CHP Adana Milletvekili Turgay Develi, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'ın Sayıştay'a yaptığı ziyarette, Bakanlığın tüm ihalelerini ve yaptığı harcamaları denetleyen müfettişlere, "Kanuna aykırı davranabiliriz. Bizi bazen idare edin." ricasında bulunduğunu açıkladı.
Aslında gelinen noktada bunun bir sonuç olduğunu dile getiren Turgay Develi, AK Parti hükümetinin milletin muhasebesi gibi çalışan Sayıştay denetçilerinin, Sayıştay'ın, Sayıştay'a karşı uyguladığı sansürün, baskının sonuç aşaması olduğunu ifade etti.
Normal şartlarda bu raporların ya komisyonda çıkarılacağını ya da tartışıldıktan sonra 'bunlara gerek yoktur' diye bir sonuç alınacağını belirten Develi, "Ama Sayıştay Raporlama Kurulu, kendiliğinden bizim haberimiz olmadan, milletvekillerinin haberi olmadan, milletin haberi olmadan ,'Bunlar AK Parti'ye zarar veriyor, hükümete zarar veriyor, bu yolsuzluklar duyulursa AK Parti zarar görür' diyerek bu raporları çıkarmışlar. Yani Sayıştay denetçilerinin gördüğü, milletin duyacağı, göreceği her şeyi sansürlemeye başladılar." diye konuştu.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'ın, 4 Aralık'ta Sayıştay Başkanı Recai Akyel'i ziyaret ettiğini anlatan Develi, "Özellikle kendi bakanlığına bağlı Sayıştay denetçilerini toplamış, sohbet amaçlı güya. Orada yaptığı konuşmada bazı işlerimizde, bazı işlemlerimizde kanunlara, hukuka aykırı işlemler olabilir bizi idare edin bu dönemde diyerek onları resmen ve fiilen aslında bir baskı uygulamış. Bunun duyulmayacağını, gerçekten halktan gizleneceğini zannediyorlar. Ama hiçbir şey milletten gizlenemez. Bu raporlar ortaya çıktı. Bizde bunu kamuoyuna duyurduk." şeklinde konuştu.
Bunun yolsuzluk itirafı olup olmadığına yönelik bir soruya ise Develi, "Bu itiraftan da öte. Artık itiraf hafif kalıyor, baskının ve zulmün karşısında. Bunlar açıkça devletin en önemli kurumlarından bir tanesine biz kanunsuz işlemler yapabiliriz, bizi artık görmeyin, biraz idare edin demek; bizim yaptığımız işleri denetlemeyin, kamuoyu ile paylaşmayın, daha sonra hesap vermek zorunda kalmayalım diyerek yürütmenin gücünü, bakanlığın verdiği gücü orda fiilen uygulamaya geçirmektir. Bunun başka bir izahat tarzı var mı?" karşılığını verdi.
"Gün gelir bunların hesabı sorulur." diyen Develi, kendilerine düşen görevin hem Sayıştay denetçilerinin hem milletin haklarını hukuklarını korumak, onların sesi olmak, arkalarında durmak olduğunu vurguladı. Korkulmamasını isteyen Develi, AK Parti'nin gidici olduğunu hatırlattı.
Develi, şöyle devam etti: "Devlet talan ediliyor. Milletin parası, milletin geleceği talan ediliyor. Bunu Sayıştay'ın raporlarıyla, geçmiş yıllara ait KİT üst komisyonunda çok açık olarak gördük. Zaten Sayıştay denetçilerinin raporları tartışılmasın diye, şimdiye kadar varolan gerçekler gün yüzüne çıkmasın diye, seçim atmosferi öncesi AK Parti Meclis gündemi çok yoğun diyerek KİT Komisyonunun çalışmalarını durdurdu, erteledi. Bütün komisyonlar çalışıyor, sadece Meclis yoğunluğu sebebiyle KİT Komisyonunu ertelediler. Artık gizlenecek, saklanacak halleri de kalmadı. Gerçek o kadar bütün çıplaklığıyla duruyor ki Halkbankasında öyle, gazetelere bilgi taşıyoruz."
Yandaş televizyon kanallarının bu kadar önemli ve skandal bir haberi vermek yerine alttaki küçük haberleri vererek vatandaşlara haber sunduklarını zannettiklerini dile getiren Develi, kirlenmenin sadece Sayıştay'da değil, Meclis'te değil, AK Parti bürokratları ve hükümette değil; kirlenmenin bir bütün olarak toplumun bütün genlerine kadar girdiğini vurguladı. Asıl kirlenmenin medyada yaşandığını anlatan Develi, bu kirliliğin üzerine gidilmezse gazeteci olmanın grurunu, gazeteci olmanın yaşamsal değerleri savunulmazsa yarın onların da kapılarının çalınacağını kaydetti.