MECLİS ADALET KOMİSYONUNDA MUHALEFETİN İTİRAZLARINA RAĞMEN İKTİDAR BLOKUNUN OYLARIYLA KABUL EDİLEN “STK’LARA DA KAYYIM” DÜZENLEMESİNE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ TEPKİSİ ARTARAK SÜRÜYOR.
ÖZGÜRLÜK VE MASUMİYET KARİNESİ
Mazlum-Der ve Özgür-Der: “Kanun teklifi STK’ları zora sokacak ve kötü uygulayıcıların elinde örgütlenme ve ifade özgürlükleri ile masumiyet ilkesinin ihlaline kadar varacak geniş yetkiler barındırıyor.”
EK VE AĞIR YAPTIRIMLAR
“Mevcut durumda STK’lar zaten yeterince denetlenebilir, para hareketleri kontrol edilebilir ve suç işleyenler gerektiği şekilde cezalandırılabilirken, dernek yönetimine el koyma gibi ek ve ağır yaptırımlar getiriliyor.”
SİVİL TOPLUMU BİTİRMEK
Türkiye'de dernek statüsünde faaliyet gösteren Uluslararası Af Örgütü Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan: “Düzenleme sivil toplumu susturmayı, ortadan kaldırmayı amaçlıyor.”
***
Uluslararası Af Örgütü, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen sivil toplum örgütlerine yönelik düzenlemenin “sivil toplumu susturmayı” amaçladığına işaret etti.
TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilerek Genel Kurul gündemine giren “Kitle İmha Silâhlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi”, başta İçişleri Bakanlığı’nca dernek yönetimlerinin görevden alınması ve yerine kayyum atanmasını öngören maddeleri olmak üzere, STK’lara yönelik düzenlemeler nedeniyle tepki topladı. BBC Türkçe’ye konuşan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan, düzenlemenin “sivil toplumu susturmayı” amaçladığına işaret etti. Beyhan, derneklerin zaten düzenli iç denetimlerini gerçekleştirdiği gibi Af Örgütü gibi büyük yapıların da ayrıca bağımsız denetimden geçtiğini hatırlattı.
Sivil alana darbe
“AYM ve AİHM kararları uygulanmıyor” diyen Beyhan, “Bakanın sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini durdurma kararı yargının kontrolüne tabi de, yargı kimin kontrolünde? Bu düzenleme Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının altına sığmaz. “Bu yasa teklifi kitle imha silahlarının yayılması ile mücadele bahanesi ile sivil toplumu ortadan kaldırma teklifidir. Türkiye’de yıllardır daraltılan sivil alana vurulmak istenen son darbedir. Sivil topluma müzakere edilmeden bir gece aniden ortaya çıkan bu teklif alelacele komisyondan geçirilip Meclis gündemine getirilmek isteniyor” ifadelerini kullandı.
Tepeden inme yöntemlerden vazgeçilsin
TBMM Genel Kurul gündemine gelen “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi”ne çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları da tepki gösterdi. MAZLUMDER, ÖZGÜRDER, Hukukçular Vakfı, AKDAV, İstikamet Vakfı, Medeniyet Vakfı, Umran Hareketi tarafından konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda okunan basın bildirisinde “Kanun teklifi, STK’ların kendi ayakları üzerinde durma imkanını fazlasıyla zora sokmakta ve kötü uygulayıcıların elinde; örgütlenme özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün ve masumiyet ilkesinin ihlaline kadar varacak geniş yetkiler barındırmaktadır” denildi. Bildiride “Biz aşağıda imzası bulunan sivil kuruluşlar olarak, söz konusu teklifte yer alan Dernekler Kanunu’na ve Yardım Toplama Kanunu’na ilişkin maddelerin teklif metninden çıkartılması gerektiğini, bu tür düzenlemelerin ilgilileri ile istişare edilmeden tepeden inme yöntemlerle hazırlanması geleneğinden vazgeçilmesi gerekliliğini vurgularız” ifadeleri kullanıldı.
İstibdat rejiminin göstergesi
HDP’nin muhalefet şerhinde, İçişleri Bakanına verilmesi öngören yetkilerin Anayasa’ya aykırı olduğu belirtilerek, “İçtüzük ve teamüller gereği kanun teklifinin, tali komisyon olarak ilkin İçişleri Komisyonu’nda görüşülmüş olması ardından da Adalet Komisyonu’na getirilmesi gerekirken bu temel ilkeden taviz verilmiş, teklifin doğrudan kabulü yasama organına adeta dayatılmıştır. Hukuk devleti ilkesinden verilen tavizlerin topluma ve ülkeye geri dönüşü mümkün olmayan zararlar verdiği, vermeye devam ettiği tartışmasızdır. İlkin bu dayatma yönteminden vazgeçilmesi ve hukuk ilkelerinden taviz vermeyen çalışmaların gerçekleştirilmesi parlamentonun sorumluluğu olduğu kadar görevidir. Sivil toplumda gerçekleşecek tüm yardım faaliyeti ile ilgili yürütme erkinin her türlü yetkiyi alması, istibdat rejiminin göstergesidir” ifadeleri kullanıldı.
