdiği “nakş”a izafeten verildiği genel kabul görmüştür.
Muharrem 718’de (1318) Buhara yakınlarındaki Kasrıarifan (Kasrıhindüvan) köyünde doğdu. Üç
günlük bebek iken dedesinin mürşidi Baba Muhammed Semmasi tarafından manevî evlât olarak kabul
edildi. Daha sonra Semmasi, onu müridi Emir Külal’a teslim ederek tasavvuf terbiyesiyle yetiştirilmesini
istedi.
Bahaeddin, tarikatın adap ve usulünü öğrendiği sıralarda, bir gece rüyasında, kendisinin
doğumundan bir asır evvel vefat etmiş olan Abdülhalik-ı Gücdüvani’yi görür ve onun manevî
şahsiyetine intisap eder. Evvelâ tasavvufu öğrenip bilahare ilmî eğitimini tamamlamış olduğundan,
ş
ahıs
B
ilgileri
| 434 | Mesnevî-i nuriye
1...,424,425,426,427,428,429,430,431,432,433 435,436,437,438,439,440,441,442,443,444,...528
Powered by FlippingBook