Açlık grevi yapan Gülmen ve Özakça’nın yargılandığı davada savcı, tüm delillerin toplandığı gerekçesiyle tutuklu sanık Gülmen’in tahliyesini talep etti.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden ihraç edilen ve göreve iade gerekçesiyle açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın “silahlı terör örgütüne üye olmak”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yargılanmalarına Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Duruşmada, tutuklu sanık Gülmen ile tedavi gördüğü hastaneden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlantı yapıldı. Tutuksuz sanıklar Acun Karadağ ve Semih Özakça ise salonda hazır bulundu. Duruşmaya bazı CHP ve HDP milletvekilleri de katıldı. Savcı, bir önceki celsede verilen mütalaasını tekrar ettiklerini belirterek, toplanacak delil kalmaması, delillerin karartma ve kaçma şüphesi olmaması nedeniyle sanık Nuriye Gülmen’in adli kontrolle tahliyesini istedi. Gülmen de delilleri karartma şüphesinin olmadığını belirterek tahliye talebini yineledi. Ancak mahkeme tutukluluğunun devamına karar verdi.
Milletvekili Hakverdi tanık olarak dinlendi
Sanık avukatı Murat Yılmaz, Gülmen ve Karadağ’ın mesleklerine geri dönmek için TBMM’ye gittiğini ve parti temsilcileriyle görüşmeye çalıştığını öne sürerek, bu kapsamda CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi’nin tanık olarak dinlenmesini istedi. Tanık olarak dinlenen Hakverdi beyanında, OHAL İnceleme Komisyonuna Gülmen ve Karadağ’ın da başvurduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Komisyon kurulduktan sonra Nuriye ve Acun geldi meclise. Bizimle görüştüler, ‘Komisyona başvurduklarını ancak buradan sonuç alamayacağımızı biliyoruz’ dediler. ‘Ne yapacaksınız’ diye sorduğumuzda ‘Yüksel’de oturma eylemi başlatarak kamuoyunun ilgisini çekeceğiz’ dediler. ‘Eğer bu da sonuç vermezse açlık eylemi yapacağız’ dediler. ‘Peki bizden ne istiyorsunuz’ diye sorduğumuzda, ‘Eğer siz bizim yanımızda olursanız bize fazla müdahale etmezler ve eylemlerde polisin bize karşı olan tutumu biraz yumuşar diye düşündük’ dediler.”
AA