***
STK’lara “kayyım” düzenlemesini Yeni Asya Gazetesi, 21 Aralık 2020 tarihinde manşet yapmıştı.
***
STK’ya kayyım, hukuka aykırı
CHP’nin muhalefet şerhinde, İçişleri Bakanına dernek yöneticilerini görevden uzaklaştırma, dernek yönetimlerine kayyım atayabilme ve derneği faaliyetten alıkoyma yetkisi veren teklif maddesi eleştirilerek şu değerlendirmeye yer verildi: “İçişleri Bakanına tanınan kapsamı belirsiz yetki, dernek özgürlüğünün keyfî şekilde sınırlanmasına yol açacaktır... Bu düzenlemenin yasalaşması dernekleri, örgütlenme özgürlüğü öznesi olmaktan çıkaracak ve demokratik hukuk devletinde tanımı bulunmayan bir kuruluşa dönüştürecektir... Suçun şahsiliği ilkesine aykırı bu düzenleme, ölçülü olmamakla birlikte hukuk devleti ilkesine de aykırıdır... Türkiye’de muhaliflerin sürekli yargı araçsallaştırılarak yüz yüze geldiği ceza tehdidi, sivil toplum faaliyetini de engelleme aracı haline gelmektedir. Bu düzenlemelerin toplumun platform vb. hukuk sisteminde tanımlanmamış yapılarda örgütlenmesini teşvik edeceği de açıktır. Yurttaşlar hukuk alanının dışına itilmek istenmektedir.”
***
OHAL KHK’larının boşluğunu dolduracak
CHP, HDP ve İYİ Parti, Adalet Komisyonu’nda kabul edilen Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin kanun teklifine şerh koydu. Muhalefet şerhinde, dernek faaliyetlerinin “keyfi” olarak sınırlandırıldığı ifade edilerek şu cümleler yer alıyor: “”Üçüncü fıkrayla; bu madde kapsamında görevden uzaklaştırılanların yerine yapılacak kayyum atamalarında izlenecek usûl açıklanıyor. Bu düzenlemenin yasalaşması, dernekleri, örgütlenme özgürlüğü öznesi olmaktan çıkaracak ve demokratik hukuk devletinde tanımı bulunmayan bir kuruluşa dönüştürecektir. OHAL KHK’ları ile dernek kapatılmasının ardından iki senelik boşluğu dolduracak kanuni bir düzenlemedir. Dernek organlarında görev alan birinin hangi kanun kapsamında olursa olsun hakkında kovuşturma yürütülmesi veya hakkında mahkûmiyet kurulmuş olması dahi derneğe yönelik meşrû bir gerekçe değildir.”
Muhalefeti sindirmek için kullanılacak
İYİ Parti’nin muhalefet şerhinde, “Hâlihazırda iktidarın muhalefeti sindirmek için yargıyı aparat olarak kullanması ve kendine muhalif her kesimi terörist olarak suçlaması bu düzenlemenin kötü niyetle kullanılacağına dair endişelerimizi su yüzüne çıkarmaktadır. Bu konuda en azından bir iddianame hazırlanıp mahkemenin bu iddianameyi kabul etmesi gerektiği kanaatindeyiz. “Bu, terörün finansmanıdır, buna el koyalım”, “Şu sivil toplum kuruluşunu kapatalım ya da bir kayyum atayalım” dediğimiz zaman hangi kurumun adaletine güveneceğiz? Yani AYM kararını tanımam diyen mahkemelere mi? Taraflı Cumhurbaşkanı’na ya da İçişleri Bakanı’na mı?” denildi.
***
Yardım paraları da mı gasp edilecek?
CHP Ankara Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Nihat Yeşil, Adalet Komisyonu’nda Kitle İmha Silâhlarının Yayılmasının Finansmanın Önlenmesine ilişkin Kanun teklifi görüşmelerinin Komisyonun milletvekillerine bilgi dahi vermeden oldubittiye getirilerek toplanmasına dikkat çekerek “Apar topar toplandık, önceden haber dahi verilmedi. Yangından mal kaçırır gibi Meclis kapanmadan bu kanunu araya sıkıştıralım fikri neden? Bu acelemiz ne” diye konuştu. Yardım Toplama Kanunu’nun cezaları düzenleyen 29’uncu Maddesi değiştirildiğini söyleyen Nihat Yeşil, şunları söyledi: “Valilere geniş yetki verilmesi ve mülkiyet hakkına kadar dokunan cezaların yargı kararı olmadan verilmesi, sorunludur. Muhalif birçok sivil toplum örgütü, topladığı yardımlardan “terörizmin finansmanı” bahanesiyle müdahaleye açık olabilecektir.”
Ankara – Recep Gören