İzmir Yeni Asya temsilciliğimizi ziyaret eden Demokrat Parti Konak Belediye Başkan adayı Adnan Zağlı ile kısa bir söyleyiş yaptık. Adnan Bey, kendilerinin demokrat bir gelenekten geldiklerini ve isminin de Adnan Menderes’ten dolayı Adnan konulduğunu ve rahmetli babasının son ana kadar kendisine hep ‘Adnan Menderes’ olarak hitap ettiğini ifade etti. Muğlanın Milas ilçesinde 1963’te doğan Zağlı, İktisat Bölümünü bitirdikten sonra futbol hakemliği, futbol hakem gözlemciliği ve futbol antrenörlüğü yaptı. Daha sonra İzmir Tapu Kadastro Müdürlüğü’nde Osmanlıca arşiv sorumlusu olarak çalışan Zağlı, emekli olduktan sonra esnaf olarak hayatını devam ettiriyor. 

Biz her zaman sağ duygunun sesi olduk 

Demokrat Parti’den aday olma sürecini anlatan Zağlı, “Hiçbir ittifaka girmedi. Zaten bu partinin mantalitesindeyim. Ülkemiz gerçek ve tam demokrasiye, Demokrat Parti ile geçti. Daha önce tek parti vardı. Halkın seçme hakkı, sadece bir parti ile sınırlı idi. Demokrat Parti’nin girişimi ile, halkımız sınırlı demokrasiden, tam demokrasiye geçti. Liderlerimiz yeri geldi can verdi, yeri geldi hapse girdi acılar çekti, yeri geldi halkın tepkilerine saygı duydu, erken seçime gitti ve koltuğunu terk etti. Ama hiçbir zaman halkın iradesini çiğnemedi, kişisel çıkarlar uğruna halkını ezmedi, sömürmedi. Demokrat Parti ve Demokrat Partililer için, hizmet aşkı her zaman çıkar aşkının önüne geçti. Biz her zaman sağ duygunun sesi olduk. Bu sebepten dolayı Demokrat Parti, şahısların ve grupların çıkarları için hiçbir İttifak içine girmedi. Halkın çıkarlarını düşünüp, tüm kazanamama risklerini göze alarak, tek başına seçime girdi. Biz nasıl ki, halkımızın çıkarları doğrultusunda, ittifaklar içine girmeyip halkın yanında yer aldıysak, hakkımızda kendi çıkarlarını ön planda tutarak, kendisini koruyan  parti olan Demokrat Parti demeli.

Maddi ve mânevi çıkar sağlamayacağız 

Konaklılara ne gibi vaatlerde bulunuyorsunuz? Projelerinizden bahseder misiniz? 

Konak Belediyesi’nin ve Konak halkının çıkarlarına göre kararlar alınacak. Otopark sorununu ve ağır vasıtalar için otopark sayısını artırmaya çalışarak hırsızlıkların ortadan kalkmasına imkân sağlayacağım. Kaldırımları yayaların kullanması ve ihlal edilmemesi noktasında gereken çalışmaların yapılması. Hayvanlar için cadde ve sokaklara beslenme ve su kapları koyarak hayvan barınak sayısını artırma. Yeşil bir ortam için mahallelerde çocukların park alanı ve dinlenme yerleri ve sınırlı spor aktivitelerinin sayısını artırmak. Ve son olarak karşılıksız maddi veya mânevi çıkar sağlamamak ve sağlatmamak.

Seçim süreci gayri demokratik birşekilde yürüyor 

İzmir’deki seçim atmosferini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

İttifakların sinsi ve ihanet dolu hain planlarıyla dolu. Seçim broşürleri yasak. Sözüm ona çevreyi koruyorlarmış. Sesli çağrılar yasak, halkı rahatsız etmemek içinmiş. Peki, yazılı, sözlü ve görsel basının bizim partimizin adından bahsetmesi niye yasak? Bizim basına çıkmamız ve basının bizden söz etmesi, kimi yada kimleri rahatsız ediyor? Demokrat Partili seçmenlerden ödünç aldıkları oyları, kaybetmeme gayreti içerisindeler. Biz caddeleri afişlerle süslesek, sesimizi duyuracak, basın yoluyla halkı uyandırsak, tıpkı 1950’de olduğu gibi sandıkta halkın “Yeter, Söz Milletin” diyeceğini ve erken seçim kararı almaları gerektiğini iyi biliyorlar. Seçim atmosferi, menfaatçi ittifakların yalanlarıyla, dolanlarıyla, çıkar hırsı nedeniyle her türlü engellemeleri yüzünden gayri demokratik bir şekilde yürüyor. Ama, nereye kadar? Artık sözün bittiği yerdeyiz. Ve hiçbir yardım alamadığımız için, kendi imkanlarımızla bile değil imkansızlıklarımızla sürdürmeye gayret ediyoruz. Seçmenimize çağrımız; “Çıkarları için ittifakları değil de halkına olan hizmet aşkı nedeniyle yalnız kalmak pahasına halkını tercih eden, Demokrat Parti’yi sandıkta yalnız bırakmasınlar.”

HABER: ABDULBASİR ŞEKER-İZMİR

Haber Merkezi