Olağanüstü Hal Kapsamında ilan edilen toplam 12 KHK ile yükseköğretim kurumlarındaki görevlerinden ihraç edilen akademisyen sayısı 6 bin 81’ye ulaştı. Bilimden uzaklaşıldığını belirten akademisyenler, “İhraçlar akademiyi çöle çevirdi” dedi.
1 Eylül 2016’dan itibaren Olağanüstü Hal Kapsamında ilân edilen toplam 12 Kanun Hükmünde Kararname ile yükseköğretim kurumlarındaki görevlerinden ihraç edilen akademisyen sayısı 6 bin 81’ye ulaştı. İhraç edilen akademisyen içinde işe iade edilenlerin sayısı ise sadece 174. Yükseköğretim Kurulu’nun internet sitesinde mevcut öğretim elemanı sayısı 160 bin 662, üniversite sayısı 206 olarak görülüyor.
Eleştirel düşüncenin temsilcileriydik
İhraçların kıyıma dönüştüğünü belirten KHK’lı akademisyen Fatma Zehra Fidan gazetemize yaptığı açıklamada şunları dedi: Son iki yıldır sürdürülen toplu kıyımlarla pek çok insan hayatı söndürüldü. Bu kıyımın bir parçası olan akademisyen ihraçları, toplumun can damarları sayılabilecek akademiyi iyice çöle çevirdi. ‘Fetö’ yaftasıyla yaftalananından barış bildirgesine imza atanlarına kadar, akademiden uzaklaştırılan bilim insanları bilimsel tavrın ayrılmaz bir yanı olan eleştirel düşünceyi temsil ediyordu. Eleştirel düşünceden arındırılan bilim yuvalarının ne hale geldiği, son Türkiye fotoğraflarında apaçık görünmektedir zaten.
Birlikten kuvvet doğar
Son KHK’yı ve ihraç edilmeleri değerlendiren İleri Haber yazarı, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi akademisyeni Prof. Dr. İzge Günal kendisinin de ihraç edilen akademisyenler arasında olduğunu belirtti ve yazarı olduğu internet sitesine yaptığı açıklamalarda şunları dedi: “‘Bu suça ortak olmayacağız’ dediğimiz için açığa alındık, ihraç edildik. 1 yılı aşkın süredir açıkta olan bizler için bu KHK var olan durumu resmileştirmeleri oldu. AKP’nin OHAL’i kaldırıyoruz propagandası yaptığı dönemde gelen bu KHK gösteriyor ki Türkiye’de OHAL’in kalktığı yok. AKP’nin bundan sonraki yönetim biçimi, farklı isimler de getirseler ancak OHAL KHK’larıyla olacak.” dedi. Günal bundan sonraki süreci “Açığa alındıktan sonra devam eden dâvâlarım vardı, pasaportuma el konulmuştu. Bunlarla ilgili mahkeme süreci yine devam edecek, ama biliyoruz ki bu siyasî bir süreç bu yüzden mahkemelerle değil ancak siyasî olarak kazandığımızda sonuç alabileceğiz.” şeklinde ifade etti. Haber Merkezi