"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Beşer saadeti için lâzım olan her şey Kur’ân’da

Risale-i Nur'dan
16 Ağustos 2024, Cuma
İKİNCİ SUÂLE CEVAP

Eğer desen: “Şimdi şu tahkikattan sonra şüphem kalmadı ve tasdik ettim ki, Kur’ân’da sair hakaikle beraber, medeniyet-i hâzıranın harikalarına ve belki daha ilerisine işaret ve remiz vardır; dünyevî ve uhrevî saadet-i beşere lâzım olan her şey, değeri nisbetinde içinde bulunur. Fakat niçin Kur’ân onları sarahatle zikretmiyor? Tâ muannid kâfirler dahi tasdike mecbur olsunlar; kalbimiz de rahat olsun?”

Elcevap: Din bir imtihandır. Teklif-i İlâhî bir tecrübedir. Tâ ervah-ı âliye ile ervah-ı safile müsabaka meydanında birbirinden ayrılsın. Nasıl ki bir madene ateş veriliyor, tâ elmasla kömür, altınla toprak birbirinden ayrılsın. Öyle de, bu dâr-ı imtihanda olan teklifat-ı İlâhiye bir ibtilâdır ve bir müsabakaya sevktir ki, istidad-ı beşer madeninde olan cevahir-i âliye ile mevadd-ı süfliye birbirinden tefrik edilsin.

Madem Kur’ân, bu dâr-ı imtihanda bir tecrübe suretinde, bir müsabaka meydanında beşerin tekemmülü için nazil olmuştur; elbette şu dünyevî ve herkese görünecek umur-u gaybiye-i istikbaliyeye yalnız işaret edecek ve hüccetini ispat edecek derecede akla kapı açacak. Eğer sarahaten zikretse, sırr-ı teklif bozulur. Âdeta gökyüzündeki yıldızlarla vâzıhan “Lâilahe illallah” yazmak misillü bir bedahete girecek; o zaman, herkes ister istemez tasdik edecek. Müsabaka olmaz; imtihan fevt olur. Kömür gibi bir ruh ile elmas gibi bir ruh (HÂŞİYE) beraber kalacaklar.

Elhâsıl: Kur’ân-ı Hakîm, hakîmdir; her şeye kıymeti nisbetinde bir makam verir. İşte Kur’ân, bin üç yüz sene evvel, istikbalin zulümatında müstetir ve gaybî olan semerat ve terakkiyat-ı insaniyeyi görüyor ve gördüğümüzden ve göreceğimizden daha güzel bir surette gösterir. Demek, Kur’ân öyle bir Zatın kelâmıdır ki, bütün zamanları ve içindeki bütün eşyayı bir anda görüyor.

İşte mu’cizat-ı enbiya yüzünde parlayan bir lem’a-i i’câz-ı Kur’ân.

HÂŞİYE: Ebu Cehil-i Lâin ile Ebu Bekir-i Sıddık, müsâvî görünecek; sırr-ı teklif zayi olacak.

“Allah’ım! Bize Kur’ân’ın sırlarını anlamayı nasip et ve her an ve zamanda ona hizmet etmeye bizi muvaffak kıl.”

Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2023, s. 299

LÛ­GAT­ÇE:

cevahir-i âliye: yüksek, kıymetli cevherler.

ervah-ı âliye: yüce ruhlar.

ervah-ı safile: kötü ruhlar.

fevt: kaybolma; bozulma.

hüccet: delil.

ibtilâ: imtihan.

lem’a-i i’câz-ı Kur’ân: Kur’ân’ın mu’cizelik parıltısı.

mevadd-ı süfliye: alçak ve basit maddeler.

muannid: inatçı.

mu’cizat-ı enbiya: peygamberlerin mu’cizeleri.

müsâvî: eşit, denk.

müstetir: gizli.

remiz: işaret, ima, dolaylı anlatım.

sarahat: sarihlik, açıkça.

semerat ve terakkiyat-ı insaniye: insanlığın elde ettiği meyveler, başarılar ve maddî-manevî ilerlemeler.

sırr-ı teklif: Cenab-ı Hakkın insanları bu dünyada belli sorumluluklar ile yükümlü kılarak imtihana tâbi tutmasının sırrı.

teklif-i İlâhî: Allah’ın insanları kulluğa ve dinine daveti.

terakkiyat-ı insaniye: insanlığın yükselişi ve ilerlemeleri.

uhrevî: ahiret âlemiyle ilgili.

umur-u gaybiye-i istikbaliye: gelecekteki bilinmeyen işler.

Okunma Sayısı: 1124
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    16.8.2024 10:31:18

    "Din bir imtihandır. Teklif-i İlâhî bir tecrübedir. Tâ ervah-ı âliye ile ervah-ı safile müsabaka meydanında birbirinden ayrılsın. Nasıl ki bir madene ateş veriliyor, tâ elmasla kömür, altınla toprak birbirinden ayrılsın. Öyle de, bu dâr-ı imtihanda olan teklifat-ı İlâhiye bir ibtilâdır ve bir müsabakaya sevktir ki, istidad-ı beşer madeninde olan cevahir-i âliye ile mevadd-ı süfliye birbirinden tefrik edilsin." İmtihan olmadığında ceza ve mükafattan da bahsedemiyoruz. İyi ve kötü aynı düzleme geliyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı