Seçim dönemi boyunca “beka”, “beka” dedik, sonuçlara yansımasına bakılırsa seçmen olarak çok itibar etmediniz. Bizim için seçmen ne diyorsa o vardır. Anladık ki, beka meselesi biraz soyut kaldı. Artık, daha çok gözle görülür, elle tutulur, yumrukla vurulur hâle getireceğiz. Önümüzdeki dönemde somut örneklerle daha iyi anlayacağınızı umuyorum.
Muhalefet partisi genel başkanı Kılıştar’ın yaşadığı tatsız olaylar oldu biliyorsunuz. Geçmiş olsun diye aradın mı diye soruyorlar bana. Yahu, niye arayayım? Bu olayda esas hedef bendim, ben! Gazeteler yeni şimdi yazdı bunu, ama ben daha önceden bildiğimden gitmedim oraya. Kendi de gitmeseymiş. Hem, onun beni araması lâzım geçmiş olsun demek için.
Sen kimlerle kol kola dolaşıyorsun önce oraya bak. Kol kola demişken aklıma geldi, kola şişesini böyle sallarsın da sonra hızlıca açarsın ve basınçla birlikte kolanın her tarafa dağıldığını görürsün ya, neden olur o biliyor musun, gaz sıkışmasından! Kapağı açınca sıkışmış olan gaz aniden çıkmak ister çünkü... İşte kardeşlerim, vatandaşta sıkışan gaz kola tazyik yapınca kol sallanmış, sallanan kol gitmiş Kılıştar’a çarpmış. İşin özü bu...