Emirdağ Lâhikası - page 30

denizli hapsi zamanına kadar orada ikamete mecbur
edilmiş; bu müddet zarfında nur Müellifi Isparta’daki ta-
lebeleri ile daimî muhabere ederek nurların hatt-ı kur’ân
ile yazılıp çoğalması, neşri ve inkişafı ve eski yazı bilme-
yen gençlerin istifadesi için de, risale-i nur külliyatından
bazı bahislerin daktilo ile çoğaltılması hususunda şedit
alâka göstermiş ve risale-i nur’un mahiyeti, kıymeti, de-
ruhte ettiği kudsî vazife-i imaniyesi ve mazhariyeti, hem
talebelerinin tarz-ı hizmetleri, mütecaviz dinsizler karşı-
sında sebat ve metanetleri ve ehl-i İslâm’ın birbiri ile
muamelâtında takip edecekleri ihlâslı hareketleri gibi,
dâhilî ve haricî birçok meselelere temas etmiştir. Bu iti-
barla, kastamonu lâhika mektupları, bilhassa yazıldığı
zaman itibarıyla da büyük ehemmiyet kesb eden bir dev-
rin mahsulü olması ve birçok içtimaî meseleleri ve küllî
imanî bir nazar-ı hakikatle mütalâa, mülâhaza ve küllîleş-
mesi gibi cihetlerde büyük kıymeti haizdir.
Emirdağlâhikamektuplarıbirincikısmı:
15 Haziran
1944’te denizli hapsinden beraatle tahliyeden sonra
Heyet-i Vekile kararıyla emirdağ’ında ikamete memur
edilen risale-i nur Müellifi said nursî Hazretleri 1947
sonlarına kadar, yani üçüncü büyük hapis olan Afyon
hapsine kadar emirdağ’ında ikamet ettiği müddetçe Is-
parta, kastamonu, İstanbul, Ankara ve üniversite talebe-
leri ile Anadolu’da nurların neşre başlandığı yerlerdeki
talebelerine hizmete müteallik bazı mektup ve suallerine
cevaben yazdığı mektuplardır.
alâka:
ilgi, ilişki, yakınlık.
bahis:
konu.
beraat:
serbest kalma, suçsuz bu-
lunma, aklanma.
bilhassa:
özellikle.
cevaben:
cevap olarak, karşılık
şeklinde.
cihet:
yön, görüş açısı.
dahilî:
içe ait, içe dönük, iç ile il-
gili.
daimî:
sürekli, devamlı.
daktilo:
yazı makinesi.
deruhte:
üstüne alma, yüklenme,
kendini vazifeli bilme.
ehemmiyet:
önem, değer, kıymet.
ehl-i islâm:
İslâm topluluğu, Müs-
lümanlar.
haiz:
bir şeye sahip olma, sahip,
mâlik.
haricî:
dışa ait, dış dünya ile ilgili.
hatt-ı kur’ân:
Kur’ân yazısı.
heyet-i vekile:
vekiller heyeti, ba-
kanlar kurulu, kabine.
hizmet:
görev, vazife.
husus:
mevzu, konu.
içtimaî:
toplumla alâkalı, cemiyete
ait, sosyal.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli başka
bir karşılık beklemeksizin, sırf Al-
lah rızası için yapma.
ikamet:
oturma, bir yerde kalma.
imanî:
imana dair olan, imanla il-
gili.
inkişaf:
ortaya çıkma, gelişme.
istifade:
faydalanma, yararlanma.
itibar:
bakımdan, sebepten.
| 30 | Emirdağ Lâhikası – ı
kesb:
kazanma.
kıymet:
değer.
kudsî:
mukaddes, yüce.
küllî:
umumî, genel.
lâhika:
ek, ilave.
mahiyet:
bir şeyin aslı, esası,
neden ibaret olduğu.
mahsul:
ürün.
mazhariyet:
manevî hâllerin,
keşiflerin görünmesi, nail
olma, şereflenme.
mesele:
konu.
metanet:
metin olma, daya-
nıklılık, sağlamlık.
muamelât:
muameleler, iş-
lemler, alışverişler.
müddet:
süre, zaman.
müellif:
eser telif eden, yazan.
muhabere:
haberleşme.
mülâhaza:
düşünme, tefek-
kür, düşünce.
mütalâa:
dikkatli okuma, tet-
kik etme.
müteallik:
ait, alâkalı, ilgili.
mütecaviz:
saldırgan, belli sı-
nırını aşan.
nazar-ı hakikat:
gerçek,
doğru, esas olan bakış, en
doğru bakış.
neşir:
yayım, yayın.
Nur:
Risale-i Nur eserleri.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
sebat:
sabit durma, kararlılık.
şedit:
şiddetli.
sual:
soru.
tahliye:
tutukluyu serbest bı-
rakma.
talebe:
öğrenci.
tarz-ı hizmet:
hizmet tarzı,
hizmet metodu.
vazife-i imaniye:
imanla ilgli
vazife, görev.
zarfında:
süresince.
1...,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29 31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,...1032
Powered by FlippingBook