Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz 15.11.2014' de Yeni Asya Afyon İlme Hizmet Vakfı tarafından organize edilen programın konuğu oldu.
Güleçyüz, Risale-i Nur'lara devlet tekeli uygulamasının Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesiyle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
Bandrol engeli devam ederken bunun bir çözümü olarak -güya- gündeme getirildi devlet tekeli. Eserlerin kamuya mal edilmesini öngören bir düzenleme torba kanuna eklenerek meclisten geçirildi. Ama böyle bir düzenlemenin demokratik dünyada örneği yok. Fikir, kültür-sanat eserleri devlet tekeline alınamaz, kamuya mal edilemez, devletleştirilemez, millîleştirilemez. Çünkü bazıları diyorlar ki "Kamulaştırma, devletleştirme yok, millîleştirme var". Farkı ne? İzah et. Bizim bildiğimiz hepsi aynı. Millîleştirmek deyince kamulaştırma, kamulaştırma deyince devletleştirme anlaşılır. Risale-i Nur hiçbir zaman devletin resmî şekilde kendi tekeline alarak yürüttüğü bir hizmet olamaz. Tam tersine Risale-i Nur neşriyatının bugüne gelişi devlete rağmen olmuştur hep. Devletin çıkardığı engellemelere, baskılara rağmen bunları aşarak Risale-i Nur kendi yolunu açarak bugünlere ulaşmıştır. Ve bir sivil hareket, bir sivil dinamizm, bir insiyatif olarak gelmiştir. Ve bunun da çok önemli bir gerekçesini Üstad "İman ve Kur'an inhisar altına alınamaz", yani bu devlet tekeli altına da alınamaz, özel kuruluşlar da tekeli altına alamaz. Risale-i Nur umumun malıdır, dolayısıyla ümmetin malıdır. Diyanet İşleri Başkanı'nın bizzat bana ifade ettiği gibi ümmetin malıdır.
Konuşmanın yer aldığı videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.