Eski AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, isim vermeden bazı bakanlara eleştirdi. Özdağ, “Korku iklimi hakim kılmaya çalışılarak iktidar olunamaz” diyerek, “Korku dili AK Parti’yi var eden sebeplere aykırıydı. İstanbul’da bunun zararlarını hep beraber gördük. Hâlâ aynı dili konuşan bakanlar var. Bunlar AK Parti’ye çalışmıyorlar, toplumu dalga dalga başka yerlere itiyorlar” ifadesini kullandı. Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Özdağ, “Siyaset bir iman işi değil, bir yönetim işidir. Dolayısıyla her zaman yönetme liyakati-ehliyeti olanı aramak gerekir” diyerek parti politikalarına eleştirilerde bulundu.   

Hz. Ömer’e söyleneni bugün hiçbir siyasiye söyleyemezsiniz

Özdağ’ın açıklamalarının bir bölümü şöyle; “Ne yazık ki, siyaset bizde en kutsal alanlardan biri haline getirilmiştir. İslam’ın öncüleri böyle bir siyaset anlayışına sahip değildi. Yeri geldiğinde sahabiler  Hz. Ebubekir’den, Hz. Ömer’den hesap sormuşlardır. Hz. Ömer’e söylenen,” seni kılıçlarımızla düzeltiriz” sözü bugün neredeyse bir vecize halini almıştır. Onlar Peygamberin en yakın ve en şanlı arkadaşları olmalarına rağmen hem eleştirildiler hem de kendileri sık sık nefislerini sıgaya çektiler. Onlara söylenenleri bugün hiçbir siyasi lidere söyleyemezsiniz. Fatih’e, evliyanın himmet ve duasıyla zafer kazandınız dendiğinde elini kılıcına atarak bu kılıcın da hakkını unutmayın demişti. Ben de aynısını diyorum. Keşke eleştirilerimiz karalama ve itibarsızlaştırma gibi görüleceğine -ya dedikleri doğruysa-mantığı ile ele alınabilseydi. Bugün AK parti de çok farklı bir konumda olurdu.”

Başkanlık sistemi hangi problemi çözdü?

“Parti Genel Başkanlığını uhdesinde bulunduran Başkanlık sistemi yanlıştı, hata dedim. Aradan bir yıl geçti, Türkiye’de ne değişti, daha mı iyiye gittik, kişi başına düşen milli gelir mi arttı, bürokratik oligarşi mi bitti vb. Hangi problemlerimiz çözüldü? Türkiye’nin böyle bir ihtiyacı varmıymış? Üstelik bugün bu sistemin dünyada uygulanan başkanlık sistemleri ile bir alakasının bulunmadığı, partili yönetim sistemi olduğu görülüyor. Diğer yandan daha kucaklayıcı, daha uzlaştırıcı bir siyaset dilinin kullanılması gerektiğini savundum. Korku iklimi hakim kılmaya çalışılarak iktidar olunamaz. Korku dili AK partiyi var eden sebeplere aykırıydı. İstanbul’da bunun zararlarını hep beraber gördük. Hala aynı dili konuşan bakanlar var. Bunlar AK partiye çalışmıyorlar, toplumu dalga dalga başka yerlere itiyorlar.”

Dost acı söyler, çünkü doğruyu söyler 

“AK partinin ana sorunu,konuşanlar değil, konuşana saldıranlar, önüne geleni aşağılayanlar, tezyif edenler,iftira atanlar; belki, başka hiç bir yerde gazetecilik yapamayacakları için istikballerini AK partinin istikbaline bağlayan dalkavuk gazetecilerdir, gazeteci geçinenlerdir. Bu böyle devam ettikçe de bu çözülme ve çürüme büyüyerek devam edecektir. Bu böyle devam etmeli mi, etmemeli mi? kararını, karar merciinde olanlar verecek. Dost acı söyler, çünkü doğruyu söyler.” Haber Merkezi