Adalet Bakanı Bozdağ, Doğu Perinçek'in AİHM Büyük Dairesi'ndeki davasından Türkiye'nin aleyhine bir karar çıkması halinde bunun AB değerlerinin reddi anlamına geleceğini söyledi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Doğu Perinçek'in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairedeki davasıyla ilgili, "Daire bu konuda yapılan temyizi haklı görür, Türkiye'nin aleyhine karar verirse bunun Türkçesi, çok net söylüyorum: AB'nin üzerine bina edildiği değerlerin AİHM tarafından reddi, inkarı anlamına gelir. AB'nin üzerinde yükseldiği değerlerin artık hükmünün kalmadığının AİHM tarafından tescili anlamına gelir" dedi.
Bozdağ, Adalet Bakanlığı ile İnsan Hakları Kurumunun Hakimevi'ndeki istişare toplantısında, Bakanlığın ilgilendiği alanların insan haklarıyla doğrudan ilişkili olduğunu ifade ederek, bu kapsamda İnsan Hakları Kurumu ile büyük bir işbirliği içerisinde çalıştıklarını belirtti.
AK Parti hükümetlerinin son 12 yılda insan hakları alanında önemli reformlara imza attığını vurgulayan Bozdağ, insan haklarıyla bağdaşmayacak pek çok düzenlemenin kaldırıldığını anlattı.
Bozdağ, Anayasa'nın 90. maddesine eklenen düzenlemeyle Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle iç hukukun çatışması durumunda uluslararası sözleşmelerin üstün tutulmaya başlandığını, bunun devrim niteliğinde bir düzenleme olduğunu söyledi.
Kamu Denetçiliği Kurumu ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru imkanının getirilmesinin de önemli adımlar olduğunu belirten Bozdağ, 2014 yılı sonu itibarıyla Anayasa Mahkemesine 31 bin 453 bireysel başvuru yapıldığını bildirdi.
Bozdağ, Bakanlığa bağlı İnsan Hakları Daire Başkanlığının faaliyete geçtiğini, AİHM'e gidecek bazı davaların kurulan tazminat komisyonuyla karara bağlanarak vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesinin amaçlandığını kaydetti.
Türkiye İnsan Hakları Kurumu Başkanlığının da bu konudaki önemli adımlardan olduğunu dile getiren Bozdağ, kurumun kamuoyunda yeterince bilinmediğini ancak zaman içinde insan hakları alanında referans bir kurum haline geleceğine inandığını ifade etti.
Eylem planını adım adım uyguluyoruz
İnsan haklarına ilişkin sorunları tespit edip çözmek amacıyla AİHS ihlallerinin önlenmesine ilişkin eylem planını geçen yıl açıkladıklarını anımsatan Bozdağ, raporlamaların yapıldığını ve hükümet olarak eylem planını adım adım uyguladıklarını aktardı.
Çalışmalarla Türkiye'nin AİHM'deki görüntüsünün de değiştiğini ifade eden Bozdağ, 2012 yılında AİHM'e Türkiye aleyhine 16 bin 876 başvuru yapılırken, bu rakamın 2014 itibarıyla 9 bin 800'e düştüğünü, Türkiye'nin hak ihlalinde 2. sıradan 4. sıraya gerilediğini belirtti.
Türkiye'de cezaevlerinde 159 bin 31 tutuklu ve hükümlü bulunduğunu bildiren Bozdağ, bu alandaki her türlü ihtiyacın devlet tarafından karşılandığını söyledi.
Bozdağ, 2002'de 28 bin olan tutuklu sayısının 22 bin 420'ye düştüğünü de aktararak, Türkiye'nin tutukluluk oranında AB ülkelerinden daha iyi noktada olduğunu vurguladı.
Basın ve ifade hürriyeti konusuna da değinen Bozdağ, küfür, hakaret içeren ifadelerin düşünce açıklama olarak kabul edilemeyeceğini ifade etti.
Fransa'daki saldırıyı kınayan Bozdağ, şu değerlendirmede bulundu:
"Saldırıyı yapanlar Müslümanlara en büyük zararı vermiştir. Bunda hiç kimsenin tereddüdü yoktur. Ancak bu saldırı vesilesiyle yapılan tartışmalar çerçevesinde şunu ifade etmek isterim ki: Her dine mensup insanlar içerisinden, her millete mensup insanlar içerisinden suç işleyenler çıkabilir. Norveç'te 70 insanı kurşuna dizen bir Norveç vatandaşı olduğu zaman Türkiye'den kimse Hristiyan terörist demedi. Almanya'da her gün Türklere ait camiler kundaklanırken, yakım olurken, yıkım olurken kimse Hristiyan terörist demedi, Hristiyanların ortaya koyduğu terör demedi. Ancak maalesef Batı'da ve başkaca yerlerde islamofobi ve başkaca nedenlerle tarafgir tutumlarla herhangi bir Müslüman suç işlediği zaman hemen önüne bir sıfat konuluyor, İslami terörist, İslam terörü, Müslümanların estirdiği terör şeklinde yapılıyor. Bunun son derece büyük bir haksızlık, büyük bir subjektif yaklaşım olduğunu olduğunu açıkça ifade etmek isterim."
Bazı gazetecilerin İsrail'i eleştiren tweet attığı için görevinden ayrılmak zorunda kaldığını anlatan Bozdağ, "Sadece İsraillilerin kutsallarına değil herkesin kutsallarına saygı duymak evrensel insan haklarının gereğidir. Herkesin kutsalına herkesin saygı duyması son derece önemli. Ben beklerdim ki Müslümanların inandığı Peygamberimiz Hazreti Muhammed'e saygısızlık, haksızlık yapıldığında bu saygısızlığı, haksızlığı yapanları da eleştirsinler. İşine son versinler demiyorum ama onları eleştirsinler. 'İfade hürriyeti insanların inançlarına küfür hürriyetini kapsamaz' desinler. Ama maalesef bu yok" değerlendirmesini yaptı.
Tutuklu gazeteciler konusuna da değinen Bozdağ, "Türkiye'de cezaevlerinde gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu hiçbir gazeteci yok. 2 tutuklu gazeteci bulunuyor, bunlar da gazetecilik faaliyetleri nedeniyle değil başka suç isnatlarıyla tutuklu" bilgisini verdi.
Perinçek davası
Doğu Perinçek davasının gelecek hafta AİHM Büyük Daire'de görüşüleceğini anımsatan Bozdağ, Perinçek'in "Ermeni soykırımı yoktur" dediği için İsviçre'de yargılanarak mahkum edildiğini, davanın AİHM'e taşındığını ve İsviçre'nin burada haksız görüldüğünü ifade etti.
Konunun AİHM Büyük Daireye taşındığını anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
"AİHM yapacağı değerlendirmede bence kendi kendisiyle büyük bir sınama içerisinde olacak, büyük bir sınav verecek. Daire bu konuda yapılan temyizi haklı görür, Türkiye'nin aleyhine karar verirse bunun Türkçesi, çok net söylüyorum: AB'nin üzerine bina edildiği değerlerin AİHM tarafından reddi, inkarı anlamına gelir. AB'nin üzerinde yükseldiği değerlerin artık hükmünün kalmadığının AİHM tarafından tescili anlamına gelir."
AA