Zorlu bir sanat hayatı bulunan Ressam İlhami Atalay, Yunus Emre’nin bir eserinden ilham alarak yaptığı çalışmasıyla Berlin Akademisi’ndeki sınavı kazandığını söyledi.
Ressam İlhami Atalay, “Benim en büyük eleştirmenim anneannemdi. Babam kızıyordu. Bütün yaptıklarımı yok edip yakıyordu. Çünkü mühendis olmamı istiyordu, ama anneannem, dedem imam olduğu için, ‘Hani benim torunum ne yapmış? Dedenin ezan okurken resmini yaptın mı?’ diyerek bana konu veriyordu. Böylece onun verdiği konuları resim olarak işliyordum” dedi. İnançları ve fikirlerinden dolayı sanat hayatında sürekli önünün kesildiğini belirten 1948 Artvin doğumlu Atalay, uzun yılların ardından ilk kez bir sergisini sanatseverlerle buluşturacak. “İç Harp’ten Kuru Fasulye’ye” sergisinin hazırlıklarını yapan ressam Atalay yaptığı açıklamada, sanat kabiliyetinin çocukluğunda keşfedildiğini ve ilk zamanlar çamurdan oyuncaklar yaptıklarını söyledi.
Bizim zamanımızda kağıt-kalem kutsaldı
Atalay, ilk sanatsal denemelerini, “Sobaların üzerine tenekeler koyuluyordu. Onlar isleniyordu, biz de çiviyle kazıyarak üzerine resim yapıyorduk. Kalem nerede bulunacaktı? Bizim zamanımızda kâğıt-kalem kutsaldı. Yani kalem ve kâğıda dini bir hüviyet veriyorduk. Onlara çok büyük saygı gösteriyorduk. Saman kâğıdı vardı. Sütlü kâğıt dediğimiz beyaz kâğıt sonradan çıktı.” sözleriyle anlattı.
BERLİN AKADEMİSİ’NE GİRDİ
Atalay, yaklaşık bir hafta durduktan sonra Beuys’un yanından ayrılışını şöyle anlattı: “Joseph Beuys’un atölyesine gittiğimde, nasıl çalışmalar yapıyor diye izliyorum. Böyle maketler hazırlıyorlar, terebentin döküyorlar, yakıyorlar. Meşalelerle sokaklarda dolaşıyorlar ve bütün bunlara sanat diyorlar. Dedim bununla memlekete ne yapıp götüreceğim? Yani ortada sanat diye bir şey yok. Yakıp yıkıyorlar, geziyorlar ve o sanat oluyor. Kavramsal sanat.” sonrasında Berlin Akademisi’ne başvurduğunu bildiren ressam, Yunus Emre’nin bir eserinden ilham alarak yaptığı çalışmasıyla sınavı kazandığını ve insanın içsel savaşını resmettiği o çalışmasının, akademinin girişinde 1,5 ay boyunca sergilendiğini dile getirdi.
“İç Harp’ten Kuru Fasulye’ye”
İlk zamanlar fazla tablo satışı yapamayan Atalay, özellikle turistlerin büyük ilgi göstermesi üzerine desen çalışmalarına yoğunlaşmasını, “Picasso’nun toplam 11 bin deseni var. Ben senede 11 bin desen çiziyordum.” diyerek ifade etti. Farklı tarzlarda birçok seri çalışmaya imza atan ve galerisini 31 yıl sonra kapatmak zorunda kalan sanatçı, çalışmalarına yazlığında devam etti. Bu yıl içerisinde 3 farklı kitabı da sanatseverlerle buluşturmaya hazırlanan Atalay, Nisan’ın ilk haftasında, konferans ve sergiden oluşan bir etkinliğin dâvetlisi olarak İran’a gidecek. Sanatçının “İç Harp’ten Kuru Fasulye’ye” isimli sergisi, İsmail Erdoğan’ın küratörlüğünde, Taksim metro istasyonundaki Kültür AŞ Sanat Galerisinde 20 Şubat’ta açılacak.
AA