Mektubat - page 119

Hem madem ne iyilik ve ne fenalık cezasız kalmayacak-
tır. Hem madem
(1)
Én
¡n
©r
°So
h s
’p
G Ék
°ùr
Øn
f *G o
?u
?n
µ o
j n
sırrınca
teklif-i mâlâyutak yoktur. Hem madem zararsız yol, za-
rarlı yola müreccahtır. Hem madem dünyevî dostlar ve
rütbeler kabir kapısına kadardır. elbette, en bahtiyar
odur ki, dünya için ahireti unutmasın, ahiretini dünyaya
feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyevîye için
bozmasın, malâyani şeylerle ömrünü telef etmesin, ken-
dini misafir telâkki edip misafirhane sahibinin emirlerine
göre hareket etsin, selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i
ebediyeye girsin.
(HaşİYe)
BF
Mektubat | 119 |
o
n
a
lTıncı
m
ekTup
saadet-i ebediye:
sonsuz mutlu-
luk.
selâmet:
salimlik, güven, esenlik.
teklif-i mâlâyutak:
kişinin yapa-
mayacağı, gücünün yetmeyeceği
bir şeyi ona teklif etme, yükleme.
telâkki:
kabul etme.
telef:
yok etme, harcama.
zulüm:
haksızlık, eziyet, kötülük.
ahiret:
dünya hayatından
sonra başlayıp ebediyen de-
vam edecek olan ikinci hayat.
bahtiyar:
bahtlı, mes’ut, tâ-
li’li.
dünyevî:
dünya ile ilgili, dün-
yadaki.
ehemmiyet:
önem.
elbette:
şüphesiz, her hâlde.
feda:
gözden çıkarma, uğru-
na verme.
fenalık:
kötülük.
haşiye:
dipnot, açıklayıcı yazı.
hayat-ı dünyevîye:
dünya
hayatı.
hayat-ı ebediye:
ebedî ve
sonsuz hayat.
kabir:
mezar.
malâyani:
manasız, boş şey.
misafir:
konuk.
misafirhane:
misafirlerin kal-
dığı ev.
müreccah:
tercih edilen.
rütbe:
mertebe.
HaşİYe:
Bu
madem
’ler içindir ki, şahsıma karşı olan zulümlere, sıkıntı-
lara aldırmıyorum ve ehemmiyet vermiyorum. “Meraka değmiyor” di-
yorum ve dünyaya karışmıyorum.
1.
Allah bir kimseye gücünün yettiğinden başka sorumluluk yüklemez. (Bakara Suresi: 286.)
1...,109,110,111,112,113,114,115,116,117,118 120,121,122,123,124,125,126,127,128,129,...1086
Powered by FlippingBook