Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın yedinci oturumu, sanık avukatlarının savunmaları ile müşteki avukatlarının, davada bugüne kadarki süreçle ilgili görüşlerinin alınmasıyla tamamlandı.
Soma'daki maden faciasına ilişkin 8'i tutuklu 45 sanığın yargılandığı davada, müşteki avukatlarından Mehmet Ümit Erdem, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye Kömür İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aktaş, Ege Linyit İşletmeleri Müessese Müdürü Hakkı Duran ve Maden İşleri Genel Müdürü Sadık Civelek'in tanık olarak dinlenilmesini talep etti.
Davanın tutuksuz sanıklardan Halil Sarı'nın avukatı, kazayı soruşturan cumhuriyet savcılarının olay yerine gitmemesini eleştirerek, şunları kaydetti:
"Bu hususu defalarca talep ettik, reddedildi. Buna rağmen TBMM Araştırma Komisyonu tarafından madene gidilerek olay yerine girildi ve komisyon tüm delilleri topladı. Bunu savcılığın yapması gerekirdi. Bu sebepten iddianame adil olmayan şekilde hazırlandı. İlk seferinde de mahkemece kabul edilmedi ve eksikleri tamamlanmak üzere geri gönderildi ancak yine de yeterli özen ve dikkat gösterilmediği anlaşılmaktadır. Savcılık söylenenlerin ve medyanın baskısı altında kalmıştır."
Sanık avukatlarının savunmaları tamamlanması ardından müşteki avukatlarından Serhan Özbek, çapraz sorgu işleminin sanıkların ifade verirken yapılmamasını eleştirerek, bunun yapılması halinde gerçeğe daha kolay ulaşılabileceğini savundu.
Özbek ayrıca, sanık avukatlarına gösterilen "süre ve hoşgörünün" ileride kendilerine de gösterilmesi talebinde bulundu.
Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı, bu talebe, "sürede sınırlama yapmayacağı" karşılığını verdi.
"Tek suçlu salondakiler değil"
Kovuşturmanın ilk aşamasının geçildiğini ancak olaydaki tek suçluların salondaki sanıklar olmadığını, daha ağır kusurlu kişilerin de olduğunu iddia eden Özbek, "TBMM Araştırma Komisyonunca hazırlanan raporu, yargı ve yasama erklerinin birbirine karışmaması açısından lehimize ya da aleyhimize olsun kabul etmememiz, hukukçu kimliğimize yakışmaz. Müdahil tarafı olarak ayrıca sonradan düzenlenen belgelerin delil olarak kabul edilmemesini talep ediyoruz. Gerçeği ve gerçek sorumluları bulmak istiyorsak, doğrularla uğraşmak zorundayız" diye konuştu.
Bakanlar ve kamu görevlilerinin tanık olarak dinlenmesi istendi
Müşteki avukatlarından Mehmet Ümit Erdem ise olayda kamu görevlilerinin de sorumluluğu bulunduğunu iddia ederek, şunları kaydetti:
"Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye Kömür İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aktaş, Ege Linyit İşletmeleri Müessese Müdürü Hakkı Duran ve Maden İşleri Genel Müdürü Sadık Civelek'in tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz. Talebimizin reddedilmesi durumunda gerekçeli kararın açıklanmasını istiyoruz."
"Bize göre, bilirkişi raporu ile gerçek aranmıştır"
Müşteki avukatlarından Denizer Çamlı ise sanık ve avukatlarının savunmalarının, bilirkişi raporuna itiraz ve tüm sorumluluğun olayda yaşamını iş güvenliği başmühendisi Mehmet Efe'ye yüklenmesi üzerine temellendiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bize göre madende sıcaklık sensörünün ocak ayından beri yüksek değer gösterdiği gerçektir. Yine mayıs ayı başından beri karbonmonoksit sensörlerinin onlarca saat yüksek değerler gösterdiği, olay günü sabah saatlerinden itibaren yoğun duman olduğu gerçektir. Maskelerin yıllarca bakımının yapılmadığı gerçektir. Biz bilirkişi raporunda ve burada yapılan yargılamada da gerçeğin arandığına inanıyoruz."
"Mehmet Efe, suçlama değil, en büyük saygıyı hak ediyor"
Sanıkların ve avukatlarının savunmalarına göre olayın Mehmet Efe'nin ihmallerinden ve işin fıtratından kaynaklandığını ve ancak bu yönde hazırlanan bir iddianamenin kabul edilebilir olduğunu ifade eden Çamlı, "Oysa Mehmet Efe, olaydan sağ kurtuluyor ve sonrasında madene kurtarma çalışmaları için yeniden girdiğinde yaşamını yitiriyor. O yüzden Mehmet Efe, bu olayda suçlanmayı değil, en büyük saygıyı hak ediyor" dedi.
"Suçüstü hükümleri uygulansaydı izne gerek kalmazdı"
Çamlı, soruşturma safhasında, olayın hemen ardından suç üstü hükümleri uygulanmadığı için bu dosyada sorumluluğu bulunduğunu iddia ettiği kamu görevlileri hakkında işlem yapılamamasının çok büyük eksiklik olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Suçüstü hükümleri uygulansaydı bugün Maden İşleri Genel Müdürü, Türkiye Kömür İşletmeleri üst yöneticileri, iş müfettişleri için soruşturma iznine gerek kalmayacaktı. Biz 11 aydır bunun için izin bekliyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıkları, 11 aydır ne sorumluların isimlerini bildiriyor ne de soruşturmaya katkı sunacak izni veriyor. Bu nedenle bu dava eksik bir davadır. Bu dosyaya katılması gereken daha çok kişi ve kurum var."
Müşteki avukatlarından Bengül Berber de Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü yöneticileri ile müfettişleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Mahkeme başkanı Aytaç Ballı, avukatların savunmaları ve görüşlerinin alınmasının ardından duruşmaya, 24 Nisan Cuma gününe kadar ara verdi.
Sanıklar hakkında istenilen cezalar
Davada, tutuklu 8 sanık "olası kastla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle yargılanıyor.
Tutuksuz 37 sanıktan 12'sinin "taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarının istendiği davada, 25 tutuksuz sanığa ise bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri gerekçesiyle aynı aralıktaki ceza süresinin, üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.
AA