MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, Türkiye’de hem siyasi hem de ekonomik stresin arttığını savunarak, ekonomide durağanlaşma veya ani bir duruş beklediğini söyledi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, bir ülkenin ekonomik kırılganlığına dair ön bilgiler veren cari açık, kısa dönem dış borç, özel sektör kredileri, finansal olarak dışa bağımlılık ve dolara karşı para birimi değeri kriterlerine göre şu an için Türkiye’nin en kırılgan ekonomiler arasında yer aldığını öne sürdü. Türkiye’nin 39.2 milyar dolar cari açık, 170.1 milyar dolar kısa vadeli dış borç stoğu olduğunu vurgulayan, özel sektörün 302 milyar doları aşan dış borcuna ve TL’nin son 3 ayda yüzde 18’leri bulan değer kaybına dikkat çeken Tanrıkulu, orijinal vadesine bakılmaksınız önümüzdeki bir yıl içinde ödemesi gereken kısa vadeli dış borç stoğunun 170.1 milyar dolar ve 2018 cari açık beklentisinin 40 milyar dolar olduğunu, toplandığında 210 milyar dolara ihtiyacı bulunduğunu anlattı.
Firmalarda seri iflaslar görülebilir
Tanrıkulu, şunları söyledi: “Bu yüzdendir ki uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standart & Poor’s, ilkini 2013 yılında yayınladığı ‘Kırılgan Beşli’ raporunun ikincisinde de sadece Türkiye yer almaktadır. Diğer yandan ülkemizde hem siyasi, hem de ekonomik stres artmaktadır. Firmalarda KGF kredilerinin etkisi kaybolmuş ve borç ödeme arzuları yavaşlamıştır. Ekonomimize bakıldığında, bir durağanlaşma veya ani bir duruş söz konusu olabilecektir. Bu durumda işsizlik patlayacak, ödemeler gecikebilecek ve firmalarda seri iflaslar görülebilecektir.”
Piyasada işler durma noktasında
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, uluslararası alacak sigorta firması Euler Hermes’in araştırmalarına göre Türkiye’de bu yıl 13 bin firmanın iflas edebileceği öngörüldüğünü, bir başka derecelendirme kuruluşu olan JCR Eurasia Rating de özellikle inşaat sektöründe ciddi iflas riskinin oluştuğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin açılan kapanan şirket istatistiklerine baktığımızda tüm ana sektörlerde kapanan şirket artış hızı, yeni kurulan şirketlerin artış hızından çok daha yüksek olduğu görmekteyiz. 2017’nin ilk 10 ayında kurulan şirket sayısı yüzde 13.9 artarken, kapanan şirket sayısındaki artış yüzde 37.3 ile açılan firmaların neredeyse üç katı hıza ulaşmış durumda. Yine inşaat sektöründe de benzer durum söz konusu. Ekonomi yönetiminin pembe gözlükleri sadece kendilerini haklı çıkarmakta, esasen piyasada işler neredeyse durma noktasına gelmiştir. Ekonomi yönetimi öncelikle kendi arasında senkronizasyon sağlayıp, piyasalara güven telkin etmeli. Başta yıllardır beklenen ekonomik, sosyal ve hukuki reformlar biran önce hayata geçirilmeli. Yoksa girişimcimizin sırat köprüsünde yürümeye mecali kalmadı.”
DHA