Geçen hafta yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle birlikte belediye seçimleri maratonunu tamamlamış olduk. 25 yıldır bizde olan bazı belediyeleri kaybettik, biliyorsunuz. Bu sebeple, hususan yetkilerle ilgili bir takım tartışmalar gündeme geldi.
Belediye Başkanlığı sistemi yeniden ele alınmalıdır. Başkan seçildim, her yetki bende, ister asarım ister keserim anlayışı olmaz. Biz ülkeye başkanlık sistemi getirdiğimizde ne diyorlardı, tek adama karşıyız, güçleri elinde toplamak demokratik değildir, falan gibi şeyler… Yeni dönemde artık belediyelerde parlamenter sisteme geçelim diyorum. Hemen çalışmalara başladık, inşallah belediye başkanlarının yetkilerini kısıtlayacak bir düzenleme yapacağız.
Bir de yeni bir moda başlatmışlar, bizden aldıkları belediyelerin borçlarını afişlere yazıp halka ilân ediyorlar. Yahu, biz seçimden önce dedik, “hepsinin dünya borcu var, alıp ne yapacaksınız” dedik. Ama biz ne yapıyoruz, başınızın çaresine bakın demiyoruz. Herkes böyle olmaz ha! Dışarıdan para bulup getireceğiz. Çin ile bazı projeler konusunda anlaştık, tam yirmi bir “tirilyon” dolar gelecek! Evet, tiril tiril, çok temiz para olduğu için tirilyon dedim. Zamanında paralardan sıfırları atarken hızımızı alamayıp, dolardan da birkaç sıfır atmışlığımız oldu, ama bu para eski dolarla değil. Hepimize hayırlı olsun...