Hem, iman-ı haşrînin hücum edilmez o iki metin
kal'asından dokuz ve on sene sonra, ikinci ayet olan,
başta mezkûr âyât-ı ekberin tefsirini bu risale ile ikram
etti.
İşte bu dokuzuncu Şua, mezkûr âyâtıyla işaret edilen
dokuz âlî Makam ve bir ehemmiyetli Mukaddimeden iba-
rettir.
* * *
Mukaddime
Haşir akidesinin pek çok ruhî faydalarından ve hayatî
neticelerinden bir tek netice-i camiayı ihtisar ile beyan ve
hayat-ı insaniyeye, hususan hayat-ı içtimaiyesine ne de-
rece lüzumlu ve zarurî olduğunu izhar ve bu iman-ı haş-
rî akidesinin pek çok hüccetlerinden bir tek hüccet-i kül-
liyeyi icmal ile göstermek ve o akide-i haşriye ne derece
bedihî ve şüphesiz bulunduğunu ifade etmekten ibaret
olarak, iki noktadır.
BİRİNCİ NOKTA:
Ahiret akidesi, hayat-ı içtimaiye ve
şahsiye-i insaniyenin üssülesası ve saadetinin ve kemalâ-
tının esasatı olduğuna, yüzer delillerinden bir mikyas ola-
rak, yalnız dört tanesine işaret edeceğiz:
•
Birincisi:
nev-i beşerin hemen yarısını teşkil eden
çocuklar, yalnız cennet fikriyle, onlara dehşetli ve ağlatıcı
görünen ölümlere ve vefatlara karşı dayanabilirler. Ve
gayet zayıf ve nazik vücutlarında bir kuvve-i maneviye
bulabilirler. Ve her şeyden çabuk ağlayan gayet
AsA-yı MûsA
D
okuzuncu
H
üccet
-
i
i
ManiYe
| 347 |
dokuZunCu ŞuaIn mukaddimesi
nev-i beşer:
insan soyu.
risale:
kitapçık.
ruhî:
ruhla ilgili.
saadet:
mutluluk.
şahsiye-i insaniye:
insan kişiliği.
tefsir:
açıklama, izah.
teşkil:
oluşturan.
üssülesas:
esas temel.
vefat:
ölüm.
zarurî:
zorunlu, mecburî.
akide:
inanç.
akide-i haşriye:
haşir inancı.
âlî:
yüce, yüksek.
âyât:
Kur’ân ayetleri.
âyât-ı ekber:
büyük ayetler.
bedihî:
açık.
beyan:
açıklama.
dehşet:
korku.
delil:
şahit.
ehemmiyet:
pek önemli ol-
ma, değerlilik.
esasat:
esaslar.
haşir:
Allah’ın, ölüleri diriltme-
si.
hayat-ı içtimaiye:
toplum ha-
yatı, sosyal hayatı.
hayat-ı insaniye:
insan haya-
tı.
hayatî:
hayatla alâkalı.
hususan:
özellikle.
hüccet:
delil.
hüccet-i külliye:
bütün delil-
ler.
icmal:
özetleme.
ihtisar:
kısaltma.
ikram:
bağış, ihsan.
iman-ı haşrî:
“öldükten sonra
dirilişe” inanmayla ilgili.
işaret:
gösterme, bildirme.
izhar:
açıklamak.
kemalât:
üstün özellikler.
kuvve-i maneviye:
moral,
manevî güç.
makam:
manevî mevki.
mezkûr:
adı geçen.
mikyas:
ölçü.
mukaddime:
ön söz, başlan-
gıç.
mukavemet:
dayanma.
nazik:
narin, ince.
netice-i camia:
kapsamlı so-
nuç.