Lem'alar - page 787

Allah’tan başka ilâh yok; odur
Nurü’l-Hâdî
.
Allah’tan başka ilâh yok; odur bütün arifînin
(HaşİYe)
Maruf’
u.
Allah’tan başka ilâh yok; odur bütün âbidînin hak
Ma’bud’
u.
Allah’tan başka ilâh yok; odur bütün şakirînin
Meş-
kûr’
u.
Allah’tan başka ilâh yok; odur bütün zakirînin
Mez-
kûr’
u.
Allah’tan başka ilâh yok; odur bütün hamidînin
Mah-
mûd’
u.
Allah’tan başka ilâh yok; odur bütün talibînin
Mev-
cud’
u.
Allah’tan başka ilâh yok; odur bütün muvahhidînin
Mevsuf’
u.
Lem’aLar | 787 |
Y
irmi
d
okuzuncu
l
em
a
kuvvet veren ve birbirini destek-
leyen doğru haber.
nev-i beşer:
insanlık, insanoğlu.
Nurü’l-Hâdî:
hidayet yolunu gös-
teren, hidayet bahşeden nur olan
Allah.
şakirîn:
şükredenler, gördüğü iyi-
liğe karşı minnet duyup dua eden-
ler.
talibîn:
isteyenler, talep edenler.
zakirîn:
zikredenler, hatırlayıp
ananlar.
HaşİYe:
Hüve’l-Ma’rûfü likülli’l-arifîn
fıkrasından sonraki fıkraların mea-
li şudur ki:
o İlâh-ı Vahidi tanımak istiyorsan, bak: Bütün nev-i beşerde gelen
ariflerin ayrı ayrı yollarla, delilleriyle tanıdıkları bir Maruf var. İşte o Ma-
ruf odur. o İlâh-ı Vahit, böyle had ve hesaba gelmez ehl-i marifet, had
ve hesaba gelmez ayrı ayrı tarzda tanıdıkları bir zatın vücudu güneş gi-
bi zahir olur.
Hem nev-i beşerdeki had ve hesaba gelmez âbidlerin bir tek Ma’bu-
d’a ibadet ettikleri ve o ibadetin karşısında mukabele-i maneviye gör-
meleri ve münacat ve füyuzata mazhar olmaları, güneş gibi, o Ma’bu-
d’un vücudunu muzaaf tevatürle gösteriyorlar.
Ve hakeza, öteki fıkraları kıyas et.
âbidîn:
Allah’a ibadet eden
kullar.
arifîn:
arifler, bilenler, irfan sa-
hipleri.
ehl-i marifet:
Allah’ı bilen, ta-
nıyan ve daha fazla tanımak
için çaba harcayan mü’minler.
fıkra:
kısa, ince ve derin an-
lamlı söz.
hak:
doğru, gerçek.
hakeza:
bunun gibi, buna
benzer şekilde.
hamidîn:
hamd edenler, ha-
midler.
haşiye:
dipnot, açıklayıcı yazı.
hüve’l-ma’rûfü likülli’l-arifîn
:
O bütün anlayış sahibi insan-
larca bilinen ve tüm varlıkların
bildirdiği Ma’rûf olan Allah’tır.
ilâh:
tanrı, İbadet edilmeye lâ-
yık yegâne varlık, ma’bud, Al-
lah.
İlâh-ı Vahid:
ortağı olmayıp
bir olan ve ibadete layık ye-
gâne varlık olan Allah.
kıyas:
karşılaştırma.
ma’bud:
kendisine ibadet olu-
nan Allah.
mahmûd:
övülmüş, övülmeye
değer.
maruf:
her şeyi hakkıyla bilen
ve yaratıkları tarafından bili-
nen Allah.
meşkûr:
verdiği bütün nimet-
lere karşı teşekküre lâyık, şü-
kür edilen Allah.
mevcut:
var olan.
mevsuf:
bir sıfatla tavsif edi-
len.
mezkûr:
zikredilen, kulları ve
mahlûkatı tarafından zikredilip
anılan (Allah)..
muvahhidîn:
Allah’ın varlığına
ve birliğine inananlar.
muzaaf tevatür:
birbirine
1...,777,778,779,780,781,782,783,784,785,786 788,789,790,791,792,793,794,795,796,797,...1406
Powered by FlippingBook