TÜSİAD Başkanı Bilecik, “Son yıllarda ülkenin çok talihsiz olaylar yaşadığına değinerek, “Artık bunları geride bırakmamız ve normalleşmemiz gerekiyor. Bu doğrultuda özellikle yatırımcılara normalleşme sinyallerinin verilmesinin önemli olduğunu vurguluyoruz” dedi.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, vergi artışlarının bireysel ve ticari hayatı baskılayacağını, Türkiye’nin yatırım ortamına yönelik imajını negatif etkileyeceğini söyledi. Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, “Fortune 500 Türkiye 10. Yıl Ödül Töreni”nde ekonominin görünümüne dair değerlendirmelerde bulundu. Ülke ekonomisinin bu yılın ilk yarısındaki büyüme rakamlarının herkesi memnun ettiğini dile getiren Bilecik, şunları kaydetti: “Ancak memnun olmanın yetmediği, göz kamaştırmamız gereken bir dönemdeyiz. Bunun sırrı da büyüme performansının sürdürülebilir, kaliteli ve sağlıklı bir kompozisyona sahip olmasından geçiyor. Yılın ilk yarısında ekonomiye çok önemli bir ivme verildi. Şimdi bu kazanılmış zamanı kalıcı ve sağlıklı reformları yapmak için kullanmamız gerekiyor. İktisadi olarak alınmış kararlar yeteri kadar etki etmez. Ekonominin yeni yol haritasından en belirgin pozitif etkiyi demokrasi, hukuk sistemi, temel hak ve özgürlük alanlarında kaydedilecek gelişmeler yapacaktır. Ayrıca reformların başarısı için Türkiye’nin uluslararası saygınlığını, çekim gücünü ve marka değerini yükseltecek iletişim stratejisine de ihtiyacımız var.”
‘Kalkınmak istiyorsak yargı kurumlarımızı güçlendirmeliyiz’
Bilecik, son dönemde Türkiye ekonomisinin en büyük kazanımının mali disiplin olduğunu vurgulayarak, “Mali disiplini kaybedebileceğimiz bir yola kesinlikle girmememiz gerekir.” dedi. Son yıllarda ülkenin çok talihsiz olaylar yaşadığına değinen Bilecik, “Artık bunları geride bırakmamız ve normalleşmemiz gerekiyor. Bu doğrultuda özellikle yatırımcılara normalleşme sinyallerinin verilmesinin önemli olduğunu vurguluyoruz. Güvenlik ve özgürlükler normalleşmeye dönük olarak birbirini tamamlayan öncelikler. Gerçek anlamda kalkınmak istiyorsak ekonominin yanı sıra yargı, vergi, eğitim ve güvenlik dahil olmak üzere kurumlarımızı güçlendirmeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.
‘Vergi artışları bireysel ve ticari hayatı baskılar’
Bilecik, son dönemde mali politikaların özellikle dış ticaret açığı, dış borç ve konjonktürel tehditleri göğüslemeye yönelik savunma harcamaları gibi gerekçelerle vergi artışları odağında şekillendiğini belirterek, “Elbette devlet ve toplum arasında güvenlik, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanması için uygulanan toplumsal sözleşmelerin en önemli ödevi şüphesiz vergidir. Ancak vergi artışları bireysel ve ticari hayatı baskılar. Nihayetinde devletin bütçesi artsa da ekonomik büyümeyi sağlamaz.” yorumunu yaptı.
‘Türkiye’nin imajını negatif etkileyecektir’
Bilecik, finansal kurumlar için kurumlar vergisinin yüzde 20’den yüzde 22’ye çıkarılmasının dış dünyada dikkati çektiğini aktararak, “Tüm dünyada yatırım çekmek amacıyla vergi indirimine gidilirken Türkiye’de böyle bir artış yapılmasının çok eleştiri alacağımız bir gelişme olacağını düşünüyoruz. Ağırlıklı olarak yabancı sermayenin olduğu sektörde bu tip ani vergi artışları Türkiye’nin yatırım ortamına yönelik imajını da negatif etkileyecektir” diye konuştu.