"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bodrum katına sığmayan hakikat

RANÂ KARA
30 Temmuz 2011, Cumartesi
Nerede olunduğu, zamanın hiçbir öneminin olmadığı vb. klişe lâfların mahiyetini hiç düşündünüz mü?

Dört gün misafir olarak katıldığım hızlandırılmış programda bu lâfların mahiyetini aynelyakîn müşahede ettim…
Saat dokuzda, bodrum katından hakikate ulaşan fikir ve ahlâk yolculuğu…
Bazen gece yarısına kadar devam eden, insanı küçük dünyasından açılan küçük bir kapıyla dışarıya atan o ulvî adımın tadını kalp aynalarında hissetme keyfiyeti…
Girdiğin o kocaman hakikat âleminden kalp ve akıl hissesini alırken, alınan o hiç bitmesini istemediğimiz lezzet-i ruhaniye…
Dört günde alınan o lâtif cilvelerin tadını, hele kalp ve akıl aynamda hissettiğim zahiren kısa, hakikaten uzun, belki sonsuz bir hakikat-i âlem yolculuğu…
Nedenlerin cevabını bulduğu, hakikat kapılarının ardına kadar açıldığı o huzurlu ruh-u insanî…
Dışarıda olan bitenin, o açılan kocaman hakikat-i dünyadaki hasis hâli…
Müdhiş bir ruh-i inkılâbî…
Nasıl bir ruh hâli, nasıl bir âlem bilmem anlatabildim mi?
Hızlandırılmış olarak adlandırılan, düşünce ufkumu hızlandıran bir hakikat yolculuğu…
Neler öğrenmedim ki dört günde…
“Ya Settar!” isminin tecellisinin, atomdan da küçük olan o enerji sicimlerini başka bir ifadeyle esir maddesini titreştirdiğini daha önceden bilmiyordum meselâ.
Bir hanımın, başını örttüğü andan itibaren, bu Settar ismini titreştirdiği için, Esma’ya âyine olduğunu da…
Başa örtülen o örtünün, bir metrelik bir bez parçası değil de, âlemin bütününde yankılanan müdhiş hakikatin bir parçası niteliğinde olduğunu da…
“Gevşemeyin, üzülmeyin, inanıyorsanız üstün gelecek olan sizsiniz.“ hakikatinin mahiyetini de…
Cadde-i kübrâda istikametle yürümenin önemini de…
Maneviyat bataryalarımızı Risâle-i Nur ile dolduracağımızı da…
Gözümüzü çıkaramadığımız gibi harama da bakamayacağımızı da…
Her an, yeniden yaratıldığımı da...
Bilmiyordum, ya da farkında değildim.
Bunun gibi daha neler, neler öğrendim…
Nasıl geçtiğini anlamadığımız, çabuk geçtiğinden yakındığımız o ilginç zaman kavramı, nasıl da tersine dönüp sonsuzluk âleminin kapılarını açan, adeta bereketle dolup taşan bir bast-ı zaman hâlini alıyor.
Rabbim, böyle yerlerde bulunabilmeyi ve bulunduğumuz yerleri, bu gibi hallere getirmeyi nasip etsin inşaallah!
Okunma Sayısı: 1994
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı