"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sultan Abdülhamid Han İslam İttifakı için çalıştı

26 Nisan 2018, Perşembe 00:13
SünnÎ-ŞiÎ mezhepleri arasında birlik ve yakınlaşmanın Sultan Abdülhamid Panislamizm’inin üç farklı bağlamından biri olduğunu dile getiren eski YÖK başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, bu stratejinin diğer iki bağlamının ise imparatorluk ve dünyadaki bütün Müslümanların dayanışmasının sağlanması olduğunu belirtti.

İstanbul Şehir Üniversitesi Dragos Kampüsü’nde “Vefatının 100. yılında Sultan Abdülhamid ve Dönemi” konulu panel düzenlendi. Panelde Sultan Abdülhamid’in hayatı, halifeliği, Panis- lamizm düşüncesi, Filistin meselesi ve ölümünden sonraki dönem gibi konular uzman akademisyenler tarafından ele alındı. Oturum başkanlığını İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Engin D. Akarlı’nın yürüttüğü panele İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. İsmail Kara ve Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya ile aynı fakültenin Ta- rih Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Tufan Buzpınar ve Prof. Dr. Abdülhamit Kırmızı katıldı. Orta Doğu üzerine çalışmaları ile tanınan Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, “Panislamizm ve Cemaleddin Afgani” ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Sultan Abdül- hamid döneminde Panislamizm’in üç farklı bağlamda tartışıldığına dikkat çeken Prof. Gökhan Çetinsaya, “Bu üç farklı bağlamı şöyle sıralayabiliriz: Dünyadaki bütün Müslümanların dayanışması, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan farklı ırklardan Müslümanların dayanışması, Sünnî - Şiî mezhepleri arasında birlik ve yakınlaşma. Abdülhamid ve Cema- leddin Afgani ilişkisi Sünnî-Şiî mezhepleri arasındaki birlik bağlamındadır.” dedi.

19. yüzyılda ŞiÎ meselesi

Çetinsaya, Osmanlı yönetimi için 19. yüzyılda Irak’ta bir Şiî meselesinin mevcut olduğunu belirterek, “Özellikle Bağdat ve Bas- ra’da Şiî nüfus sürekli artıyor. Irak’ta yaşayan Şiî müçtehidlerin İran iç politikasına müdahaleleri artıyor. Bu durum Osmanlı İmparatorluğu için sadece dinî değil siyasî açıdan da önem arz etmeye başlıyor. Şiî meselesine kalıcı bir çözüm olarak Sünnî-Şiî yakınlaşmasını gerçekleştirmek için bir proje gündeme geliyor. Sultan Abdülhamid’in danışmanları çalışmalar yapıyorlar. Bunun için Cemaleddin Afgani İstanbul’a dâvet ediliyor, 1894-1895 yıllarında bir dizi faaliyet gerçekleştiriliyor. İran Şahı kendisine karşı olarak gördüğü bu projeye cevaben, Osmanlı-İran sınırında eylem yapan Ermeni tedhişçilere yardımı artırınca, dini olmaktan ziyade siyasi olan bu proje yarım bırakılarak rafa kaldırılıyor” şeklinde konuştu.

İstanbul - Yeni Asya

***

Okumak için tıklayınız:

Bediüzzaman, 'şahsiyeti' ile 'siyasetini' ayırdığı Sultan Abdülhamid'i nasıl tenkit ediyor?

Okunma Sayısı: 2966
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı