"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eşyadaki vaziyetler bir ilm-i muhiti gösteriyor

Risale-i Nur'dan
08 Ekim 2024, Salı
(Dünden devam)

Hem bütün mevcudatta görünen muntazam miktarlar, hikmet ve maslahata göre biçilmiş şekiller, bir kazânın düsturuyla ve kaderin pergârı ile tanzim edilmiş gibi meyvedar vaziyetler ve heyetler, bir ilm-i muhiti gösteriyor. Evet, eşyaya ayrı ayrı muntazam suretler vermek, her şeyin mesâlih-i hayatiyesine ve vücuduna lâyık mahsus bir şekil vermek, bir ilm-i muhit ile olur, başka surette olamaz.

Hem bütün zîhayata, her birisine lâyık bir tarzda, münasip vakitte, ummadığı yerde rızıklarını vermek, bir ilm-i muhit ile olur. Çünkü rızkı gönderen, rızka muhtaç olanları bilecek, tanıyacak, vaktini bilecek, ihtiyacını idrak edecek; sonra rızkını lâyık bir tarzda verebilir.

Hem umum zîhayatın, ibham ünvanı altında bir kanun-u taayyüne bağlı olan ecelleri, ölümleri bir ilm-i muhiti gösteriyor. Çünkü her taifenin, gerçi ferdlerin zâhiren muayyen bir vakt-i eceli görünmüyor, fakat o taifenin iki had ortasında mahdud bir zamanda ecelleri muayyendir. O ecel hengâmında, o şeyin arkasında vazifesini idame edecek olan neticesinin, meyvesinin, çekirdeğinin muhafazası ve bir taze hayata inkılâb ettirmesi, yine o ilm-i muhiti gösteriyor.

Hem bütün mevcudata şamil, her bir mevcuda lâyık bir surette rahmetin taltifatı, bir rahmet-i vâsia içinde bir ilm-i muhiti gösteriyor. Çünkü meselâ, zîhayatın etfallerini süt ile iaşe eden ve zeminin suya muhtaç nebatatına yağmur ile yardım eden, elbette etfali tanır, ihtiyaçlarını bilir ve o nebatatı görür ve yağmurun onlara lüzumunu derk eder; sonra gönderir. Ve hakeza, bütün hikmetli, inayetli rahmetinin hadsiz cilveleri, bir ilm-i muhiti gösteriyor.

Hem bütün eşyanın sanatındaki ihtimamat ve sanatkârâne tasvirat ve mahirâne tezyinat, bir ilm-i muhiti gösteriyor. Çünkü binler vaziyet-i muhtemele içinde, muntazam ve müzeyyen,

sanatlı ve hikmetli bir vaziyeti intihap etmek, derin bir ilim ile olur. Bütün eşyadaki şu tarz-ı intihabat, bir ilm-i muhiti gösteriyor.

Mektubat, 20. Mektub, 2. Makam, YAN-2024, s. 287

LÛ­GAT­ÇE:

etfal: çocuklar, yavrular, tıfıllar.

iaşe: geçindirme, besleme.

ibham: belirsizlik, kapalılık, gizlilik.

ihtimamat: özenle iş görmeler, özen göstermeler.

ilm-i muhit: her şeyi ihata edici, kuşatıcı ilim.

intihap etmek: seçmek, tercih etmek.

kanun-u taayyün: belirgin olma kanunu.

mesâlih-i hayatiye: hayat için faydalı, gerekli olan şeyler.

muayyen: belli, belirli.

müzeyyen: süslenmiş, süslü.

pergâr: pergel.

rahmet-i vâsia: geniş rahmet.

tarz-ı intihabat: seçmelerin tarzı, biçimi.

vaziyet-i muhtemele: ihtimal dahilinde olan vaziyet, mümkün olabilir durum.

zîhayat: hayat sahibi, canlı.

Okunma Sayısı: 2256
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    8.10.2024 09:26:08

    "Hem bütün zîhayata, her birisine lâyık bir tarzda, münasip vakitte, ummadığı yerde rızıklarını vermek, bir ilm-i muhit ile olur. Çünkü rızkı gönderen, rızka muhtaç olanları bilecek, tanıyacak, vaktini bilecek, ihtiyacını idrak edecek; sonra rızkını lâyık bir tarzda verebilir." Rızık mevzusı pek çok hakikati anlamaya ziyadesiyle kolaylaştırıyor vesselâm.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı