Mevlana'nın 745. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri kapsamında "Hazreti Mevlana ve Eserlerinin Doğru Anlaşılmasının Önemi" konulu konferans düzenlendi.

Mevlânâ Celâleddin-i Rumî ve Bedîüzzamân (ra)-1

İslamofobiye karşı Mevlana ve Asrımızın Mevlanası Bediüzzaman örnek verilmeli

NEÜ Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gürer, Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansta, Hz. Mevlana'nın her dönemde insanların gönüllerini fethettiğini söyledi.

Mevlana'nın, eserlerini yoğun sıkıntıların baş gösterdiği bir ortamda verdiğini aktaran Gürer, şunları kaydetti:

"O, insanların sevinçlerini, hüzünlerini ve sıkıntılarını görme fırsatı bulmuştur. Diğer taraftan Selçuklu başkenti Konya siyasi ve kültürel anlamda kozmopolit bir yapıya sahip olduğu için eserlerini çok daha gerçekçi bir ortamda yazma fırsatı elde etmiştir. Bu da kendisine oldukça geniş bir ufuk ve bakış açısı ile kültür zenginliği katmıştır. Bunun doğal olarak sonucu da geniş kitlelere rahatlıkla hitap etmesidir. Mevlana'nın eserlerinde hitap edilen bir insan figürü vardır. Bu insan evrensel nitelikte bir insandır. Sadece insan unsurunu ele alır. Mevlana'nın mesajı, sadece günümüz insanına değildir. Bütün çağlarda farklı zamanlarda dinlere mensup insanlara dahi ulaşabilecek üslubu ve tarzı vardır. Dolayısıyla eserlerinde anlattığı insan, zaman, dinler ve ırklar üstü bir insandır."

"Onun mesajı 800 yıldır tazeliğini korumaktadır"

Gürer, Mevlana'nın hedef kitlesinin sadece Allah'ın yarattığı insan olduğunu belirterek, "O daima kendini yenileyen, tazeliğini koruyan mesajlar vermiştir. Bir anlamda insanın eline bir ayna vermiş ve o aynaya bakarak insanın kendisini görmesini sağlamıştır. Böylece kendisini gören insan eksiliğini, hatasını, kusurunu, zaaflarını, artılarını ve eksilerini görecektir. İşte Hazreti Mevlana'nın Mesnevi'de ve diğer eserlerinde yaptığı, o artıları ve eksileri nasıl kullanacağını insana öğretmektir. Bu sebeple onun mesajı 800 yıldır tazeliğini korumaktadır." diye konuştu.

"Mevlana'nın yolu Kur'an'ın ve Hazreti Peygamber'in yoludur" 

Hazreti Mevlana'nın, Mesnevi'yi Kur'an-ı Kerim'in bir tefsiri olarak nitelendirdiğini ifade eden Gürer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mesnevi'nin ön sözünde; 'Bu kitap hakikata ulaşmada ve sırların aşılmasında İslam'ın temellerinin temelidir, İslam'ın aslının aslıdır. Allah'ın koyduğu kuralların tamamıdır. Allah'ın en açık yolu ve en büyük delilidir' ifadeleri yer alır. Mesnevi'nin girişinde de anlaşılacağı gibi Mevlana'nın yolu Kur'an'ın ve Hazreti Peygamber'in yoludur. Kendisi de zaten 'Ben yaşadığım sürece Kur'an'ın kölesiyim, Muhammed Mustafa'nın yolunun tozuyum. Kim benden bunun dışında bir şey naklederse ben o sözden de o sözü söyleyenden de şikayetçiyim' der. Dolayısıyla Hazreti Mevlana, Kur'an'ın dışında bir şey söylememiş ve yapmamıştır."

AA