Lem'alar - page 793

kuvvet Allah’a şahit; kudret ise Allah’a delildir.
nimetler Allah’a şahit;
(HaşİYe)
daimî in’amlar ise Allah’a
delildir.
Lem’aLar | 793 |
Y
irmi
d
okuzuncu
l
em
a
şahadet:
şahitlik, tanıklık.
şahit:
tanık.
şua:
ışın, ışık demeti.
terkip:
parçaların bir araya gelip
bir bütün oluşturması.
teşekkül:
şekilleniş, oluş, kuruluş,
zikretmek:
anmak.
ziyade:
fazla, çok.
âlî:
yüce, yüksek.
delil:
doğru yolu gösteren; iz,
kanıt.
emsal:
eşler, benzerler, misal-
ler.
ihsan:
bağış, ikram.
kaide-i nahiv:
Arabca dil bil-
gisi kuralları.
karip:
yakın.
kudret:
güç, kuvvet.
küllî:
bütüne ait olan, genel.
küll-i vahit:
tek bir bütün.
lâfız:
söz.
mezkûr:
zikredilen, söylenen,
anılan.
muhsin:
ihsan eden, bağış ya-
pan.
murat:
istek, dilek, amaç,
gaye.
müennes:
dişi, kadın.
müzekker:
erek.
nefs-i rububiyet:
rububiyetin
kendisi; Allah’ın her zaman,
her yerde, her varlığa muhtaç
olduğu şeyleri vermesi, tedbir
ve sahipliği ve besleyiciliğinin
aslı, özü.
nükte:
ince ve derin manalı
söz.
raci:
yönelik.
rahmet:
merhamet, şefkat,
acıma.
silsile:
zincir, seri, dizin.
1.
Allah’ın rahmeti, iyilik yapan ve iyi kullukta bulunanlara muhakkak ki pek yakındır. (A’raf
suresi: 56.)
elhâsıl,
l
ó«/
¡°T
fıkrasıyla hâl-i hazır vücudunu ve
l
?«p
dn
O
cümlesiyle de ge-
lip geçen emsallerinin terkibinden teşekkül eden silsilesini gösterir.
İkinci Nükte
: kaide-i nahviye ile,
lInó«
p
¡n°T ! oA '’'’r nG
demek lâzım gelir-
ken,
l
ó«/
¡n
°T !
deniliyor. Çünkü, her bir
oA '’'’r nG
tek başıyla bir şahittir.
l
ó«/
¡n
°T
mezkûr lâfzıyla, her bir fert şahadet eder manasını ifade ediyor. eğer
l
In
ó«/
¡n
°T
deseydi, cemaatin manasını ifade ederdi. Meselâ,
l
ó«/
¡n
°T ! o
á s
«p
Hƒ o
H t
ôdGn
h
deniliyor. Çünkü rububiyetten murat, Cenab-ı Hakkın rububiyetiyle et-
tiği terbiyeler, tedbirler şahadet ediyor demektir. nefs-i rububiyet gö-
rünmüyor; fakat onun eseri olan terbiyeler ve tedbirler görünüyor ki,
görünen şeyleri şahit yapmak için
l
ó«/
¡n
°T
denilmiş. eğer
l
In
ó«/
¡n
°T
denilsey-
di, doğrudan doğruya rububiyete raci olurdu.
(1)
n
Ú/
æ°p
ùr
ëo
Ÿr
G n
øp
e l
Öj/
ôn
b *G n
án
ªr
Mn
Q s
¿p
G
ayetinin dahi, rahmet müennes iken
l
án
Ñj/
ôb
denmeyip
l
Öj/
ôn
b
denmesinin nüktesi, güneş hükmündeki âlî, küllî
rahmetin yakınlığını ifade etmekten ziyade, o güneşin şuaları olan hu-
susî ihsanlar murat edildiğinden, her bir muhsine yakın bir ihsan görü-
lür. İhsan lâfzı ise müzekkerdir; onun hakkı
l
Öj/
ôn
b
’dür. Hem Cenab-ı
Hakkın muhsinlere rahmetiyle karip olduğunu ifade içindir ki,
l
án
Ñj/
ôb
de-
nilmedi.
HaşİYe:
Bunun emsalinde
l
In
ó«/
¡n
°T
lâzım gelirken müzekker lâfzı bulun-
ması,
n
Ú/
æ°p
ùr
ëo
Ÿr
G n
øp
e l
Öj/
ôn
b *G n
án
ªr
Mn
Q s
¿p
G
’deki
l
án
Ñj/
ôb
yerine
l
Öj/
ôn
b
’deki nükte
içindir. Bazı yerde cemaat gelse de, küll-i vahit murat olduğundan, mü-
zekker lâfzı olan
l
ó«/
¡n
°T
zikredilmiştir.
1...,783,784,785,786,787,788,789,790,791,792 794,795,796,797,798,799,800,801,802,803,...1406
Powered by FlippingBook